Hani, sehpa üzerine çaydanlik veya çay bardagi koymak için altina bir seyler konur ya…
Öyle bisey almis bizimkiler.
Baktik, Çin mali.
Üç bes çita parçasina üç bes çita parçasi tutturularak, yapistirilarak yapilmis bisey.
Kizin tepkisi yerindeydi: "Vay be! Bu bile Çin mali. Artik biz bu kadarini da mi yapamaz olduk?"
Evet…
Yapmaz veya yapamaz olduk.
Elimizi silecegimiz ipekli mendiller yabanci.
Saçimiza sürecegimiz sampuanlar yabanci.
Ekmegimize sürecegimiz çikolata yabanci.
Aydinlanmada kullanacagimiz ampul yabanci.
Otomobilden, elektrikli aletlerden geçtik…
Iki çita parçasini dört çita parçasina tutturmaktan caydik artik.
Bizim kapitalistler ya iyice doydular…
Ya da onlar da pazar yitimindeler.
TV'lerde reklama yakalandigimizda bu unsur kafamiza nasil da dangir dungur iniyor.
Sattilar ya zaten.
Bankamiz kalmadi nerdeyse.
Postanemiz kalmadi.
Artik ülkemizdeki, sehirlerimizdeki postanelerin içine yabancilik duygulariyla girmeye basladik.
Telefonumuz yok örnegin.
Kullandigimiz telefonlar hep yabancilarin.
Ellerin telefonuyla konusuyoruz.
Elin verdigi hattâ sattigi tohumu atiyoruz tarlalarimiza.
Elin çikolatasini yiyoruz.
Elin deterjaniyla yikiyoruz çamasirlarimizi.
Kafamizi elin sampuaniyla temizliyoruz.
Sagimizi solumuzu elin ipek mendilleriyle siliyoruz.
Efkâr bastiginda elin rakisiyla sagaltiyoruz yürek yaramizi.
Zaten oldum olasi yürek yanginimizi elin biralariyla sogutuyorduk.
Elin yaptigi otolarla tasiniyoruz saga sola.
"Anadol" ne kadar bizdendi, sorgulanabilir.
Ha keza Tofas.
Ne kadar titredik, ne kadar kendimize gelebildik bilmem ama…
"Anadolu"nun ne kadar bizim olup olmadigini sorgular duruma mi düsecegiz sonunda?
Çünkü…
Görüyoruz iste sonunda muhabbet nereye gelip dayandi.
Biz çelik çomak oynamaya bayiliyoruz.
Elin rakisiyla kafa çekmekten…
Elin otosuyla beden gezdirmekten…
Elin yaptigi silahla kendimizi vurmaktan…
Elin efsunuyla hindi gibi düsünüp durmaktan alamiyoruz kendimizi.
Üretemiyoruz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol