2008'in sonlarina yakindi. Cuma idi günlerden. Son Cumasi idi 2008'in. Bir yigin hengâmenin arasinda dolasip dururken, birkaç sevgili insanla bir yerlerde otururken…. Öglen üzeri sayilirdi henüz. Gündüzün dorugu yeni yitmis, zaman öglen ötesine azicik gitmemisken…
Münir ögretmen aradi. Istanbul’dan bir grup gelmis. Kirklareli TEMA temsilciligiyle ortak bir çalisma dogrultusunda, buralardaki dag köylerinde, Kirklareli'nin kirsalindaki unutulmaya yüz tutan, göz ardi köylerde insanlarin yasam biçimini, umutsuzluklarinin, umarsizliklarinin nedenlerini, karamsarliklarinin ve çikmazlarinin biçimini, seklini semalini arastirmak, sorusturmak niyetindeymisler. "Onlari Kofçaz'a hatta Terzidere'ye yönlendirdim. Duyarli ve buralari iyi bilen bir kisi olarak sen de bu isin içinde olmalisin," dedi.
Saka degil, hengâmenin girtlaga tirmandigi bir zamandi. Gidisat yamandi…
Yine de Münir ögretmenin bu önerisini geri çevirmek akla pek yatkin degildi. Istanbul'dan arastirmaci bir grup gelecek, benim yöremdeki çikmaz sokaga dalacak ve bir takim sorunlarin nedenlerini arastiracakti da... Münir ögretmenin hakli mantigi dogrultusunda, benim orada olmam gerekirdi. Hiç ikilemedim. Hemen, acil olmayanlarimi öteledim. Durumumu elzem kosullara uyarladim ve… Fotograf makinemi de alarak, arastirmaci grubun minibüsünde yerimi aldim.
Kimdi bu arastirmaci grup? Öncelikle onlari taniyalim mi birlikte?
Dilek Tekeli hanimdan ögrenmeye giristim grubun kimligini, özel, güzel ve tüzel kisiligini, amaçlarini, dogrultularini.
Adi pek kisa degildi grubun. "TRAKYA DAÄz KÖYLERININ SOSYAL VE EKONOMIK KIRSAL KALKINMASI ARASTIRMASI" grubuydu. Aynen böyle yazdirdi Dilek hanim. Grubun adi tam da benim yillardir dert ettigim, konu ettigim, araliksiz islemeye, incelemeye, akil ve gönül yormaya hamlettigim çikmaz sokakti. Trakya'nin ve özellikle de Kirklareli'nin Kofçaz, Dereköy, Demirköy, Vize taraflarinin köylerini arastiracaklar, sorusturacaklar, köylüleri konusturacaklar, konusacaklar ve buralardaki ekonomik, sosyal, moral vs… çöküsün nedenlerini ortaya çikarmaya, bundan bir sonuç almaya çabalayacaklardi.
Neden Trakya'nin, Kirklareli'nin dag köyleri, kirsal yöreleri seçilmisti? Çünkü buralarda yeterince ziraat ve hayvancilik yapilamaz, yapilandan da yeterli sonuç alinamaz olmustu. Bu artik gizlenemeyen bir ülke ve bölge gerçegiydi. Bu mizrak bu o çuvala sigmiyordu artik. Manzara belki bir takim yerlerden net olarak seçilemiyordu ama Istanbul Ticaret Üniversitesi'nden bakinca görünüm böyle yansiyordu.
AB Es Finansmani'yla yürüyen, Istanbul Ticaret Üniversitesi bünyesinde gerçeklesen bir arastirma projesi idi. AB'nin Sivil Toplum Diyalogu'nun gelistirilmesi programinin altinda hibe almis bir projeydi. Amaçlari sunlardi:
1. AB Es Finansmani
2. AB'nin Sivil Toplum Diyalogunun Gelistirilmesi
3. Istanbul Ticaret Üniversitesi Bünyesinde isliyordu.
Hedef kitle: Kirklareli'nin dag ve orman köyleriydi. Yani genelde önemli olan, ekonomik açidan geri kalmis, göç vermis dag ve orman kimlikli kirsal köylerdeki sorunun arastirilmasi ve üzerine gidilmesiydi. Buradan bir strateji çikarmakti. Burada neler yapilirsa geri kalmislik önlenebilir ve kirsal kalkinma saglanabilir? Buraya ne tür projeler hazirlanmali ve buralarda neler yapilmali ki bu diyarda bir seyler yapmak isteyen kisiler, kurumlar bundan yararlanabilsin?
Önemli olan, saha gezileri, insanlarla konusmak, onlari anlamak, temel ve ivedi gereksinimlerini belirlemek, dolayisiyla bölgeyi tanimak, onlarin benimsemeyecegi çözüm yollarini önermemek.
AB'ye aday ülke olmaktan dolayi, Türkiye'nin kirsal kalkinma konusunda bir takim ilerlemeler kaydetmek için bazi öncelikleri var. Nedir bunlar?
1. Çevreye Saygili Kalkinma
2. Sürdürülebilir Kalkinma
3. Kadinlarin, Gençlerin ve Dezavantajli Gruplarin Disarida Birakilmamasi.
Bu islemler, arastirmalar yerinde sürdürülüp bir noktaya gelindikten bir süre sonra neler yapilacak?
Kirklareli'de:
1. Yuvarlak Masa Toplantilari
2. Bilgilendirme Toplantilari
3. Özellikle Yerel Yöneticileri Hedefleyen Bir günlük Egitim Çalismasi
Proje yönetimi konusuna yogunlasan bir egitim çalismasi olacak.
Istanbul'da 2009 Eylül'ünde, bu çalismanin tanitildigi uluslar arasi konferans yapilacak. Bu etkinlik, yabanci akademisyenler, ilgili devlet kurumlari, yerel yönetimler, sahada tanisilan herkesin çagrildigi bir konferans olacak.
Bu arastirma çalismasi, 10 tane Türk arastirmaci ve 3 tane Yunan arastirmaci tarafindan yapilacak.
Bunlari anlatti Dilek Tekeli hanim. Böylece, yilin son günlerinde, artik kisa günlerin tükenip günlerin kisalmasinin durdugu, yilin bitimine yaklasilan bir zamanda, kimlerle ve niçin yola çiktigimizi birazcik olsun ögrenmeye çabaladik.
Yolumuz Terzidere'ye dogru. Gece yagan kar Elmacik mintikasinda kendini göstermeye basladi. Kirklareli TEMA'nin Kofçaz sorumlusu Hasan Tuna'yi Elmacik'tan aldik ve ilerledik. Kofçaz'da mola verip vermemek ikilemine fazla takilmayip sürdürdük yolculugumuzu. Bir an önce Terzidere'ye ulasmaliydik. Ikindiydi artik ve insanlar gün bitimi islerine yönelmisti. Büyükbas hayvanlarin bakimi, sulanmasi, yemlenmesi zamaniydi.
O yüzden köy kahvesinde üç dört kisicik vardi. Hemen bir takim yerlere haberler saldik. Duyan birkaç kisi geldi. Bayanlar da katildi toplantiya. Terzidere'nin ayricalikli özelligi ve güzelligidir, bayanlarin da böyle bir sosyal etkinligin, toplumsal yasamin içine bizzat girisleri, katilimlari.
Neler mi konusuldu köylülerle?
Devami Yarin
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol