ÜMITSIZ VE KARANLIK GÜNLER

Insanlarin oldugu gibi toplumlarin ve hatta uluslarin da ümitsiz ve karanlik zamanlari vardir. Tarihte böyle uzun yillar ve hatta uzun yüzyillar karanlik, umutsuz zamanlar geçirmis uluslar oldugu görülmüstür. Onlar sonradan bu sikintilarini kâgida dökmüsler, destanlar yazmislardir.
Türklerin Ergenekon Destani, Finlilerin Kalavala, Türkmenlerin Manas Destani bu tür büyük olaylarin yasanmasi üzerine yazilmislardir. Bir çesit manzum tarihlerdir destanlar.
Tarihin böyle bunalimli, karanlik ya da alacakaranlik zamanlarinda KURTARICI veya bir ÇIKIS YOLU bulamayan toplumlar elbet sonradan birtakim olaylara, gelismelere gebe kalmislardir. Sözgelimi Türk ulusu 1877 Osmanli-Rus, 1812-1813 Türk-Bulgar, 1914-1918 Birinci Dünya Harbi, 1920-1922 Istiklâl Savasi süreci (ki yaklasik 42 yil sürmüstür) ulusumuzun yakin tarihte yasadigi ümitsiz ve karanlik bir zaman bölümüdür. Bu dönemde insanlar hep kendilerine, birbirlerine "NASIL KURTULACAÄzIZ" diye sormus, yanit aramistir. Çanakkale Savasi ortaya bir KURTARICI UMUDU çikarmistir. O da Mustafa Kemal olmustur.
Mustafa Kemal'in halki ile birlikte yazdigi tarihi bugün Türk insani az çok bilmektedir. Halkimiz bu 42 yillik süreçte bir devletin battigini, topraklarini büyük ölçüde kaybettigini, can ve mal kaybina ugradigini biliyor olmalidir. Büyük Yenilikçi Sair Tevfik Fikret bu bunalimli dönemi bir siirinde "HER GECENIN BIR SABAHI VARDIR" seklinde ifade ederek UMUT bulutun arkasinda günes aramistir. Gerçekten de savaslar, siyasal çalkantilar, büyük göç ve göçmenlikler, isgaller sonunda Mustafa Kemal ile Her gecenin Bir Sabahi oldugu, Her Bulutun Arkasinda Bir Günes bulundugu görülmüstür. Uluslar, toplumlar sadece savas dönemlerinde bunalimlara düsmezler. Baris dönemlerinde de çikan ekonomik buhranlar, patlak veren krizler, siyasal çekismeler, iç karisikliklar ve günümüzde yasanan terör gibi olaylar nedeniyle zor zamanlar yasayabilirler. Türkiye su an böyle bir dönemden geçmektedir. Ülkede terör vardir. Ayrilikçi hareketler vardir, Issizligin, gelir dagilimindaki adaletsizligin yarattigi derin sikintilar, umutsuzluklar vardir. Bunun yaninda iktidarin cumhuriyet kurumlarina saldirilari, bunlari asindirma, yipratma politikasi vardir. Bütün bunlar ve bunlarin yaninda birtakim açmazlar, çözümsüzlükler toplumda yaralar açmakta, gelecek korkusu yaratmaktadir. Gelecegi kurtarmak için de ortalik da fazla bir gayret görülmemektedir.
Dogalki ülkenin agir sartlarini toplumun bütün kesimleri ayni derecede duyuyor ve yasiyor degildir. Bunu daha ziyade omuzlarinda tasiyanlar, iliklerinde ve midesinde hissedenler yoksullardir, Ortadirek dedigimiz dar gelirlilerdir, çiftçi ve esnaflardir. Onlar umutla umutsuzlugun sinirinda yasayanlardir. Gecenin sabahini bekleyenlerdir. Bulutun arkasindan günesin dogmasini gözleyenlerdir. Bu baglamda birilerinin onlara UMUT vermesi, bir Çikis Yolu göstermesi gerekir. Mustafa Kemal'in yaptigi gibi halkin önüne bir KURTULUS REÇETESI konulmasi lazimdir.
Ortada "Herkes Basinin Çaresine Baksin" gibi bir hava esmektedir. Bu, yaygin bir umutsuzluktur, karanliktan sikayettir. Kalkip bir mum yakmaya imkanlari olmayanlarin oturup sizlanmalaridir. "Sabrin sonu selamettir" diyenler elbet yüzünü karanlaga dönenler degildir. Eyüp Sabri ile Kurtarici bekleyenlerdir. Bugün halkin önüne bir SANDIK konsa acaba bir kuratici çikar mi? Bunu da bir ÇARE olarak düsünenler vardir. Belki de halkin kendini kurtarmak için yapabilecegi en demokratik çikis budur. Meclis bir erken seçime karar verir mi? Milletvekilleri Maaslarina yaptiklari kiyaklari daha henüz almamislardir. Erken seçim karari vererek, 11 milyarlik maasi yariya indirmek istemezler. Bilelim ki demokrasilerde çareler gündeme çabuk gelmez. Biraz daha tartismak, biraz daha konusmak ve biraz daha nutuklar çekmek gerekir. Bu baglamda halka diyecegimiz sudur "Ümitsizlik tarafina gitme, Ümit Vardir, Karanlik tarafa gitme Günes Vardir." Bekle.
nazifkaracam@gazetetrakya.com