ULUSUMUZ TEHLIKEYI GÖRMÜS ULUSAL DAYANISMA IÇERSINE GIRMISTIR

Ülkemiz giderek boyutlari ve çapi büyüyen bir büyük tehlikeyle karsi karsiyadir. Terör olarak görülen tehlike bir çesit gerilla savasina dönüsmüs gibidir. Ülkeyi savunan birliklere saldiri, asker kaçirma, köprüleri havaya uçurma, yollara ve geçitlere mayinlar döseme genis çapli bir silahli çatisma görüntüsü vermektedir. Bu çatismalarda, pusuya düsürme durumlarinda verdigimiz sehitlerin sayisi giderek artis göstermektedir. Halkimiz maruz kalinan bu tehlike karsisinda hareketlenmis, cadde ve meydanlara çikmistir. Terörü kitlesel olarak protesto etmeye, lanetlemeye baslamistir. Teröristlerin saldirilarini arttirmalari durumunda bu kitlesel tepkilerin giderek daha büyüyecegi muhakkaktir. Çünkü halkin sabri tükenmistir. Ancak sokak ve meydanlara çikan yurttaslarimizdan dilegimiz taskinlaga sapmadan, vakur bir ede ve davranis içersinde terör ve teröristle mücadeleye karsi oldugumuzu göstermektedir.
Tehlike, terörün ötesinde isaretler tasimaktadir. Terör birtakim dost bildigimiz ülkeler tarafindan ve özellikle Irak'in içinden büyük destek almaktadir. Irak'taki Amerikan kuklasi yöneticiler tehditler savunmaktan geri durmamaktadir. Sunu bu vesileyle söylemek gerekir ki Türkiye'nin Irak'taki en büyük engeli sözüm ona müttefikimiz ve dostumuz olan Amerika'dir. Tabii Amerika ile eskisi gibi dost ve müttefik degiliz. Halkimiz su an Amerika'ya büyük öfke içersindedir. ABD, Irak'ta bir operasyona karsi çikmakta, çesitli bahanelerle Türkiye'yi oyalamakta, güvenlik güçlerimizin, halkimizin sinirlerini germektedir. Sanki 1 Mart Tezkeresi'nin intikamini alir gibidir. Belki Amerika'nin, Türkiye üzerine henüz anlasilmayan gizli planlari vardir. Teröre karsi oldugunu söyleyen bir ülkenin terörü bir müttefikine karsi kullanmasi bu olayin üzerinde ciddi biçimde durmamizi gerektirmektedir.
Bu asamadan ve bu ulusal tehlikenin giderek ulusal bir tehdit durumuna gelmesi üzerine Türkiye'nin uluslararasi, müttefik ve dostlar arasi iliskilerde aksayan taraflari, ortaya çikan aci gerçekleri görmesi, buna göre tavir sergilemesi lazimdir. BÜYÜK TÜRKIYE, GÜÇLÜ TÜRKIYE uzun bir mücadele için politikalarini, mücadele gücünü realize etmelidir. Ulusun bir BÜYÜK HEDEF ugruna organize hale getirilmesi, bilinçlendirilmesi, ülkenin üniter yapisinin korunacagi baglaminda her ne pahasina olursa olsun herseyin yapilacagina iliskin hazirlik ve çalismalar gündeme gelmesi lazimdir. Ülkeyi yönetenler artik bilmelidirler ki Türkiye'nin ebedi dostlari, ebedi düsmanlari yoktur. Türkiye'nin edebi menfaatleri vardir. Ulusal politikalar bu gerçegi göz önünde tutarak yürütülmeli, uluslararasi iliskilerde temel ilke bu Ingiliz politikasi olmalidir. Araplardan fazla Arapçilik, Amerikanlilardan fazla Amerikancilik dis politikada en büyük yanilgimiz olmustur. Sanmisizdir ki dostluklar, müttefik baglaminda beraberlikler hep sürüp gidecektir. Dünyada böyle uluslararasi bir iliski biçimi yoktur. Onu da ortaya koyacak "Dostluk Böyle Olur" diyecek halimiz yoktur.
Suraya gelmek istiyorum. Amerika'nin 1914 yilinda Osmanli Devleti'nin önüne koydugu Vilson Prensipleri'nden birini gündeme getirmis göünmektedir. Olay Sevr Dosyasi'nin yeniden açilmasi olayidir. Lozan Anlasmasi'nin hükümsüz hale getirilmek istenmesi olayidir. Yani Türkiye'nin üniter Devlet Yapisi bozulmak istenmektedir. Tehlike burada dügümlenmistir. Terör bunun için birçok ülkeden destek görmekte, Türkiye'nin eli kolu baglanmak istenmektedir ve Türkiye su siralar çok yalnizdir. Bizi ayakta tutacak olan uyanikligimiz, tehlikeyi görmemiz, ulusal dayanisma içersinde olmamiz, mücadelede kararli oldugumuzu sergilememiz olacaktir. Üst tarafi lâfu güzaftir (Bos lâftir.)
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol