ULUSLAR YARATTIKLARI KÜLTÜR VE SANATLA BÜYÜRLER

Simdi öldü ya. Ingiliz Türkolog ve Müzikolog Dostum Prof. Dr. Laurence Piçken, 196O'li ortalarinda Çin'den yazdigi bir mektupta, Türklerin Çin Saraylarinda müzik çaldiklarini söylüyordu. Türklerin Orta Asya'da nasil bir müzikleri vardi, ayrintilari ve özellikleri neydi, bunu erbabi bilir. Ancak bir seyler çalip söyledikleri muhakkakti. Orta Asya'da Islami Bölge'ye girdiklerinde Arap Müzigi ile tanistilar. Kur'an-i Davudi sesle söyleyenlere, Arap gazeline kapildilar. Sonraki yüzyillarda Dede Efendiler, Itriler gibi önde gelen dev musikisinaslar, bestekârlar yetisti. Fakat bu arada Saray müzigi karsisinda halk da kendi müzigini söyleyip durdu. Cumhuriyet Ilan edildiginde Tek Sesli Türk Müzigi vardi. Hanendeler, sazendeler, gazelhanlar itibardaydi.
Türk müzigi ile Avrupa müzigi arasinda ses ve çalgi bakimindan büyük farklar, ayriliklar vardir. Sazli, nefesli sazlar yaninda vurmali sazlar bulunmaktadir. Sololar, Koralar, Orkestralar, Operalar, Sopronalar Bati müziginde agirliktadir.
Müzikte Devrim Cumhuriyetin Ilanindan sonra olmustur. Mustafa Kemal Türk Müzigini severdi. Rumeli sarki ve Türkülerini söylerdi. Ama düsüncesinde Çok Sesli Bati Müzigi vardi. Yüzyillar boyu yönetimimizdeki Bulgaristan'da atesemiliterken bunlari görmüstü. Sopronalarin söyledikleri aryalar bir baska alemden sesler getiriyorlardi. Ünlü musikisinaslar yeni bir ruh müjdeliyorlardi. Mustafa Kemal'e göre Yeni Türkiye bu musiki türünün, çizgisinin, okulunun disinda kalamazdi. O hal de Müzikte de degisiklige gitmek gerekiyordu. O yapildi.
«Cumhuriyetin Ilani ile birlikte Saray Orkestrasi ile Armoni Musikisi Cumhurbaskanligi'na baglandi. Musiki Muallim Mektebi, Ankara Devlet Konservatuar Atatürk Dönemi'nde kuruldular. Avrupa'ya müzik ögrenimi için ögrenciler gönderildik". Daha sonraki yillarda Devlet Operasi, Istanbul, Ankara, Izmir ve Adana gibi büyük kentlerde Devlet Opera ve Senfoni, Orkestralari kuruldu. Ankara, Gazi ''Egitim Enstitüsü'nde Müzik Subesi açildi. Buradan Ortaokul ve Liselere Müzik Ögretmenleri yetistirildi. Ancak ne var, Atatürk'ün baslattigi, Ismet INÖNÜ'nün sürdürdügü Müzik Devrimi devri demokrasi döneminde aksamaya, yozlasmaya basladi.
Bugün ülkemizde Müzik Lisesi var mi, bilmiyorum. Fakat, yok saniyorum. Idil BIRET, Suna KAN, Aysegül SARICA gibi üstün zekali çocuklarin devlet tarafindan okutulmalarina olanak veren yasa da kaldirildi. Neymis, esitlige aykiri imis. Sevsinler demokrasi sömürücülerini. Nerede o demok-atik esitlik, bana söyler misiniz ?
Bugün uluslararasi degerde bestecilerimiz, müzikçilerimiz, sopranolarimiz vardir ama ülkemizin nüfusu ve büyüklügü ile orantili degildir. Müzigi dinleyenimiz, sevenimiz dünden daha fazladir ama yeterli degildir. Nitekim Bulgaristan kökenli T.C. yurttasi Yildiz Ibrahimova sekiz milyonluk Bulgaristan'da dokuz müzik lisesi bulundugunu söylemektedir. Yildiz Ibrahimova daha sonra su bilgileri vermektedir.
"Türkiye'de sanat halâ emekliyor. Dünyaya açilmak gerekir. Bati'da her gittigim yerde "Bulgaristan'dan mi geliyorsunuz, sizde süper korolar, sesler var» diyorlardi. Bu ilgi Bulgaristan'in imajini degistiriyordu. «Simdi Türkiye'den geliyorum deyince «niye orayi seçtiniz» diye soruyorlar. Her isin basi egitim, yetenek önemli ama tek basina yeterli degil. Yaratici olmak gerekir.»
Geçenlerde ölen Müzikolog Cevad Memduh ALTAR'i 1957 yilinda Ankara'da, bir nedenle ziyaret etmistim. O siralar Ankara Devlet Konservatuari Genel Müdürü idi. Ondan dinlemistim Atatürk'ün Müzik Devrimi'nin öyküsünü. Bu vesileyle söylemisti, müzigin her türünde köklü bir egitime, uluslararasi yetenekte sanatçilar yetistirmeye ihtiyacimiz vardir. Müzik Uluslararasi bir dildir. Zengin bir Kültür Mozagi üstünde Türkiye'de sanatin ve beynin fukaraligini kabul etmek olasi degildir. Bu Yozlasmaya son verilmelidir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol