ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Çolak Sabri, degisen kosullar nedeniyle bazan Meriç'in batisinda, bazan dogusunda ve Küplü dolaylarinda yuvalandirdigi çetesini bir süre sonra Havsa ile Babaeski arasina kaydirdi. Bölgenin bazan ormanlik, fundalik ve bazan engebeli arazisinde gündüz istirahat, gece Yunan karakollarina, yerli Rum çetelerinin yuvalarina, devriye kollarina baskinlar yapiyor, «gizli savas yollari»ni etkin biçimde kullaniyordu. Bu arada durumlari kusku yarati yerli isbirlikçilere agir cezalar uyguluyordu. Çete, Küplü yöresindeyken burada edindigi deneyimlerle Havsa, Babaeski ve Pehlivanköy bölgesinde daha rahat çalisiyor daha etkili oluyordu. Baskinlardan olumlu sonuç aliniyor, düsmana verdirilen maddi zarar daha yüksek oluyordu. Bu sira Trakya-Pasaeli Müfrezesi de yörede etkili faaliyetlerine devam ediyordu. Bulgaristan üzerinden Trakya'nin batisina sizmis bulunan tüm Türk çeteleri kendi aralarinda da isbirligi içindeydiler. Trakyali zenginlerden yardimi görüyorlardi. Özellikle Uzunköprü esrafindan Mustafa, Lâtif, Hayrabolu'dan Hüseyin, Haci Serifin maddi manevi özverileri büyük boyutlara ulasmisti. Aslinda tüm Trakyalilar, isgal altinda olmalarina karsin, ola-nak buldukça ve güçleri yettigi oranda çetelere, Kuvay-i Milliyecilerin faaliyetlerine, «Gizli Teskilât» mensuplarina yardimci oluyorlardi. Bunu bir yurtseverlik görevi sayiyorlardi. Düsmanla hesaplasmayi bir onur ve gurur sorunu haline getirmisler, namus borcu kabul etmislerdi. Yunan zulmünü durdurmaya, düsmani Trakya topraklari disina atmaya kararliydilar. Zaman kötü, kosullar agir da olsa, Trakya halki Yunanla bir hesaplasmanin içindeydi. Bundan galip çikmasi tarihsel gelenegine, ününe uygun düsecekti.
Babaeski-Pehlivanköy bölgesinde, Kuleli, Agyeri, Hazinedar, Çengelli, Tasköprü, Mutlu ve Ertugrul köylerinde faaliyetini genisleten Çolak Sabri Çetesi'nin amaci, Trakya demiryolunda maddi zararlar meydana getirmekti. Ancak bölgenin bir ulasim merkezi olmasi nedeniyle düsman bu yörede çok siki güvenlik önlemleri almis, askeri yiginaklar yapmis, yerli Rum Çeteleri'ni daha etkin duruma getirmisti. Bu yüzden çetenin demiryoluna yaklasmasi kolay olmuyordu. Bölgenin özelliginden kosullar elverissizdi. Bunun çetenin faaliyetini olumsuz yönde etkilemesine karsin, faaliyet bölgesi durumuna getirdikleri Kuleli, Agyeri, Mutlu köyleri disina da tasarak zaman aman yöredeki Yunan kontrol merkezlerine baskinlar düzenliyor, Edirne-Istanbul, Babaeski-Pehlivanköy yollarinda devriye gezen Yunan jandarma birliklerine zararlar verdiriliyordu.
Çetenin etkili çalismalari Yunanlilarla yerli Rumlari çok rahatsiz ediyordu. Yunanlilar, bu çetenin basindaki komutanin «Recep» oldugunu ögrenmislerdi, ama asil adinin ne oldugunu bilemiyorlardi. Onun için çetenin içine sizma yollarina basvurmuslar, bu maksatla yerli Rum ve isbirlikçilere görevler vermislerdi.

DEVAM EDECEK

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol