ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Trakya davasi, Trakyali önderlerin de önemli bir sorunu olarak güncelligini korumustur. Davanin amacinda saptirilmadan sonuçlandirilmasinin Anadolu Harekâti'nin basarisina bagli oldugunu hiçbir zaman akildan çikarmamislardir. Davaya akil erdiremeyenler hariç, tüm Trakyalilar bunun bilincindeydi ve yeniden teskilâtlanmaya, çete ve gerilla savasi vermeye, ulusal degerleri savunmaya hazirdilar.
MUSTAFA KEMAL'IN KESIN BUYRUÄzU
Isgalden bir süre sonra Ulusal Kurtulus Savasi önderleriyle Istanbul'da beklentide olan Trakyali yurtseverler arasinda gizli görüsmeler meydana geldi. Sakir Kese bir (Büyük Sakir, Iktisat eski Bakani) ve Ekrem Demin Ankara'dan alinan yeni talimatin isiginda, Anadolu'ya bagli, Anadolu ile bir vatan olusturan Trakya'da yeni mücadele biçiminin özellikler tasidigini saptadilar. Bu mücadele biçiminde izlenecek iki yoldan biri Trakya içinden, digeri Trakya'nin disindan, Bulgaristan'a geçmis bulunan Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk önderlerinin gizli çalismalariyla olacaktir. «Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin, Trakya'da yapilacak olan teskilâttan bekledigi fayda, bir hâle (simdiki duruma), digeri istikbale (gelecege) raci (ait) olmak üzere ikidir.» Içinde bulunulan durumla ilgili olarak mümkün oldugu kadar, Yunan silâhii kuvvetlerini, Anadolu disinda tesbit ve mesgul etmek; ikinci fayda, Bulgaristan'daki Yunan aleyhtari olan zürra ile isbirligi yaparak Yunanlilarin isgali altinda bulunan arazi kisimlarinda tahrikat vücuda getirmek, küçük mikyasta, fakat çok sayida kurulacak çetelerle taraf taraf ve mümkün olursa hep bir zamanda bu tahrikleri canlandirmak, tesvik etmek.»
Bir durum degerlendirmesinin yapildigi siralarda Bulgaristan'da bulunan Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk önderleri de böyle bir mücadelenin beklentisi içindeydiler. Bu mücadeleye, Trakya'da isgal öncesinde olusmus gizli örgütlerle yeniden olusturulacak gizli gruplar ve halkin kendisi, ileri gelenlerin katilmasiyla baslatilip sürdürülecek ve basariya ulastirilacaktir. Mustafa Kemal'in buyrugu da bu dogrultudadir.
DÜSMAN KUVVETLERIN RUMELI'DE TUTULMASI
Fuat Balkan anilarinda, Ankara'nin isgal altindaki Trakya'nin durumu ve gelecegine iliskin karari belli olduktan sonra, «Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Genel Kurmay Baskan Vekili Fevzi Çakmak'in, Trakya hey'eti olarak Cevat Abbas (Gürer), Sakir (Kesebir) ve Fuat (Balkan)'a gönderdigi gizli yönergede, «Isgal altinda bulunan Bati ve Dogu Trakya'da yapilacak isleri anlattigini, amaçlari isaret ettigini, görev ve yetkileri belirledigini» anlatiyor ve bundan sonraki çalismalarin bu yönergeye göre düzenlenip yürütüldügünü söylüyor.
Bu yönergede Fuat Balkan'in görevi Bati Trakya'da gizli faaliyetlerde bulunmak. Bati Trakya'daki Türk ve diger azinliklara burada özerk bir yönetim kurulmasi dogrultusunda çalismak, karisikliklar çikarmak, direnislerde bulunmak, çeteler olusturmak ve asil önemlisi, «...Yunanlilarin, Anadolu'ya sevkedecekleri kuvvetlerin mümkün oldugu kadar çok kismini Rumeli'de oyalayip tutmakti.» Bu maksatla Fuat Balkan, Ankara'dan aldigi talimat ve yetkilerle Bulgaristan'a gitti. Fuat Balkan burada, 1913 yilinda Mustafa Kemal'in Sofya Atesemiliterliginde tanidigi, iyi görüstügü Dimitri Açkof'la bulustu. Ayrica Yzb. Lazarof'la (Kirklarelili) tanisti. Bulgaristan'da mesrutiyet döneminde Kirklareli ve Edirne disinda, Dogu Trakya'dan göç etmis Türk dostlari ve Makedonya (Selânik Manastir, Kosova) taraftari önderlerle Yunan isgali altindaki Bati Trakya'da harekette bulunmak ve bunun için gerekli yardimin yapilacagi hususunda anlasti.

DEVAM EDECEK.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol