ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Doktor, bir yüzüme bakti, "Sen ne diyorsun, dedi. Bir yere gidemezsin. Bu halinle sava-samazsin. Beslenmeye ihtiyacin var.» «Savasa gitmek istiyorum» diye direttim. Elbiselerimi giydim. Yakama «Çanakkale Gazisi»dir diye bir madalya taktilar. Bu sira agabeyimin de yaralanarak Yildiz Hastanesi'nde tedavi gördügünü ögrendim. Sirkeci sevkiyatinda bulustuk. Agabeyim, 32. alaydaydi. Gönüllü iznim çikti. Trenle Uzunköprü'ye, oradan yaya Çanakkale'ye gittim. Birligimi Avci Hatti istihkâmlarinda buldum. Ütgm. Hamdi, bölük komutanimizdi. Beni ve yakin köylüm Karaabalar'dan Halil'i çagirdi ve bize, 2-3 el bombasi alarak Ingiliz istihkâmlarin atmamizi emretti. Istihkâmlara çok yaklastik ve uygun bir yerden bombalari mevzilere savurduk. Derhal ates gördük. Ortalik karismisti. Ben sürünerek bir fundalik içine saklandim. Bir süre sonra ayagimdan agir biçimdi yaralandigimi anladim. Karaabalar köyünden Halil isa sehit olmustu. Tedavi için tekrar Istanbul'a gönderildi. Sisli Etfal Hastanesi'nde 3,5 ay süren tedaviden sonul tekrar gönüllü olarak cepheye yazildim. Alayimi Tekirdag'da buldum. Vapurla Derince'ye geçtik. Trenle Pozanti'ya geldik, yürüyerek Mus'a vardik. Burada Ruslarla savasa tutustuk. Bagdat, Halep, Sam ve Kudüs'de Ingilizlerle yaptigimiz savaslarda cephe bozuldu. Adana'dan his oldum. Emrinde çarpistigim Mustafa Kemal'i yi sonra, 20 Aralik 1930'da Kirklareli'ne geldiginde karsiladim. Yunanlilar Trakya'yi isgal ettiklerinde köyümde muhtardim. Milos'a tutsak gönderildim. Biz savasmaya seyler buldugumuz için savastik ve görevimizi yaptik.»
MALKARA'DA KARABIYIK ÇETESI'NIN CINAYETLERI
Mondros Antlasmasi ile harekete geçen yerli Rumlar, Uzunköprü-Sirkeci Demiryolu Hatti'ni korumakla görevlendirilmis bulunan Yunan taburunun desteginde, Trakya genelinde olusturduklari etkili çete gruplariyla faaliyete geçtiler. Yüzyillardan beri birlikte yasadiklari Türklerin üstüne saldirdilar. Trakya halkina insanlik disi hareket ve hakaretlerde bulundular. Astilar, kestiler, kursuna dizdiler, yaktilar, yiktilar ve bu hareketleri yaparken Türklerle birlikte yasadiklarini hiç animsamadilar. Bu iskenceleri yapanlari, cinayet isleyenleri, isgal kuvvetlerinin de maddî ve manevî desteginde yerli Rumlari Trakya'da örgütleyen kuruluslarin basinda «Yardim Komitesi» ile «Trakya Komitesi» geliyordu. Bunlar Istanbul Patrikhanesi'nin desteginde ve yönetiminde Yunan siyasî emellerine hizmet amacinda kuruluslardi. Mondros Ateskesi'nden sonra Dogu Trakya'da kosullari kendileri için elverisli duruma getirmek, Yunanistan'dan dönen Rum göçmenleri Türklerden zorla alinan yerlere yerlestirmek, çeteler meydana getirmek, Trakya'yi Yunanistan'a baglayacak ortami yaratmak, bu düsman cemiyetlerin görevleriydi. Patrikhane'ye bagli çalisan bu düsman cemiyetler genellikle Rumlarin yogun bulundugu Kesan, Çorlu, Uzunköprü, Gelibolu, Pinarhisar, Sarköy, Vize, Malkara ve Kirklareli yörelerinde faaliyet gösteriyorlardi. Rumlarin etkisi ve yaygin faaliyetleri arasinda dikkati çeken Rum çeteler arasinda zalimligi ve Türk düsmanligiyla ünlü Malkarali «Dimitri Cetesi»ydi. Dimitri'nin kurup yönettigi ve bölgede «KARABIYIK RUM ÇETESI» adiyla anilan çetenin izleminde bulunmus Türk çetecilerinden Vizeli Üzeyir Kaptan anilarinda sunlari anlatiyor
«Karabiyik Rum Cetesi'nin daha çok Malkara, Kesan ve Uzunköprü Bölgesi'nde faaliyeti vardi. Birçok Türkü iskenceyle öldürdügü yaygin bir söylenti halindeydi. Biz Vize Bölgesi Rumlari ile ugras verirken bu çetenin isi azalttigi, yöreye egemen duruma gelmek üzere oldugu bildirildi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol