ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

" Stratejik önemi vardi. Bu nedenle Yunanlilar Kiyiköy Bölgesi'ne büyük bir önem veriyorlardi. Kiyiköy'de Rum ve Yunan iskencesi akli durduracak boyutlara ulasmisti. Bizans Surlari içine kapatilan Kiyiköylülere uygulanan iskence yöntemleri tam anlamiyla insanlik disiydi. Halk, ayaklarindan asildiktan sonra altinda ates yakilan, etleri, butlari kasaturayla oyulan, tuz ve sicak yumurta konulan ve bu suretle öldürülen Ali Riza'nin dramini unutamiyordu. Sakir Bey Müfrezesi'nin halkin üzerindeki bu Yunan ve Rum baskisini hafifletmek gibi bir görevi vardi.
Türk müfrezesi Kiyiköy, Aksicim ve Bahçeköy yöresinde Rumlarla basarili bir savasim verdi. Zaman zaman silâhli çatismaya girdikleri de oldu. Müfreze burada iki sehit verdi. Müfrezenin bu bölgedeki basarisinda bu yöre çetecilerinden Bahçeköy'den Rasim, Binkiliç'tan Serif Kaptan, Kizilagaç'tan Kadir (Seyrek), Okçular'dan Hasan (Savas), Ormanli'dan Esref Kaptan, Çakilli'dan Ibrahim (Akyildiz), Akincilar'dan Ömer (Ergene), Kaynarca'dan Hamit (Yen), Sergen'den Mehmet (Tangün)'ün büyük katkilari oldu. Bahçeköylü Ziya Bayraktar, anilarinda bu konuyla ilgili olarak sunlari anlatiyor
«Mondros Ateskes Antlasmasi'nin ülkemiz için getirdigi tehlikeyi gören yerli Rumlar hemen bundan yararlanma yoluna girdiler ve baskilarini artirdilar. Halk yillarca bir arada yasadigi Yunan kökenli Rumlarin taskinliklarina, silâhlanmalarina önceleri bir anlam veremedi. Fakat zaman geçtikçe bu hareketlerin Türklere karsi oldugu anlasildi. Asil düsmanin halkin içinde yasadigi meydana çikti. Bunun üzerine Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin baslattigi Kuvay-i Milliye Hareketi ile birlikte savunma ve direnis süreci baslamis oldu. O siralar Trakya'da 250 bin dolayinda Rum azinlik vardi ve bunlar Gizli örgütlerini kurmuslar, kiliseleri, okullari, patrikhaneleriyle bu örgütlerin hizmetine girmislerdi. Böylece Trakya'yi Yunanlastirma hareketine baslamislardi. Rumlar isgal altinda bu hareketi Yunan ordusuyla basariya ulastiracaklarini umuyorlardi. Ancak bu bir hayaldi. Çünkü Trakya halki Anadolu'ya bagli olarak savunma, silâhli karsikoyma kararini çoktan almis, organize hale gelmisti. Bununla birlikte çete mücadelesi de baslamisti. Trakya'da çete mücadelesi, Türkiye'nin içinde bulundugu savas kosullari nedeniyle basvurulan en etkili bir yoldu. Trakya'da klasik anlamda bir cephe savasi için kosullar elverisli degildi. Düsmanla gizli savas yoluyla mücadele Mustafa Kemal'in saptadigi bir stratejiydi. Bu sebeple Ütgm. Sakir Bey Müfrezesi, Trakya'yi savunma ve düsmanla mücadelede etkin bir güç olarak görünmüstür. Daha önceki çetelerden farkli bir mücadele yöntemi uygulayarak, düsmani ciddi surette rahatsiz etmistir. Müfrezenin mücadeleyi Rum kiligina girerek sürdürmesi, basarinin önemli nedenlerinden birisidir. Zararsiz hale getirilen Rumlarin giysilerinin Türk çetelere giydirilmesi yeni bir yöntemdi. Rumtar kendi kiliklanndaki silâhli sivilleri kendilerinden saniyorlardi. Durum anlasilincaya kadar Sakir Bey Müfrezesi bölgede epey isler gördü.»
Müfreze komutani Sakir Bey, Kiyiköy Harekâti'ni Sergen, Sogucak, Evrencik, Oklali, Evrenli, Kizilagaç, Hamiliye, Sivriler, Kislacik ve Balkaya köylerini içeren bir alanda etkili biçimde sürdürdükten sonra igneada yöresine geçti. Igneada mücadelenin basindan beri büyük bir önem tasiyordu. Buradaki mücadele kosullari çok agir olmasina karsin, örgütten Haydar Bey'in (Dog, Igneadali Haydar Bey) hazirladigi mücadele ortami müfrezenin etkin bir görev yapmasini sagladi. Igneadali Haydar Bey, gerek Yüzbasi Mazhar (Çelikman), gerekse Ütgm. Sakir (Yorulmaz) müfrezelerine yaptigi maddî ve manevî yardimlarla Trakya Mücadele Tarihinde hakli bir yer almis, Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin sükranlarini kazanmis, Milli Mücadeleden sonra Istiklal Madalyasi ile onurlandirilmistir.
DEVAM EDECEK
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Rahmetli dedem HAKKI DIREK yaninda çalışmış hep anlatırdı .