ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Meric'in batisinda ve dogusunda Babaeski, Uzunköprü, Ipsala, Enez ve Kesan'a kadar genis bir alanda düsmani saskina çevirmeyi basarmis olan Çolak Sabri çetesi, Kuleli yöresi ile Edirne Asfalti boyunda yaptigi bir dizi baskinlar sonunda sabaha karsi Burunsuz Ormani'n-da istirahate çekilmisti. Herkes, gece yapilacak faaliyette düsmanla nasil mücadele edilecegini düsünmeye baslamisti. Aksam karanlik bastirdiginda çetede anlasilmaz bir huzursuzluk, bir can sikintisi vardi. Fakat hiç kimse, moral bozmus olmamak için, anlamsiz sikintidan söz etmiyordu. Bazen böyle anlamsiz sikintilar olabilecegine inaniliyordu.
Aksamin alaca karanligi yerini gecenin zifiri siyahligina biraktiginda verilen bir parolayla herkes daha önce belirlenmis yerlere, geçit agizlarina, kavsak noktalarina giderek beklemeye basladi. Ortalikta derin bir sessizlik vardi. Tüm kulaklar düsmanin olasi bir hareketini duymak için tetikteydi. Birden gecenin sessizligini bozan bir silâh patlamasi duyuldu. Çeteler bir baska biçimde irkil-diler ve daha bir dikkat kesildiler. Silâh sesi Burunsuz Köyü Ormani'nin «Kurt Geçidi» denilen mevkiinden gelmis, karsi bayirlarda yankilanmisti. Çetelerin bekledigi kuskulu hareket olmayinca ortalikta bir telâs basladi. Aralarindaki sorusturma sonunda anlasildi ki «Recep» (Çolak Sabri) kendi arkadaslarindan 2 kisi tarafindan pusuya düsülerek sehit edilmisti. Hiç kuskusuz bunda Yunan parmagi vardi. Çolak Sabri'yi sehit eden, ettikleri yemine sadik kalmayan 2 çete olaydan sonra kaçmisti.
Aradan sunca yil geçmis olmasina karsin, Çolak Sabri'nin sehit edilmesiyle ilgili çesitli öylenceler vardir.
Hangisinin gerçek oldugu henüz belirlenmis degildir. Fakat gerçek olan, bu kahraman çete komutanin iç düsmanlarin isgalci Yunanla yaptiklari isbirligi sonucu öldürülmüs oldugudur.
Tutsak Trakya'yi kurtarmak amaciyla sakatligina ragmen, memleketinin hizmetine kosan Yd. Sb. Çolak Sabri'nin sehit edilmesi çeteler üzerinde büyük bir moral çöküntüsü ve güvensizlik yaratmisti. Bu beklenmedik olaydan sonra çetenin bir bölümü dagilmis, köylerine dönmüs, bir kismi o sira Kirklareli Bölgesi'nde faaliyetini sürdürmekte olan Hüseyin Akkerman Müfrezesi'ne katilmis, düsmanla mücadeleye kaldiklari yerden devam etmislerdir. Tevfik Biyiklioglu, «Çolak Sabri'nin 'Sehadeti Olayi'na Trakya Gizli Teskilâti önemle egilmis ve bu ihanetin sorumlularindan birini yok etmis, digeri izini kaybettirdigi için cezasiz kalmistir» diyor.
DEREKÖY BÖLGESINDE IRFAN BEY ÇETESI
Kirklareli Bölgesi'nde yerli Rum Çeteleri'ne karsi Yzb. Irfan tarafindan olusturulmus 14 kisilik bir çete grubu vardi. Bu çete, Kirklareli'nin çevre köylerinden, özellikle Yildiz Daglari (Istrancalar) içindeki köylerin gönüllü ve yeminli kisilerinden seçilmisti. Dereköy, Karadere, Sükrüpasa (Mikrisova), Armutveren (Paspala), Çukurca (Sazara), Kuzulu (Koyva), Armagan (Hediye), Üsküp ve Koruköy, Kapakli yerlesim birimlerindeki yerli Rum ve eskiyala mücadele amaciyle kurulmustu. Bölge, Bulgar sinirina çok yakin olmasi nedeniyle ayri bir önem tasiyordu. Gerek yerli Rumlar, gerekse Yunan jandarmasi «Dereköy Soguksu Görüsmesi»nden sonra Türklerin olasi bir yardim almalarindan korkuyordu. Aslinda bu siralar yalniz bölge için degil, tüm Trakya genelinde organize yerli Rum çeteleri yaygin bir tehdit ögesiydi. Bugünkü Il sinirlarina göre Kirklareli genelinde o sira 34 bin dolayinda azinlik vardi. Bu olumsuzluga Yunan jandarmasinin varligini da eklemek gerekir.
DEVAM EDECEK
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol