ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Poyrali Köyü'nden Hasan Hoca (Hasan Sevinç), öldürülme tehlikesiyle Uzunköprü Bölgesi'ne kaçmisti. Buna benzer yüzlerce Türk köylüsü güven duyabilecegi yerlere göç etmislerdi.
Yunanlilar bölgeyi karadan kontrolleri altina almakla yetinmemisler, Istanbul Isgal Hükümeti'ndeki Ingilizlerin, destegi ve yardimiyla, Demirköy, Igneada, Kiyiköy, Podima ve Karaburun'a kadar Trakya'nin Karadeniz kiyilarini da tüm gözetim ve denetimleri altina sokmuslardi. Trakya'da yalniz bir isgal devleti olarak degil, tarihi bir düsman ve Trakya'yi yüzyillar boyu bir Yunan topragi olarak düslemis, simdi bu düsün gerçeklestigine inanmis devlet gibi hareket ediyordu.
Yzb. Mazhar Çetesi, Longos Çiftligi'nin ulu ve sik agaçlari içinde ve Sivriler yöresindeki magaralarda bir süre gizlendikten, çevrede bazi operasyonlar yaptiktan sonra Demirköy'e yönelerek, Fatih Dökümhanesi yakinlarina geldi. Bu yörede eskiya merkezlerine, Rum çetelerinin ellerinde bulundurduklari stratejik yerlere, Yunan jandarma karakollarina baskinlar düzenlenecekti. Çete, belirlenen hedeflere plânlanan baskinlarini yapti ve iyi sonuçlar aldi. Düsman yedigi darbeden uzun süre kurtulamadi. Yzb. Mazhar Bey Çetesi'nin gizlendigi yerleri saptamaya çalisti. Fakat çete Vur-Kaç taktigi uyguladigi için Yunanlilar bu yigit çetenin izini bir türlü bulamiyorlardi. Buna biraz da doga kosullari, yeryüzü biçimleri yardim ediyordu. Demirköy, Trakya'nin ormani en yogun bölgesidir.
Demirköy Bölgesi'nde Yzb. Mazhar Bey Çetesi'nin yiyecek, içecek gereksinmeleri Igneadali Haydar (Dog tarafindan karsilaniyordu. Haydar Dog, 1896 yilinda Bandirma Ilçesi'nin Haydar Köyü'nden Vize'nin Hasboga Köyü'ne gelmis, daha sonra Igneada'ya giderek, dayisi Sabit Aga'nin yanina yerlesmisti. M. M. Grubu elemanlanndandi. Trakya'nin kurtarilmasi davasina büyük katkilarindan dolayi Istiklâl Madalyasi ile onurlandirilmistir. Bahti açik bir kisi oldugu için, Haydar Köyü'nde bir iyi dilek sözü olarak «Haydar gibi nasibin olsun» derler.
Çete, Fatih Dökümhanesi yöresinden Igneada yolunu kontrol için harekete geçtiginde Yunan devriye kolu tarafindan sarildigini farketti. Bu bir yanlis hareketin degil, çetenin o yörede bulundugunun ögrenilmis olmasinin sonucuydu. Ancak Yzb. Mazhar ve çetesi düsman çemberini büyük bir ustalikla yarmayi basardi. Buradan bölgenin Pirenlik, Sahintepe, Balyoz Bayiri ve Saraplen Tepe üzerinden Avcilar (Korfa) Köyü yakinlarina geldi. Yalniz ne var ki, çete çok yorgun ve bitkindi. Büyük bir tehlike çemberinden kurtulmustu. Çagara Sirti ve Yumurta Tepe arasinda etrafa gözcüler koyarak istirahate çekildiler. Çete'de bir kayip, bir disiplinsizlik durumu yoktu.
Yalniz nedeni bilinmeyen psikolojik bir huzursuzluk vardi.
Yzb. Mazhar Bey Çetesi, sonraki gün Begendik (AyastafanosJ-Sislioba (Plaça) köylerine dogru bir operasyon için hazirlaniyordu. Fakat çevrede yasayan Rumlar ve asayisi saglamakla görevlendirilmis bulunan Yunan askerleri de Türk Çetesi'nin faaliyetiyle yakindan ilgileniyorlardi. Baskinlarindan, devriyelere yaptigi basarili saldirilardan tedirgin olmuslardi. Gerçekte Yzb. Mazhar'i Gizli Teskilât mensubu olarak da ele geçirmek istiyorlardi. isgal öncesinden beri Rum Çeteler Yzb. Mazhar'in pesindeydiler. Bu cesur Türk subayindan ögrenecekleri çok sey oldugu inancindaydilar. Bunun için de çeteyi yakindan izliyorlardi. Bölgedeki Rumlar, yerli isbirlikçileri adeta bu is için seferber olmuslardi. Ne var ki, uzun süreden beri faaliyette oldugu halde Yzb. Mazhar'i ele geçiremiyorlardi. DEVAM EDECEK
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol