ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

«Pire'den Hanya'ya gittik. Anadolu'dan tutsak getirdikleri 300 kisiyi Hanya Kalesi'ne doldurmuslar. Bizi de buraya sikistirdilar. Kalenin üç tarafi uçurumdu. Esirler toprak üstünde yatiyordu. Biz, 8-10 kusagi birbirine baglayarak asagiya sarkittik, çalisan isçilerden temin ettigimiz birkaç kilo ot sayesinde toprak üstünde yatmaktan kurtulduk. Hanya Kalesi açik bir yer oldugundan yagisli havalarda barinma olanagi yoktu.»
«Milos'ta Vize'den üç kisiydik. Ihtiyar arkadasimiz ölmüstü. Saray ve çevresinden ise, 500 kisi vardi. Ancak sayimda bu kadar kisi çikmiyordu. Milos'ta tutsak Türklerin durumunu incelemeye gelen Uluslararasi Kizilay Ekibi burada 1000'e yakin sivil esirin açlik ve sefalet içinde bulundugunu saptadi. Milos'ta, Vize ve Saray'dan bulunmasi gereken 500 kisinin neden azaldigini bu olaydan anlamak mümkündür. Günde 1-2 patates veya bir ekmegi 16 kisinin bölüstügü kosullar altinda yasami sürdürmek çok zordu.»
«Ey Türk Genci. Içindeki acilari uyutma/ O kurtulus kavgasini unutma/ Ibret olsun bunlar sana/ Yabanciyi sakin sokma vatanina.»
Yoguntas (Polos) Köyü'nden Ismail Elçi anilarinda, I. Dünya Savasi'nda Erzurum'da Ruslara karsi çarpistigini, daha sonra Kanal Harekati'na katildigini anlatiyor, Büyük Cemal Pasa Komutasinda Ingilizlerle savastiklarini belirterek söyle diyor
«Kanal Harekâti sirasinda Seria'da bir aralik Ingilizler tarafindan çembere alindik. 13 gün kadar düsman çemberinde kaldik. Tabur Komutanimiz Vodinali Hamdi Bey'di. Düsman çemberini yarmak veya tutsak olmak gibi bir durum vardi. Hamdi Bey, çemberi yarma girisiminden yanaydi. Bize askerlik yasamindan söz ederek, 1877-1878 Türk-Rus Savasi'nda (93 Harbi) tutsak düstügünü, tutsakligin dayanilmaz bir yasam oldugunu, bunun için düsman eline düsmektense serefli bir biçimde ölmeyi yeglemenin askerce bir hareket olacagini söyledi. Biz de öyle düsünüyor, buna inaniyorduk. Birligimiz 250 kisilikti. Çemberden kurtulmak askerlikte çok zor bir savas hareketidir. Fakat baska çaremiz yoktu. Düsmanla siddetli bir savasa tutulduk ve 120 sehit vererek yarma hareketini basardik. Kurtulmustuk. Fakat cephe tümden bozulup, çöktügü için hizla geri çekilmeye basladik. Daha sonra bizi terhis ettiler. Ben köyüme geldim. Bir süre sonra Trakya'da seferberlik ilân edildi. Tekrar asker oldum. Edirne Cephesi'ne gönderildim. Edirne-Meriç-Dedeagaç Cephesi'nde savunma hareketindeyken tabur komutanimiz Yunanlilarin Tekirdag'dan karaya asker çikardiklarini, Çorlu'ya kadar geldiklerini, cephenin çökmek üzere bulundugunu söyledi. Bu sira bir emirle, birliklerin anlasma geregince Bulgaristan'a geçecekleri bildirildi. Bizim birlikten bazi bölümler Edirne'de kaldi. Isgalde Edirne'deydik. Yunanlilar bizi tutsak ettiler, bir cezaevine koydular. Yunan ve Rum çetelere teslim edeceklerini söylediler. Fakat nedense bu söylediklerini yapmadilar. Ancak diger Türk tutsaklarla birlikte Milos Adasi'na sürgüne gönderdiler. Milos yolculugu çok agir kosullar altinda geçti. Tam 650 Türk'ün öldügü veya öldürüldügü bu yolculuk bize büyük bir istirap verdi.»
«Milos'ta bizi bir barakaya koydular. 3 gün 3 gece bu barakada kaldik. Ne aradilar, ne sordular. Sonra dendi ki, bizi keseceklermis. Fakat Yunanlilarin Anadolu'daki durumlari bozulunca bir toplu katliama girismediler. Ama tutsak Türklere Milos'ta insanliga yakismayacak hareketlerde bulundular. Günde bir fincan bulgur ile bir tane patates baslica gidamizdi. Açliktan ölenlerimiz oldu. Tanri bugünleri bir daha göstermesin.
DEVAM EDECEK.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol