ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

Ütgm. Ibrahim Akinci isgalden önce kurulmus gizli örgütlerden «Felah Grubu» elemanlarindandi. Trakya'nin isgali sirasinda Edirne'de basarili bir savunma yapmistir. Daha sonra kendisine saglanan sahte tüccarlik belgesiyle Bulgaristan'da bulunan Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk mensuplari ile Trakya'da kalanlar arasinda kuryelik görevini basariyla sürdürmüstür. Ayni zamanda Trakya'da 3 kisilik «Yeminli Teskilât»tan biri olarak, gizli faaliyetlerde bulundu. Böylece Tutsak Trakya'yi kurtarma mücadelesinin seçkin kisileri arasinada yeralmisti. Ibrahim Akinci'nin Edirne yöresindeki çete faaliyeti bir ayi askin süre devam etmis ve büyük bir özveri içinde geçmistir. Bu sürede Akinci Müfrezesi, daha önce belirlenen Yunan karakol merkezlerine, iase depolarina baskinlar yapmis, düsmana maddi zararlar verdirmistir. Müfreze, Edirne'ye gelen önemli yollarda pusu kurarak devriye gezen Yunan askerlerini, Rum çetelerini vurmustur. Yunan zulmü altindaki bölge köyleri Ibrahim Akinci Müfrezesi'nin faaliyeti sirasinda her türlü destegi saglamistir. Özellikle yörenin Tilkipinar, Kustepe, Akarca ve Hidirca köylerinde müfrezenin Yunanlilara verdirdigi kayiplar cok etkili olmustur. Kustepe Köyü'nden M. Ali Savuran, Hidirca'dan Süleyman Akman, Akarca'dan Ali Tan (sag ayagini yitirmistir), Tilkipinar'dan Ismail Uçak, Babaeski'nin Dügüncübasi Köyü'nden sol kalçasindan vurulan Ismail Kocaman, düsmanla mücadelede yigitlik göstermis kimselerdir. Gerçekte tüm bölge halki düsmanla savasimda özverisini esirgememis, direncini sürdürmüstür.
YERLI RUM ÇETELERIN ACIMASIZLIÄzI
Ibrahim Akinci Müfrezesi, gerek Pehlivanköy, gerekse Lalapasa bölgesinde faaliyet gösterirken büyük tehlikeler atlatmistir. Çünkü bölgede ortam güvenilir degildi. Kosullar bir çete faaliyetini güçlestirecek biçimdeydi, rellikle Ipsala, Kesan ve Uzunköprü yöresindeki yerli Rum çeteleri uzun süredenberi Akinci Müfrezesi'nin pekindeydi. Müfrezeyi pusuya düsürmek için çok ugras veriyorlardi. Basarili bir mücadeleden sonra temizlenen Malkra yöresinin azili «Karabiyik Rum Çetesi»nin mirasini sürdürenler müfrezeye korkulu anlar yasatiyorlardi. Bu Rum Çetesi bölge halkina büyük zulüm yapmak, birçok Türk'ü öldürmekle ünlüdür. Kesan'da yerli Rumlar isgalci Yunan ile isbirligi içindeydi ve birlikte yasadiklari Türklere 40 yillik düsman gibi, acimasiz saldiriyor, iskence ediyorlardi. Ibrahim Akinci biraz olsun bu iskenceleri önlemeyi basarmistir.
«Saban» takma adiyla Edirne bölgesini, Dogu Meriç yöresini etkisi altina alan Ibrahim Akinci Müfrezesi'nin basarisinda müfrezenin içinde Kirklareli, Lüleburgaz, Pehlivanköy ve Babaeskili erlerin bulunmasinin rolü olmustur. Esasen Ibrahim Akinci da Trakya insanina yabanci degildi. Gerek müfreze erleri, gerekse Ibrahim Akinci düsmani iyi taniyorlardi. Kayali Köyü'nden Hüsrev Bakkal, Kavakli'dan Hasan Yilmaz Direk savas anilarinda, düsmanin insafina kalmamak için düsmani baris döneminde iyi tanimak, aymazliga düsmemek gerektigini söylüyor, Balkan Bozgunu'nda, Trakya'nin savunmasinda bu hatalarin islendiginii belirtiyorlar. Çanakkale, Bagdat, Basra ve Kudüs Cephelerinde savas deneyimi kazandiklarini anilarinda söyleyen Hasan Yilmazdirek ve Hüsrev Bakkal, Türk'e Yunan'li kadar zulmetmekten zevk alan pekaz düsman oldugunu anlatiyorlar.
Akinci Müfrezesi, Trakya'da verilen görevin birinci bölümünü basariyla bitirdikten sonra Süloglu-Karahamza arasindan siniri geçerek Bulgaristan'in Yanbolu kasabasi dolayindaki egitim üssüne döndü. Ancak, Meric'in Batisi ile Edirnenin degisik yörelerinde faaliyet gösteren Trakya- Pasaeli Müfrezesi ise bir süre daha düsmenle mücadelesini sürdürdü. Düsmanla savasimda iyi sonuçlar aldi.
DEVAM EDECEK
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol