ULUSAL KURTULUS SAVASINDA TRAKYA

"Yzb. Irfan Çetesi'nin faaliyet alani içinde kalan köylerde Rumlar çok simarmis, yüzyillardir birlikte yasadik- lari Türk köylülerine eziyet ve hakaret etmeye, mal ve can almaya baslamislardi. Güvenlik son derece bozulmus can ve mal güvencesi kalmamisti. Yerli Rumlar güvenligin bozulmasindan çok sevinçliydiler. Yunan isgaliyle Trakya'nin artik el degistirdigini, Büyük Yunan düsünün gerçeklesmekte oldugunu saniyorlardi. Köylerin agalarini, esrafini, önde gelenlerini, zenginlerini, Anadolu Hareketi'ne sempati duyanlara çesitli iskenceler yapiyor, olusturduklari kamplarda topluyorlardi. Bu iskence biçimlerinden biri de, küçük çocuklari su kuyularina atmak tehdidiyle aile reislerini konusturmak, silâh, para toplamak, istenileni vermeyenleri ince demir çubukla dövmekti. Bu yöntemle sonuç alinmadiginda evin gencini, yaslisini, reisini birbirine baglayarak, döverek alip götürüyor, günlerce birakmiyor, iskence kamplarinda maddî cezalar uyguluyorlardi.
SILÂHSÖR BIR ÇETEYDI
Yunanin Trakya'ya ayak basmasiyla akla hayale gelmeyen zulüm basladi. Yildiz Daglari (Istrancalar) için -de yalnizliga birakilmis köylerde büyük bir panik, yilginlik ve korku vardi. Gerçekte Rumlarla Yunanlilarin istedigi de buydu. Amaç Türk'ü yurdundan etmek, Trakya'yi Yunanlastirmak, Rumlastirmakti. Ancak yerli Rumun, isgalci Yunanin aklinin ermedigi bir gerçek vardi. Iskenceye dayanamayip suskunlugu seçenler yaninda yigit, gözü pek kisiler mücadele yolunu seçiyor, bu amaçla Müdafaa-i Hukuk önderleri üst düzeydeki Trakya-Pasaeli üyeleriyle baglanti kurarak çikis yollari ariyorlardi. «Yzb. Irfan Çetesi» böyle bir ortamda ve bu tür kosullar altinda olusmustu. Silâhini alan yeminliler, «Gizli Teskilât» in güvenini kazananlar daga çikiyor, düsmani Türk'ün Harem-i Ismeti'nde bogmak, ona Trakya'yi zindan etmek için çeteler olusturuyordu. Irfan Bey Çetesi de iste böyle bir çeteydi. Çetenin içinde dagilmis Türk müfrezelerinden kisiler oldugu gibi, çevre köylerden mücadeleyi kabul eden kimseler de vardi. Kirklareli'nden Ali ve Hayri, Armagan'dan (Hediye) Adem Aga, Murat Kaptan, Hüseyin Çavus, Dereköy'den Hasan Çavus, Mehmet, Molla Serif, Çaglayikli Ismail Çavus, Çukurca'dan (Sazara) Mehmet Aga, Yündolan'dan Osman Aga, Kapakli'dan Osman gibi çeteler, Irfan Bey Çetesi içinde «Gizli Teskilât»a ve ettikleri yemine yürekten bagli kimselerdi. Bunlar içinde Yün-dolanli Osman ile Çukurcali (Sazara) Mehmet Agalar hem birer Müdafaa-i Hukukçu ve hem de Istanbul'daki gizli gruplarla baglantilari olan, Bulgaristan'a geçen Trakya-Pasaeli Müdafaa-i Hukuk önderleriyle temaslarini sürdüren kisilerdi. Çetelerin tümü komitaci insanlardi. Bu nedenle Yzb. Irfan Çetesi, bölgenin en silâhsor çetelerinden biri sayiliyordu. Güvenilir bir çeteydi.
Irfan Bey Çetesi, ilk zamanlar çok yararli hizmetler ördü. Bölgede büyük ölçüde korkuya dayali sayginlik yaratti. Rumlar ve Yunan Jandarmasi çetenin olasi bir baskinindan son derece korkuyordu. Yildiz Daglari'nin ulu agaçlari, sik ormanlari içinde bölgeyi iyi taniyan Ir-Bey Çetesi, uzun süre iyi mücadele yapti. Bölge halkinin güvenini, saygisini, sempatisini kazandi ve bu yüzden büyük destek sagladi. Ancak çetenin tutumu zamanla bozulmaya, yerli isbirlikçilerden etkilenmeye, çeteler arasinda uyumsuzluk görülmeye basladi.
DEVAM EDECEK
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol