ÜLKEMIZ ZOR GÜNLERDEN GEÇIYOR HERKES UYANIK OLMALI

Türkiye 1918 Mondros Anlasmasi'ndan sonra Milli Mücadele ve Bagimsizlik Savasi'na girmistir. Ancak düsmanla fiili savas 1921 yilindan itibaren baslamistir. Fiili savaslarin basladigi yila gelinceye kadar, (1918'den 1921 yilina kadar) geçen üç yillik süreçte Kuvayi Milliye Hareketi baglaminda yerel güçlerin örgütlenmeleri baslamis buna karsilik isbirlikçi ve Halifecilerin hareketleri olmustur.
Yer yer ayrilikçilar çikmis, isyanlar olmustur. Bir felaket memleketin basina çökmüstür. Insanlar yarindan umudu kesmistir.
Bir ülkenin genelinde kötü sartlar yasandiginda halk bundan tedirgin olur. "Ne oluyoruz, Nereye Gidiyoruz" diye sormaya, sorgulamaya baslar. Özellikle 623 yillik geçmisin yarisini savaslarla geçirmis bir imparatorluktan, bir tarihten gelen Türk halki için ülkenin açmaza düsmesi, halkta birtakim ciddi duygu ve düsüncelere neden olur. Türk halki bugün itibariyle böyle bir tedirginligi yasamaktadir. Gerçi cumhuriyetin ilk yillarinda Anadolu'da bir iki ayrilikçi hareket olmus ise de basta Mustafa Kemal'in, hükümetin basinda Ismet Inönü'nün bulunmasi halki fazla etkilemememistir. Çünkü halki Cumhuriyetin bu IKILISI'ne KURTARICI gözüyle bakiyordu. Geçekten de onlar Kurtarici idiler.
Bugün ülkemiz cumhuriyetin 80'li yillarinda çok Kritik bir noktaya gelmis ya da böyle bir duruma getirilmistir. Toplumda, okullarda çetelesme yayginlasmistir. Güneydogu'da en küçük bir Zabita ve Toplumsal Olay ayrilikçi hareketlere neden olmaktadir. Türkiye'de birtakim insanlarin ayrilikçiligi düsünmesi, bunu eyleme geçirmesi Zabita Olayi'nin ötesinde anlami ve etkisi olan harekettir. Siddet bir gün siddeti yaratanlarin içinde patlar. Bu nedenle gelismeleri iyi görmek, iyi teshis etmek, ulusun birligini, ülkenin tekligini bozmaya yönelik hareketleri özgürlügün geregi, demokrasinin icabi, düsünce hürriyetinin görüntüsü saymak gaflet olur.
Hiç kuskusuz ülke sahipsiz, olaylar takipsiz degildir. Bu baglamda hükümetin arada bir olaylari çikaranlari uyarmasi, bireysel ve toplumsal özgürlügün siddete varmasina izin verilmeyecegini söylemesi gerekir. Basbakandan, Içisleri Bakanindan böyle seyler isitilmemektedir. O kadar ki insanlarimiz Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti içerisinde Içisleri Bakanligi olup olmadigini kendi kendilerine sormaya baslamistir. Bilemeyiz, belki suskunluk, kendilerince ülke sartlarini degerlendirme açisindan bir taktiktir. Ancak geçmiste bu tür olaylar üzerine ilgililer, yetkililer kamuoyuna açiklama yaparlar, Devleti yikmaya, Cumhuriyeti çökertmeye, ülkeyi bölmeye izin verilmeyecegini sert ve kesin bir dil ile ifade ederler halki rahatlatirlardi. Osmanli gelenegidir, "BÜYÜKLERIMIZ BILIR."
Bugün ülkenin içinde bulundugu sosyal, siyasal ve kültürel yozlasmayi toplumbilim adamlari yani sosyologlar, Toplum Doktorlari nasil buluyorlar? Dogrusuya onlarin görüsleri merak konusudur. Hükümet mi ülkeyi yönetememektedir? Toplumdaki çetelesmenin, güvensizligin, kirlenmenin baska nedenleri mi vardir? Bu egitimin iflasindan, gelir dagiliminin adaletsizliginden, issizlikten, yokluk ve yolsuzluktan mi gelmektedir? Yoksa bunun adi bir DEÄzISIM midir? Bir baska açidan Avrupa Birligi Uyum Yasalari'ni özümseyememekten mi bunlar kaynaklanmaktadir?
Görülüyorki kendimize sormamiz gereken soru bir degil, birçoktur. Durum, vaziyet normal degildir. Birseylerin ayak sesleri duyulmaktadir. Eger BÜYÜKLERIMIZ "Türkiye bu süreci yasayacak" diyor ve öyle düsünüyorlarsa bizim gibi Küçük Adamlar'in fazla bir sey diyecegi yoktur. Birileri çikar, "KÜÇÜK ADAM SANA NE OLDU? SEN KIM OLUYORSUN" Biz Varken Bunlari Kim Sana Sor, Sorgula deyiverir. Ancak unutmamak gerekir ki Ikinci Dünya Savasi'ndan sonra Fransa'da KÜÇÜK ADAMLAR'a dayali bir partinin tabanda Güçlü bir Ses getirdigi görülmüstür. Bu baglamda bir ülkede Küçük Adamlar kimlerdir? Onlar esnaflardir, köylülerdir, çiftçilerdir, isçilerdir.
Netice itibariyle ülkemizde huzurumuzu, bütünlügümüzü, gelecegimizi tehdit eden tehlikeler, sartlar vardir. Uyanik ve dikkatli olmak zamanindayiz. Ulusal dayanismayi pekistirmek, moral kaynaklarini isletmek zorundayiz.
nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol