Türkler Nasil Bozulur

Bir tarihi gerçegi vurgulayarak bu yazima baslamak istiyorum. Türk irkinin Åzamanizm'i (putlara tapmayi) terk ederek Islam'a geçisleri takriben bin seneyi bulmaktadir. Bir rivayete göre bu, Hazreti Osman dönemi fetihleri döneminde gerçeklesmis bulunmaktadir. Türkler, kendileriyle savasilarak degil gönderilen bir teblig (duyurma) mektubunun incelenmesi sonucu Islam'i topluca kabul ettiklerinden dolayi Cuma hutbelerinde imam'in elinde mektupla hutbe okumasi gelenegi zamanimizda da devam etmektedir. O günden bu yana Selçuklular ve Osmanlilar, Islam'in hem bütün insanliga iletilmesi ve hem de onun hükümleri ile hayatin sürdürülmesi hususunda çok titiz davranmislar bu sayede üstün ve parlak medeniyetler kurmuslardir. Selçuklular ve Osmanlilar, kendi dönemlerinde birer "Dünya süper devleti" iken ülkelerinde yasayan birçok dil, irk ve renkte ki insanlara adaletle muamele etmis, kendi bünyelerinde bir irkçilik hareketine girismemis "Ben Türküm, sen Arapsin, sen Kürtsün gibi…" bir sun'i ayrisma yapmamis diger farkli insanlari itmekten kaçinmislardir. Böylece ülke ve millet bütünlügünü uzun yillar saglama imkâni bulmuslardir. Yurt disina yaptiklari diplomatik, siyasi ve askeri aksiyonlarinda kendilerini tanitmak maksadiyla "Biz Osmanliyiz" veya "Biz Selçuklulariz" demislerse de, Bati dünyasi diger Islam ülkeleri ile atalarimizi ayirt edebilmek için "Türkler veya Türler geliyor" ifadelerini kullanmislardir. Bu gün de yurt disinda diger Müslüman ülkelerin insanlarindan ayirt etmek için "Türk veya Türkler" tarifi kullanilmaktadir. Ancak surasi çok önemlidir ki, bütün tariflerde "Türkler" ifadesi "Müslümanlar" demek için kullanilmaktadir. Bati dünyasinin Türklere düsmanligi, onun irkindan dolayi degil Müslüman olusundan kaynaklanmaktadir. Türk irkindan gelen ama Hiristiyanlasarak Bati ile kaynasan Macarlar'a, "Hungary veya Hun Türkleri" dendigi halde Bati âlemi onlara bir düsmanlik beslememektedir.
BATILI RUMLARIN PLANLARI 
Fener Rum Patrikhanesi'nin açtigi okullardan birisi olan Ikonomos akademisinin 1884 yili ders müfredatinda olan Ada belediye baskani tarafindan ele geçirilen ders müfredatinda sunlar yer aliyordu:
1) Türk'ler ezeli bir düsman olarak Rumlara tanitilacak.
2) Türklerin en küçük hatalari büyütülerek Avrupa'ya duyurulacak ve dünya Türklere düsman edilecektir.
3) Türk'ler ekonomik bakimdan çökertilecek. Bu amaçla zengin Türk'ler sakat ticaret yollarina götürülecek, bol faizli krediler açilacak, agir sartlarla rehin kabul edilecek.
4) Türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecektir. Bu amaçla küfürler ögretilecek ve bu küfürlerin Türk'ler arasinda yayilmasina çalisilacak. Türk'ler ziyana ve diger ahlaksizliklara tesvik edilecek. Türk gençleri arasinda kabadayilik ruhu asilanarak sevgi ve saygi bagliliklari kirilacak. Aralarina ikilik sokulacak. Argoya benzer bir küfür dili Türk'ler Arasinda yayilarak milli dil ve duygulari bozulacak. Zengin Rum tüccar ve esnafi Türk hocalara bol hediye ve veresiye vererek onlari elde edecek. Hocalar içkiye alistirilacak. Her türlü uydurma inanislarla dini inançlari saptirilacak. Onlara yalan yanlis olaylar anlatilip, Türk halki ile hocalarin arasi açilacak.
5) Türk hükümranligi baltalanacak. Bu is yavas yavas gelistirilip, Bizans yeniden kurulacaktir.
6) Türk halki arasinda sürekli olarak anlasmazlik tohumlari ekilecek. Ayaklanmalar düzenlenip zamaninda aradan çekilerek Türk'ler arasinda kardeskani akitilacak. Komiteler kurulup Türk köyleri basilacak.
7) Bir savas sirasinda Türk halkini sefalete götürecek her yola basvurulacak. Türk topraklarindaki en önemli gida maddeleri, halkin elinden hizla ve gizlice toplanip adalara gönderilecek. Buradan komsu ülkelere satilacak. Rum tüccarlarin ugradigi zarar milli bankalar tarafindan para olarak ödenecek.
8- Doktor ve eczaci Rumlar, hastalari özellikle kimsesiz hastalari gizlice zehirleyip öldürecek. Kör, sagir, sakat edecek. Saf disi birakmaya çalisacak.
9) Tarim politikasinda Türk çiftçisi agir faizlerle topragindan mahrum edilecek. Borçlarin kolayca çogalmasi saglanacak. Böylece Türk'ler ellerindeki topraklari Rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.
10) Yüksek rütbeli devlet memurlari rüsvet, ziyafet ve hatta kadin ikramlari ile Etniki Eterya'nin emrine alinacak. Ancak bu isler tamamen okuldan yetismis papazlarin talimatina ve okulun tayin edecegi kisilerle bunlarin verecegi direktiflere göre uygulanacak.
11) Firsat çiktikça özellikle resmi binalarda yangin çikarilacak.,ölümlü kazalar yaratilacak, savas gemilerine yangin ve yaralar açilacak.
12) Bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastirlardaki istekleri hemen yapilacak verecekleri mektuplar kendi islerinden önce yerine götürülüp teslim edilecek.
13) Bütün Rum ustalari kesinlikle Türk çiraklari kullanmayacaktir. Politik düsüncelerle bir Türk çirak almak gerekirse Rum usta, Türk çiragi bir hizmetçi gibi kullanacaktir.
14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapilacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek, kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasindan kovulacaktir.
Yukarida belirlenen protokol maddeleri ile bugün uygulanan "Dinler arasi diyalog, toprak satislari, köylünün tarimdan uzaklastirilmasi, banka kredi ve faizlerinin insanimizi ezmesi, dev katlamalarla çogalan dis borçlar, Türkçemizin bozulmasi…" gibi uygulamalarin ne manaya geldikleri açik degil mi? 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol