Türkiye nereye gidiyor? (4) Ortak dil

DTK tarafindan açiklanan "Proje", birlestirici degil ayristirici bir projedir. Söz konusu Projede, dört dörtlük ayri bir devlet tarifi yapilmis oldugu gerçegini bir yana birakalim. Ayristirma amaci, açiklanan projede yer alan bir takim ifadelerde ve hâlihazirda yapilan uygulamalarla kendini tartisma götürmez bir biçimde ortaya koymaktadir:
"HIZMET DILI KÜRTÇEDIR"
Diyarbakir Büyüksehir Belediyesi geçtigimiz yil içinde birkaç sefer açikladi: "Belediyemizde çalisacak personel Kürtçe bilmek zorundadir." Açiklanan Projede bu gerçek, "Özerk Kürdistan'da hizmet dili Kürtçe olacaktir." seklinde ifade edilmis. Bu durumda "Resmi Dil Türkçe ve Kürtçedir" seklindeki ifadedeki Türkçe kisminin süs olarak kondugu ortaya çikmaktadir.
Belediyede çalisacak olan personele Kürtçe bilme zorunlulugunun getirilmesini nasil anlamak gerekir? Veya "hizmet dili Kürtçe olacaktir" ifadesini…
Güneydoguda bütün yurttaslarimiz Türkçe bilmektedir. Ama bütün yurttaslarimiz Kürtçe bilmemektedir. Kürtçeyi konusamayan ciddi oranda Kürt kökenli yurttasin yani sira Bölgede küçümsenmeyecek oranda Türk kökenli yurttas da yasamaktadir.
Örnegin kamu görevi yapmakta olan Türk kökenli yurttaslar, Belediye hizmetlerinden yararlanmayacak midir?
Siirt, Mardin ve Urfa basta olmak üzere gene ciddi oranda var olan Arap kökenli yurttaslarimiz da Kürtçe bilmemektedir.
Zazaca konusan yurttaslarimizin keza önemli bir kismi Kurmançça konusamamaktadir. Ama Türkçe, bütün bu yurttaslarimiz açisindan biricik ortak anlasma dili durumundadir. Bu durumda "Kürtçe bilmeyen belediye çalisani olamaz" demek veya "Hizmet dili Kürtçe olacaktir" demek sadece ve sadece bir milliyetçi düsmanligi yansitir.
Bu durumda dil dayatmasi Türk ile Kürt arasina kama sokmaktan baska bir anlama gelmez. Farkli diller konusuyor olmak bir zenginlik olmaktan çikar ve halk arasinda ayrimcilik körükleyen bir zemin haline dönüsür.
EÄzITIM DILI
Egitimde Türkçe yerine Kürtçe'nin kullanilmasi talebi de böyledir. BDP'nin projesi anaokulundan üniversiteye kadar her seviyede Kürtçe kullanilmasini önermektedir.
Gerçeklige bakalim:
Tarihsel nedenleri ve bugüne nasil geldigimizi bir yana birakalim. Olguyu tespit edelim:
Türkiye'deki Kürt kökenli yurttaslarin çogunlugu, bugün Kürtçeden daha iyi Türkçe bilmektedir. Türkçe bilmeyen Kürt yurttasimiz hemen hemen yoktur.
Öte yandan Kürt yurttaslarimizin tümü için geçerli bir ortak dil yoktur. Zazaca konusan küçümsenmeyecek orandaki Kürt yurttasimiz Kurmançca bilmez. Kurmançça bu yurttaslarimiz açisindan bir yabanci dildir.
Öte yandan Türkçe bütün bu yurttaslarimiz açisindan biricik ortak dildir.
Egitim, bilim ve devlet dili olarak Kürtçe, Türkçe düzeyinde olan bir dil degildir. Bu Kürtçenin ve Kürtlerin bir kusuru veya eksikligi degil, tarihsel olarak çesitli nedenlerle ortaya çikmis olan bir olgudur.
Bu durumda, halkin egitim dili olarak daha iyi bildigi bir dili birakarak, daha elverissiz konumdaki bir dili, devlet zoruyla onun yerine ikame etmeye çalismanin anlami nedir?
 DEVLET ZORU
Evet devlet zoruyla diyoruz çünkü devlet tarafindan mecburi hale getirilmedikçe Kürtçenin Bölgede Türkçenin yerini almasi mümkün degildir.
Nitekim, Kürtçe üzerindeki yasaklarin kalkmasi ile birlikte Bölgenin hemen hemen bütün illerinde açilan Kürtçe kurslarinin tamami bir müddet sonra ögrencisizlikten kapandi. Çünkü Kurslarda ögrenilen Kürtçenin gerçek hayatta bir karsiligi yoktu. Karsiladigi bir ihtiyaç söz konusu degildi.
Ama "Hizmet dilinin Kürtçe olmasi" zorunlulugunun getirilmesi iste bu "karsiligi" yaratmaya yöneliktir. Iste bu "devlet zoru"nun gündeme gelmesi demektir.
Kaldi ki Türkler ve Kürtler bir arada yasamaya devam ettigi müddetçe, devlet zoru bile Kürtçeyi Bölgede hâkim dil yapmaya yetmez. Istanbul, Izmir, Adana, Mersin ve Antalya; Kürdün konusacagi esas dilin hangisi olacagini belirlemeye devam edecektir.
Iste Abdullah Öcalan onun için, "Kürtler artik geri dönsünler" diyor.
Amaç Türk ile Kürdün birbirinden tamamen ayrildigi, sinirlarla aralarindaki bütün baglarin ortadan kaldirildigi bir durumun yaratilmasidir.
Bunun adi ayri devlettir.
 Evet, "egitim dili Kürtçe olsun" veya "hizmet dili Kürtçe olsun" taleplerinin, ayri bir devletin zeminini yaratmaktan baska bir hedefi olamaz.
Kendimizi kandirmayalim veya halki kandirmayalim. "Egitim dili Kürtçe olsun" demek, bugünün Türkiye'sinde "Kürtlerin ayri bir devleti olsun" demekten baska bir anlama gelmez.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol