Türkiye nereye gidiyor? (2) Özerklik tartismalari

BDP ve DTK tarafindan dillendirilen "Demokratik Özerklik" ya da "Demokratik Konfederalizm" kavramlarinin, ilk olarak Abdullah Öcalan tarafindan ortaya atildigi bilinmektedir. Peki, kendine özgü üslubu ile sundugu bu kavramlarin mucidi, gerçekten de Abdullah Öcalan midir?
 "Demokratik Özerklik" basligi altinda ifade edilen programa baktigimiz zaman, hemen yanibasimizda 1991 yilindan bu yana Amerika tarafindan uygulanmakta olan bir "modeli" görüyoruz. Önce Ahmet Türk'ün açikladigi "Demokratik Özerklik"e bakalim:
 PROJENIN BOYUTLARI   
Projenin "siyasi boyutu" olarak, 'Kürdistan'in kendi Parlamentosunun olmasi ve bu Parlamento'nun Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu'na kendi temsilcilerini göndermesi' öngörülmektedir. Özerk Kürdistan, sadece kendi Parlamentosuna sahip olmakla kalmayacak toplumu siyasi sosyal, kültürel, sanat, spor, egitim, hukuk, kamusal amaçli olarak ulasim ticari, mali ve sanayi ve bunlar gibi tüm alanlarda özgün örgütlenmesini yaratacaktir.'
Projenin hukuki boyutu, "Demokratik Özerklik Hukuku'nun Yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasasi ve AB Hukuku tarafindan taninmasidir."
Kürtçenin anaokulundan üniversiteye kadar egitim dili haline getirilmesi projenin kültürel boyutu olarak tarif edilmektedir Projenin Savunma boyutu, "Kürtlerin, fasist, gerici ve soykirimci saldirilara karsi kendini savunmasi, ekonomik boyutu ise "kaynaklarin kullanim ve tüketim hakkinin Demokratik Kürdistan'a ait olmasidir."
Projenin bir de diplomasi boyutu vardir. Buna göre; "Diplomasi devletsiz halklar, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren halklar, gruplar ve topluluklarla karsilikli dayanisma ve güven esasina göre yürütülür." Ayrica metropollerde ve diasporada yasayan Kürtlerin haklarinin da gözetilmesi gerektigi belirtilmektedir.
 IRAK'TAKI UYGULAMA
Bu Projenin DTK'dan önce Abdullah Öcalan tarafindan açiklandigini belirttik. Ama gerçegi belirtmek gerekirse, projenin ilk sahibi Öcalan degil Amerika'dir. Ve Amerika bu projesini, tam 20 yildir Irak'in kuzeyinde uygulamaktadir.
Ahmet Türk tarafindan açiklanan sözümona "demokratik özerklik" projesinde; Irak'in kuzeyindeki Kukla Devlet'te uygulanmayan hiçbir yeni unsurun olmadigini söyleyebiliriz.
Örnegin, Barzani ve Talabani'ye bagli Pesmerge güçleri, "Öz savunma boyutu"nun geregi olarak dagitilmamis ve oldugu gibi Irak Ordusu'na dahil edilmistir. Bu silahli güç, kendi subaylarini kendi yetistirmektedir ve emri "Özerk yönetim"den almaktadir.
Egitim anaokulundan üniversiteye kadar Kürtçedir. Ekonomik kaynaklar tamamen Özerk yönetimin kontrolündedir. Bilindigi gibi Özerk yönetim ile merkezi hükümet arasindaki en önemli anlasmazlik konularindan biri Kerkük petrollerinin kime ait olacagidir.
Bölgesel Yönetim akla gelebilecek her alanda örgütlenmistir. Tipki DTK'nin projesinde ifade edildigi gibi. Kendi diplomatik temsilcileri vardir.
Kendi yasama organina sahiptir. DTK sadece bir noktada Kuzey Irak'taki uygulamadan ayrilmaktadir. DTK, Türkiye Parlamentosuna temsilcileri, Özerk Parlamento'nun yollayacagini söylerken, Irak'ta ülke genelinde yapilan seçimler çerçevesinde temsilciler seçilmektedir. Yani DTK bu alanda daha gevsek bir bagi savunmaktadir.
Yargi ile ilgili olarak en azindan basina açiklandigi kadariyla projede herhangi bir ifade bulunmamaktadir. Ama gerek PKK, gerekse BDP yetkililerinin çesitli açiklamalarindan ve ayrica Yüksekova benzeri uygulamalarindan biliyoruz ki, bu konudaki görüs; Türkiye Cumhuriyeti'nin yargi mekanizmasindan ayri olarak yeni bir yargi sisteminin kurulmasidir.
Evet, bütün bunlar birebir Amerika tarafindan Kuzey Irak'ta hayata geçirilmistir. Amaç merkezi Irak devletinin parçalanmasi ve bu emperyalist ülkenin hedefleri dogrultusunda ayri bir Kürt devletinin yaratilmasidir. Hareket noktasi Kürt halkinin ve Bölge halklarinin çikari degildir. Sonuç olarak uygulama, Amerika'nin simdilik önemli bir köprübasi elde etmesi ile sonuçlanmistir.
PKK simdi de ayni uygulamayi gene Amerika'nin gözetiminde ve desteginde Türkiye'de uygulamak pesindedir.
 BIRLIK DEÄzIL AYRILIK
Gerek Öcalan, gerekse DTK ile BDP'nin yöneticileri, bu proje ile halklari birlestirmeyi amaçladiklarini söylemektedirler. En büyük yalan budur.
DTK'nin daha dogrusu Amerika'nin projesi birlestirme degil ayristirma projesidir. Projede her seyiyle ayri olan bir devletin tarifi yapilmistir.
Bir devletin ayirt edici özelligi kendi yasama, yürütme organlari ile silahli gücüne sahip olmasidir. Bu temel unsurlarin yani sira maliye, egitim, diplomasi gibi,   bagimsiz bir devlet yapilanmasi açisindan söz konusu olabilecek bütün unsurlar da ayrintili biçimde projenin içine yerlestirilmistir.
Hatta DTK'nin projesinde halkimizi birlestiren ortak yanlarin, deyim yerindeyse "yasaklandigini" bile söyleyebiliriz.
Devam edecek        

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol