Türkiye nereye gidiyor?

Türkiye simdi, Ahmet Türk'ün 20 Aralik tarihinde açikladigi "Demokratik Özerklik"i tartisiyor. Gerçi demokratik özerklik kavrami DTK'ya ait degil. Ilk dillendiren Abdullah Öcalan… PKK, KCK, DTK veya BDP; sonuç olarak önderleri tarafindan formüle edilen çözümü savunuyorlar.
"Iki dilli yasam" tartismalarini da bu çerçevede degerlendirmek gerekir.
Bu projenin sosyoloji ve siyaset bilimindeki adi, toplumun ve devletin etnik temelde yeniden yapilandirilmasidir. Projenin esas sahibinin Amerika oldugunu da unutmamak gerekir.
Gerçekten de 2000 yili sonrasi yargilamalarinda, "üniter devlete", "ulusal devlete" karsi olmadigini söyleyen Öcalan'in yerini, Amerika; Irak'a girip, kuzeydeki kukla devleti resmilestirme yolunda önemli bir adim attiktan sonra, "demokratik özerklik", "demokratik konfederalizm" diyen Öcalan almistir.
Ezilen dünyadaki ulusal devletlerin; etnik farkliliklar ve inanç farkliliklari temelinde yeniden yapilandirilmasi, 1980 sonrasi ataga geçen emperyalizmin, "demokratiklesme" adi altinda teorilestirdigi süreci tanimlar. Huntington ve Fukuyama gibi emperyalizmin neoliberal teorisyenleri; herhangi bir etnik, dinsel veya yöresel kimlige sahip olmanin, insanoglunun dogasinin geregi oldugunu ve bunu ifade etmenin  ve geregini yapmanin, en temel insan hakki oldugunu söylediler. Huntington ve Fukuyamalarin Teorisi; neredeyse kelimesi kelimesine Demokratik Toplum Kongresi'nin Diyarbakir'da düzenledigi "Demokratik Özerklik Çalistayi'na sunulan "Çözüm Projesi Taslagi"nda yer almis:
"Nitekim günümüzde, farkli topluluklarin yasadigi ulus devletler dönüsüme ugrayarak özerklikler temelinde farkli etnik ve dinsel topluluklarin bir arada yasadigi, göreceli demokratik sistemler haline gelmektedirler. Çünkü farkliliklarin özgünlügünü ve özerkligini kabul etme temelinde çogulcu bir toplum olmak, çagimizin temel demokratik egilimidir."
Emperyalizm, hegemonyasini oldugu tam olarak kurdugu bütün ezilen dünya ülkelerinde bu teorisini hayata geçirdi. Irak ve Afganistan bu uygulamanin en somut örnekleridir. Amerika bilindigi üzere bu ülkeleri, diktatörlükleri yikmak ve demokrasi getirmek gerekçesiyle isgal etmisti. Ve isgal sonrasi bütün etnik topluluklar, hatta etnik topluluklarin alt kimlik gruplari olan asiretler, yani sira mezhepler, tarikatlar biçimindeki inanç farkliliklari tam bir "özgürlük" içinde örgütlendiler.  Emperyalistlerin demokrasiden anladigi budur.  DTK da bu gelismeyi, "çagimizin temel demokratik egilimi" diyerek alkislamaktadir. Iste bu temel gerçekten dolayi "demokratik özerklik" projesinin esas sahibi Amerika'dir, emperyalizmdir.
 KÜRT AÇILIMIN SONUCU
Son aylarda yasadigimiz gelismeler ve özerklik tartismalarinin gösterdigi bir baska gerçek sudur: 2009 yilinin baharinda Abdullah Gül tarafindan isaret fisegi atilan ve AKP'nin uygulamaya geçtigi "Kürt açilimi" meyvelerini vermistir.
Kürt açilimi, milletimizi etnik kökenlerine göre Türkler ve Kürtler olarak ayristirma sürecine büyük bir hiz katmistir. Türkler ve Kürtler bir yil öncesine kiyasla bugün birbirlerine daha uzaktirlar.
Etnik ayristirma dogal olarak etnik temelde örgütlenen siyasal yapilari ön plana çikarmaktadir. PKK veya BDP bugün geçen yila göre daha etkindirler. Kitle tabanlarinin geçen süre içinde genisledigini söyleyebiliriz.
Ankara'da ulusal devlete düsman bir iktidarin isbasinda olmasi, ulusal birlige karsi olan bütün akimlari güçlendirmektedir. Millet çözülmektedir.
 REFERANDUM BUNUN 
IÇIN  YAPILDI
Ve nihayet "özerklik" tartismalariyla geldigimiz yer, 12 Eylül referandumunun dogal sonucudur.
Referandumda "evet" diyenler, ulusal devlete, milli birlige karsi oy verdiler. Referandumda Amerika, Ortaçag'in karanlik güçleri ve Bati destekli bölücülük kazandi. Dolaysiyla bugün etnik ayrilikçilarin ve F tipi Gladyo'nun ve Ortaçag güçlerinin seslerinin daha güçlü olarak çikmasindan ve amaçlari dogrultusunda yeni adimlar atmalarindan daha dogal bir sonuç olamaz.
 NEREYE GIDIYORUZ?
Etnik ayrilikçilik, referandum sonrasi elde ettigi büyük avantaji degerlendirerek deyim yerindeyse daha ileri hedefler için bir yoklama yapti. Ulusal devleti savunan güçlerin direnme potansiyelini ölçtü. Åzimdilik çok daha fazla ileri gitmeyeceklerini söyleyebiliriz. En azindan Haziran ayinda yapilacak olan seçimlere kadar. Elde edilmis olan etkinlik, seçimlerde tescil edilecek ve ondan sonra yeni adimlar atilacaktir. Nihai hedef; Ulusal devletin dagitildigi, milli birligin yok edildigi ve Amerika'nin Bölgesel hedeflerine uygun bir düzenlemenin gerçeklestirilmesidir. Bu projenin bizi ilgilendiren kismi, Irak'in Kuzeyindeki Kukla Devletin Türkiye'ye dogru genisletilmesidir. Kukla devletin Türkiye'ye dogru genisletilmesi; ayri bir devlet biçiminde veya Üçüncü Israil rolü üstlenmis bir Türkiye'nin federal veya konfederal bir yapiya büründürülmesi ile gerçeklesebilir.
PKK, AKP ve F Tipi Gladyo bu hedefe ulasmak için sonuna kadar gitmek isteyeceklerdir.
Çünkü Amerika öyle istiyor…
(Devam edecegiz)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol