Bugüne ve yarinda dair isaretler
Program Dogus Yayin Grubu Genel Müdürü Cem Aydin’in konusmasiyla basladi. Gidilen yerin önceden görülmeye çalisilmasini meslekteki en keyif verici durum olarak nitelendiren Aydin, gün boyu gerçeklesecek aktiviteleri de özet halinde katilimcilara sundu ve “Birbirinden degerli konusmacilar, bugün ve yarin için isaretler bulmamiza yardimci olacak” dedi.
Daha sonra kürsüye Dogus Grubu Yönetim Kurulu Baskani Ferit Åzahenk geldi. Konusmasinin basinda
teknoloji, iletisim ve medyanin nereye gittigini herkesin merak ettigini ifade eden Ferit Åzahenk, “Bundan 10-15 sene önce böyle bir konferans yapilacagi söylense inanmazdim. Ama simdi önemli insanlarla biraradayiz. Yeni medya düzeni basit bir konu degildir” dedi.
Olaya küresel çapta bakmak gerektigini söyleyen Åzahenk, milyonlara degil milyarlara hitap eden bir kitleden bahsedildigine dikkat çekti ve su ifadeleri kullandi:
Irdeleme olmadan yeni medya düzenini anlayamayiz
“Sürekli gelisen, hizi artan, biraz da degisimiyle karmakarisik bir sektörü ve yasami ele aliyoruz diye bilirim. ‘Bu çerçeve içinde yeni medya olgusuna nasil yaklasmak gerekiyor?’ diye, bu soruyu hep kendime soruyorum. Yeni medya düzeni içerisinde bence 3 ana unsur var. Birincisi gelisme ve yayilma hizi ile artan bilgi ve iletisim teknolojisi. Ikincisi hizmet alanlar, yani tüketiciler. Üçüncüsü de hizmet sunanlar ya da hizmet sunmak isteyenler. Bir yandan geldigimiz noktada medya sektöründe hizmet sunmak, her isteyenin kolayca yapabilecegi bir is olmaktan çikti. Diger yandan ünivsersite ögrencilerimizden -ki burada da birçok üniversiteli genç arkadasimiz var- birkaç yil içerisinde dolar milyarderi olabilecek parlak beyinlere sözkonusu sektör ve degisim bu kapiyi açiyor. Bu 3 temel unsurun; yani teknolojinin, hizmet alanlarin ve hizmet sunanlarin birbiriyle etkilesimini irdelemeden yeni medya düzenini anlamak çok zor. Hangisi digerini ne derece ve nasil etkiliyor? Bunu anlamak gerekli.”
Geleneksele bagli kalan geride kalir
Bilisim teknolojisinin yeni medya düzeninin en kritik belirleyicisi konumunda oldugunu kaydeden Åzahenk, bunun sektöre genç girisimlerin girmesini tetikledigini vurguladi. Degisen dünyanin sektörde geleneksel bakis açilarini sürdürme çabasi içinde olanlara kapiyi gösterdigini söyleyen Åzahenk; “Teknoloji küresel anlamda medya sektörüne hareketlilik, dinamizm ve yenilenme ivmesi de kazandiriyor. Bu bir vaka degil. Bu, günümüz dünyasinda veri olarak kabul etmemiz gereken bir gerçek. Peki teknoloji sadece arz tarafinda mi belirleyici? Bence hayir. Ben, talep tarafindaki etkisinin fazla oldugunu düsünmekteyim. Çünkü teknoloji, tüketicinin farkindaligini arttiriyor” seklinde konustu. Bilisim tekonolojisinin tüketiciye hizli ama bir o kadar da dogal bir ögrenme süreci yasattigina da deginen Åzahenk, tüketicinin artik çok donanimli oldugunu, kisitli sayidaki verilerle yetinmedigine de cümlelerinde yer verdi. Åzahenk konusmasina söyle devam etti:
Yeni tüketici yaratcilara ve isini dürüst yapanlara hakkini veriyor
“Artik tercihlerini net bir sekilde ortaya koyabilen bir müsteri profilinden ve büyük bir kitleden sözediyoruz. Bu durum sektörde faaliyet gösterenler için müthis bir firsat ama, ayni anda da büyük bir risk. Iste su anda aramizda bulunan üniversite ögrencisi arkadaslarimin önündeki firsat burada. Yeni tüketici, yaratici girisimcilerin yanisira, medya sektöründe mevcut durumdakilerden yeniliklere açik olanlara dogru-dürüst hareket edenlere, özenli ve çok çalisanlara hakkini cömertçe veriyor. Fakat yeni tüketici, ayni zamanda hata affetmiyor. Yanlisin bedeli çok agir ödeniyor.”
Yeni düzen herkese özgürlük ve seffaflik vadediyor
Yeni tüketicinin basta medya sektörü olmak üzere, teknolojik gelisme ve yeniliklerin hizlanmasinda rolü oldugunu da belirten Åzahenk, tüketicinin gittikçe daha donanimli ve güçlü hale geldigini, teknolojik gelisemelerdeki sürekliligi de kendinden sagladigini ifade etti. Åzahenk; “Yeni medya düzeni 3 temel bileseninin birbiriyle etkilesim içinde oldugu gelismeyi sürekli kilan faydali bir fasit daireden sözediyor. Netice itibariyle bu temel unsurlarin üzerinde insa edilen yeni medya düzeninden, orta ve uzun vadede karli çikan kimdir diye baktigimizda, tereddütsüz bir sekilde hizmet alanlarin, tüketicilerin, küresel toplumun, yani hepimizin kazançli oldugunu görüyoruz. Burada kastettigim maddi ya da ticari bir kazanç degil. Elbettte genç arkadaslarimizin önünde potansiyel olarak yatan bu gerçek, büyük ticari kazançlara da sözkonusu olacaktir. Ama benim kastettigim kazanç daha soyut, daha manevi anlamdadir. Bu yeni düzen herkese daha özgür, daha katilimci, daha seffaf bir dünya vadediyor. Bu, basli basina memnuniyet veren bir gerçek” dedi.
Yeni medya düzeni sayesinde tarihin gerçekten de hizlandigi bir dönemde olundugunu dile getiren Åzahenk, özgürlesme, seffaflasma ve daha fazla atilimin bugünden yarina gerçeklesen seyler olmadigini aktardi. Bu noktada mukayeseli bakilmasini da salik veren Åzahenk, konusmasini su cümlelerle bitirdi:
10 yil öncesi ile sonrasi mukayese edilmeli
“Geldigimiz noktayi 10-20 yil öncesi ile kiyaslamak gerekiyor. Benim yasimdakiler 1990’lardan 2000’lere kadar yasanan degisimle 2000-2010 arasi degisimi kiyasladiginda degisimin hizini kolayca görebilir. Åzimdiki genç üniversiteli arkadaslarim ayni kiyaslamayi 2000-2010 için yapabilir. Son 10 yilda bile degisimin artan ivmesini hepimiz görüyoruz. Nihai tahlilde yeni medya düzeni evrensel degerler bakimindan ülkeler arasindaki yakinsama sürecini de hizlandirmistir. Bunun basli basina çok önemli ve degerli bir gelisme oldugunu da düsünüyorum.”
I-Pad yeni bir medya platformudur
Ferit Åzahenk’in ardindan konferansin ilk sunumunu Yeni Medya Düzeninde Içerik ve Gelir Modelleri konusuyla Wired Dergisi Genel Yayin Yönetmeni Chris Anderson yapti. Konusmasinda agirlikli olarak I-Pad’e yer veren Anderson, bu ürünün yeni medya platformlarindan birisi oldugunu kaydetti. I-Pad’i yeni bir dönemin baslangici, bir mobil araç yasam biçimi olarak degerlendiren Chris Anderson “I-Pad ilk yilinda 10 milyon kisiye ulasacak. Bu onun gerekli potansiyel statüsüne ulasmasi için çok önemli. Artik insanlar metin okumak istemiyor. Dijital dünyada da I-Pad okuma konsantrasyonunu gerçeklestiren bir araç” dedi. Kendi dergilerini de Haziran ayindan bu yana tablet üzerinden önce bedava verdiklerini ve 100 bin kisinin dergiyi indirdigini kaydeden Anderson, Temmuz ayi itibariyle parali indirime geçtiklerini ve simdilik 30 binli rakamlarda olduklarini açikladi. Konusmasinin devaminda Anderson su cümlelere imza atti:
Engelleri az olan bir platform
“I-Pad bize bir birliktelik sagliyor. Daha etkin bir yönlendirme ortaya çikartiyor. En önemlisi de daha az engellerin oldugu bir platform. Yeni jenerasyon kagit üzerine odaklanamiyor. Biz de onlara dijital metinleri sunabiliyoruz. Sözcüklerin okuyucuya ulasmasi önemlidir. Wired, tasarima odaklanan bir dergi.”
Bu konusmanin ardindan kahve molasi verildi. Mola sonrasi kürsüye gelen ve bir sonraki konusmaciyi davet edecek olan ntvmsnbc Genel Yayin Yönetmeni Ahmet Yesiltepe Türkiye’de dijital dünya potansiyelinin çogaldigina vurgu yaparak, “Insanoglu teknoloji ve olanaklariyla baska bir dünya insa ediyor. Dünya’da artik hiç bir sey karanlikta kalmayacak” dedi.
Degisim için gereken cesaret bizde var
Sabahki bölümün ikinci konusmacisi The New York Times CEO’su Arthur Sulzberger JR. oldu. Dijital Çagda Yurtttaslik ve Gazetecilik konusunu irdeleyen Sulzberg, sözlerine gazete sektörünün önünde engeller oldugunu ve basinin kendisini halka verilen sözleri yerine getiremiyecek konuma yerlestirdigini söyleyerek basladi. Basili yayina günde sadece 10 dakika bakilan bir süreçten geçildigini ifade eden Sulzberger; “Gazetemiz 159 yildan bu yana yayinda. New York Times okuru gazetesinin baski haline bagli bir okur. Her gün en az 30 dakika gazetesini okur. Kurum olarak, okuyucunun çogunlugu neredeyse oraya gitmemiz gerektiginin farkindayiz. Degisim Karadeniz'de yüzmek kadar zordur. Degismek için cesaret gerekir. Ve biz de bu cesareti gösterdik. Insanin en zayif duygusu degisime verdigi tepkidir. Degisimin kendisi güçlüdür. Degisim için de ayri bir entegre güce ihtiyaç vardir. Degisimlere ayak uydurmaliyiz” dedi.
Yenilik pesinde kosulmali
Sluzberger is tanimi noktasinda basili platformda sorun çikmadigini ancak online sistemde bu tanimin daha genis oldugunu anlatti ve ekledi: “Bu, daha fazla sorumluluk demek. Yenilik pesinde kosmak gerek. Artik okurlarimiz içeriklerini kendileri seçebilecekler. New York Times.com’un bir eko sistem olmasi lazim. Kaliteli haber ve bikgi bu karmasada daha önemli hale gelecek.”
Arthur Sulzberger sosyal paylasim sitelerine yönelik degerlendirmesinde de New York Times’in Twetter’de 2 buçuk milyon takipçisi oldugunu anlatararak, bu asamadan sonra deneyerek ve yanilarak yolalmak zorunda olundugunu söyledi.
Özgür basin, demokrasinin de temelidir
Konferansin belki de en çarpici açiklamalarina imza atan Sulzberger, Türkiye’ye yönelik degerlendirmelerinde de çesitli elestirilerde bulundu. Türkiye’de hapiste olan gazeteciler konusunun yurtdisina yanisitilmamasi konusunda Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün talimat verdigine yönelik duyumlar aldigini anlatan Sulzberger, “ABD basin özgürlügünü anayasal güvenceye alan bir ülke. Dünya geneline baktigimizda her gazetecinin ABD’dekiler kadar sansli olmadigini görüyoruz. Mesela Türkiye'de birçok gazetecinin hapiste oldugunu biliyorum. Hatta bir Türk gazetecinin ‘Basin özgürlügüne en kötü tehdit, kisinin kendi kendini sansürlemesidir’ dedigini biliyorum.
Türkiye basin özgürlügü endeksinde 106. sirada yer aliyor. Ancak bildigim kadari ile tutuklu bulunan gazetecilerin sayisi ülkenin imajinin zedelenmemesi için düsük gösteriliyor. Vergi cezalari da basin özgürlügünü etkiliyor. Halbuki medya, yolsuzluklara karsi bir kontrol mekanizmasidir.
Özgür basin demokrasinin de temelidir” diyerek sözlerini sürdürdü. New York Times olarak ilerleyen süreçte reklamcilar ve tüketicilerle biraraya geleceklerini açiklayan Arthur Sulzberger, gazetecilik sektöründe ilk AR-GE labaratuarini kendilerinin kurdugunu ve burada mühendisler ile tasarimcilarin kafa yordugunu kaydetti. Konferansin ögleden sonraki wetkinliklerine yönelik detayli bilgileri de önümüzdeki günlerde okuyucularimizla paylasacagiz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol