8 Mart Dünya Kadinlar Günü olmasi sebebiyle, CHP Kirklareli Milletvekili Tansel Baris, bir kutlama mesaji yayimladi. Baris mesajinda; 8 Mart'larin yalnizca kadinlarimizin sorunlarinin dile getirildigi, kadinlara yönelik ayrimciligin ve istismarin önlenmesi konusunda neler yapilabileceginin sorularak tartisildigi bir gün olmaktan çikarilarak, mevcut problemlerin çözümü adina gerekli mutabakatin saglanarak, adimlarin atildigi, çözümlerin üretildigi bir gün olmasi gerektigini söyledi.
Baris mesajinda sunlari söyledi;
“Bundan tam 152 yil önce, 8 Mart 1857 de 40 bin dokuma isçisi kadinin "ESIT ISE ESIT ÜCRET VE ÇALISMA KOSULLARININ IYILESTIRILMESI" amaci ile tekstil fabrikalarinda baslatmis olduklari onurlu mücadeleleri sonucu grev karari alinarak uygulamaya konulmustur. Grevin bastirilmasi için polisin müdehale etmesi direnisçi kadin isçilerin fabrikanin kapilarina kilit vurarak fabrikaya kapanmalari ile baslayip, provokatörlerin fabrikada yangin çikarmasi ile 129 kadin isçinin cair cayir yanmasi ile son bulmus, böylelikle tekstil isçisi kadinlarin "esit ise esit ücret ve çalisma kosullarinin iyilestirilmesi" için baslattiklari hakli ve onurlu mücadeleleri kan dökülerek bastirilmis oldu.
Bu kadin isçileri yönelik kanli baskindan tam 53 yil sonra dünyada ilk defa Danimarka'da Sosyalist Kadinlar Konferansinda 8 Mart 1857 tarihinde hakli ve onurlu mücadeleleri sonucu yanginda ölen 129 kadin isçilerin anisina 8 Mart'in "Dünya Emekçi Kadinlar Günü" olarak anilmasi önerisi gündeme getirilerek, oy birligi ile kabul edilmis, 1921 de Moskova'da toplanan 3. Uluslar Arasi Kadin Konferansinda "Dünya Kadinlar Günü"nün 8 Mart'ta kutlanmasina dogru bir tarih olacagina karar verildi. Birlesmis Milletler Genel Kurulunun 16 Mart 1977 tarihinde almis oldugu kararla, 8 Mart'in "Dünya Kadinlar Günü" olarak kutlanmasina karar verilmesinden sonra, tüm dünyada 8 Mart'in düzenli olarak "Dünya Kadinlar Günü" olarak kutlanmasina baslanmistir.
Demokrasi ve Insan haklari ugruna sehit olan kadinlarimiz ugruna Birlesmis Milletler Genel Kurulunun 1977 yili toplantisinda her yil 8 Mart'in 'Dünya Kadinlar Günü" olarak kutlanmasina karar verimli olup o günden sonra, her yil 8 Mart tüm dünyada "Dünya Kadinlar Günü" olarak kutlanmaktadir.
Bugün; tün dünyada milyonlarca kadinin tek yürek, tek vücut olduklari, haklarinin mücadele verilerek alindiginin hatirlandigi gündür. Her ne kadar 8 Mart'ta kadinlarimiz tek yürek, tek vücut olsalar da, dünyada ve ülkemizde hala siddetin, baskinin ve erkek egemenliginin hakim oldugu, ayriciligin devam ettigi, töre cinayetlerine kurban giden, okuma ve yazma haklari ellerinde alinan, çalisma hayatinda, siyasette, hayatin birçok alaninda söz ve karar sahibi olamayan, o kadar çok kadinimiz var ki. Geçmisten günümüze erkegin egemen oldugu dünyamizda, var olma, kendini kabul ettirme mücadelesinde kadinlarimizin bir çogu hala birçok haklardan yoksundur. Dünya nüfusunun yarisini olusturan kadinlarimiz ne yazik ki söz ve kararlarda nüfusuyla dogru orantida etkin bir konumda degildir.
Dünya medeniyetinin birinci liginde yer alan, demokrasi havariligine soyunmus ülkeler daha düne kadar kadinlari ikinci sinif vatandas olarak görmekte, seçme ve seçilme haklari gibi en önemli vatandaslik haklarindan mahrum birakirken, ülkemizde bundan tam 85 yil önce Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk; "Tam esitlik, Erkeklerin haklari ne ise kadinlarinki de ayni. Hürriyetlerini hakki ile kazandilar. Milletin yarisinin sosyal hayata yabanci, uzak kalmasi uygun bulunama" ve "Bundan dolayi kadinlarimiz, hatta erkeklerden daha çok aydin, daha çok ilim ve kültür sahibi, daha çok bilgili olmak zorundadirlar" diyerek kadinlarimiza vermis oldugu degeri gözleri önüne sermistir. Türk kadinlari diger dünya ülkeleri kadinlarina göre daha büyük kazanimlar elde etmis, erkekleri ile omuz omuza, yan yana demokratiklesme ve çagdaslasma sürecinin kilometre taslarini olusturan kadinlarimiz, devrimlerimizin de öncülügünü yapmislardir. Siyaset, Ekonomi, Sanat, Sosyal ve Kültürel yasamda erkelerin yaninda ben de varim diyerek, ülkemizi dünya sahnesinde basari ile temsil etmistir.
Tabii ki dünyada medeniyete atilan ilk adimlarin öncüsü olmamiza karsin, ileriki dönemlerde devami gelmemistir. 1950’li yillardan günümüze kadar, çagdisi, örümcek kafali zihniyetin temsilcileri, bilinçli olarak, ideolojik yaklasimlar ve uygulamalarla, Ulusal Kurtulus Mücadelemizin essiz kahramanlari, "Kadinlarimiz, Kizlarimiz ve Analarimizi" Iktisadi, Sosyal ve Siyasal Arenadan yavas- yavas uzaklastirip "elinin kiri, öküzünden sonra geleni" konumuna itmeye çalismislardir.
Her ne kadar kadinlarimizi toplum etkin unsurlari arasinda erkegi ile yan yana, omuz omuza görmek isteyenler olsa da, kadinlarimizin akilci, bilinçli ve örgütlü yapisi bu zihniyetin emellerini bertaraf edecek, ülkemizin çagdaslasma ve demokratiklesme sürecinde erkeginin yaninda gerekli destegi ve mücadeleyi vererek ülkemizin ilerlemesine katki verecektir. Bu ilerleme yeterli midir? Kuskusuz ki hayir. Basta karar alma organlarinda bu eksiklik kendini göstermektedir. Ne yazik ki dünyanin birçok ülkelerinden önce seçme ve seçilme hakkini elde eden kadinlarimiz, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeterince temsil edilememektedir. Kadinlarimiz sadece siyasette degil, sivil toplum örgütlerinde de yeterince etkin degillerdir. Demokrasi kültürümüzün yerlesmesi ve gelismesi için sivil toplum kuruluslarimizin önemi yadsinamaz. Bu anlamda kadinlarimizin kendini ifade etmeleri, sosyal hayatta hak ettikleri yerlerini alabilmeleri için demokratik kitle örgülerinde, yerlerini almalidirlar.
8 Mart'larin yalnizca kadinlarimizin sorunlarinin dile getirildigi, kadinlara yönelik ayrimciligin ve istismarin önlenmesi konusunda neler yapilabileceginin sorularak tartisildigi bir gün olmaktan, çikarilarak, mevcut problemlerin çözümü adina gerekli mutabakatin saglanarak, adimlarin atildigi, çözümlerin üretildigi bir gün olmasi gerekir.
Bu vesile ile tüm dünyada öncelikle baris ve kardesligin yasandigi, sinif ve cinsiyet ayrimciliginin yapilmadigi, yoksulluk ve siddetin olmadigi, adaletsizligin, baskilarin, savas, isgal ve sömürünün olmadigi, adil, esit, özgür, dayanismaci ve baris içerisinde yasayacagimiz bir Türkiye'de, Bir Dünyada Yürekleri ile konusan, gözleriyle gülen Tüm kadinlarimizin, Bagimsizlik ve Onur savasimizda en ön saflarda yerini alan, fabrikada, tarlada, Yerel ve Genel yönetimlerde, Yüce Mahkemelerimizde, Bilim Yuvalarimiz Üniversitelerimizde erkegi ile yan yana, omuz omuza emek sarf eden, mücadele veren, ülkesinin kalkinmasi, üretimi ve yönetiminde, söz ve karar sahibi eli öpülesi yüce kadinlarimizin 8 Mart Dünya Kadinlar Gününü Kutluyor, tüm kadinlarimizi en içten duygularimla selamliyorum.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol