Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırklareli Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Vecdi Gündoğdu, iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla TBMM’DE kurulan meclis araştırması komisyonunda konuştu. Gündemine Marmara’daki musilaj sorununu, Ergene Havzasını ve Kırklareli’ndeki sanayi kuruluşlarını alan Milletvekili Vecdi Gündoğdu ilimiz hakkında; “Trakya bölgemizde çarpık sanayileşmenin yaşandığını not almışım geri dönüşü mümkün olmayan bir Marmara Bölgesi istemiyoruz Sayın Bakanım. Artık Trakya'nın tümüyle tarımsal sit alanı olarak ilan edilmesini de konuşmak zorundayız burada.
Marmara'yı belki kurtaramayacağız ama sadece rehabilite
edebiliriz fakat Trakya'yı da kurtarabiliriz. Bu da nasıl? El
ele verip aynı sorunların Trakya'da yaşanmasına izin
vermeyerek olur” ifadelerini kullandı...
CHP Kırklareli MilletvekiliVecdi Gündoğdu,iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla TBMM’DE kurulan meclis araştırması komisyonunda konuşma gerçekleştirdi.
“Musilaj 2012'de, 2017'de yine görülmüştü, yine aynı kararlar alınmıştı”
Marmara’daki musilaj konusundan bahseden Milletvekili Vecdi Gündoğdu; “Göz göre göre gelen facia olan Marmara Denizi'nde görülen müsilaj probleminin çözümüne yönelik 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı'nı hazırlayarak kamuoyuyla paylaştınız; biz de oradaydık, hatta ben de imzamı attım.
Hep birlikte destek veriyoruz fakat Marmara Denizi'nin bu hâle gelmesi mi gerekiyordu bu çalışmalara başlamak için? Çünkü bunlar 2012'de, 2017'de yine görülmüştü, yine aynı kararlar alınmıştı. Yirmi yıldır bu konudaki sorumlular kimlerdir Sayın Bakanım? Bunları sizden öğrenmek istiyorum çünkü her çevre bakanı geldiğinde inanın ki bir şeyler söylüyor: "Tamam, tamam, tamam, tamam..." "Cak"lar, "cek"ler konuşuluyor ama yirmi yılın sonuna baktığımızda, emin olun ki elle tutulur bir mesafe, bir arpa boyu yol aldığımızı da göremiyorum” dedi.
“Artık kirleri temizlemek yerine kirletmemeyi
öğrenelim ve öğretelim”
Ergene Nehrini soran Milletvekili Gündoğdu; “Yine, şöyle başlamak istiyorum: Artık kirleri temizlemek yerine kirletmemeyi öğrenelim ve öğretelim. Bunun için çalışmalar nelerdir? Bunları öğrenmek istiyorum. Birkaç soru da, Sayın Bakanım, kendi seçim bölgem Trakya'dan; oralarla ilgili de hem sizden bilgi almak istiyorum hem birkaç tane olayı da sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, artık tüm Türkiye'nin yakından takip ettiği Ergene Nehri'mizi sormak istiyorum. Niye bunu sormak istiyorum? Çünkü her sayın bakan geldiğinde -dediğim gibi, 8 bakan geçirdik- öncesinde "Merak etmeyin, su temizlenecek." dendi, daha sonrasında "Biz burada yüzeceğiz." dendi, daha sonrasındaki bir bakan çıktı, "Merak etmeyin; önümüzdeki, yaptığımız çalışmalardan sonra burada balık tutar hâle geleceğiz." dedi, hatta ben de karşılıklı konuşmaya girdiğimizde "Oltaları da ben alacağım. Gelin, hep beraber tutalım." demiştim ve şimdi geldiğimiz noktada, 2021'de maalesef aynı şekilde giden bir durum var. Yıldız Dağları'ndan doğan, 283 kilometre uzunluğunda bir nehir Ergene Nehri. Maalesef sanayi atıklarının yanında ziraat, ilaçlama, gübreleme, evsel atıkların da karıştığını hepimiz biliyoruz; artık halk sağlığını da tehdit ediyor, gıda güvenliğini de sorunlu hâle getiriyor. Şu anda, bütün uzmanların ve bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda, beşte 1'ini su, beşte 4'ünü de sıvı, ne olduğu belli olmayan kimyasal atıkların çevirdiği ve aktığı bir sıvı olarak niteleniyor Ergene Nehri. Çevre Bakanlığı olarak sizler mutlaka bir şeyler yapıyorsunuz, yatırımlar yapıyorsunuz ama sonuç itibarıyla, denetimsizliklerden dolayı sonuç alamadığımızı da görüyoruz Sayın Bakanım” şeklinde konuştu. Gündoğdu Ergene’nin zehir gibi aktığını kaydederek;“Az önce verdiniz, birtakım denetlemeler yapıldığını söylediniz ama şunu açıkça ifade etmem gerekirse: Şu anda özellikle nehrin akmış olduğu ve sonlarına doğru belirlendiği kısımda öyle fabrikalar var ki kaçak deşarjlar dahi yapılıyor Sayın Bakanım, bunu da bilginize sunarım. Şimdi, baktığımızda, yine Ergene'de kadmiyum, kurşun -not almışım buraya- krom, çinko, siyanür, sülfat, bakır, demir, yağ, florür, fosfor, zehirli bütün kimyasal maddeler var; yok yok yani öyle bir havaya geldik. Bir zamanlar bu ova bereketiyle ünlüydü ve hâlâ, şu anda, Trakya'ya baktığımızda, pirincin Türkiye genelinde yüzde 43'ünün çıktığı bir yer, ayçiçeğinin de yaklaşık yüzde 60'ın üzerinde çıktığı bir yer ve maalesef hâlâ Ergene de temiz değil. Yani, kısaca sormak istiyorum: AKP hükûmetlerinin yirmi yıl sonra 8'inci Bakanı ve iki yıldır da görevde olan birisi olarak, Ergene Nehri'nin hâlâ gözlerimizin önünde zehir akmaya devam etmesinin nedeni gerçek anlamda nedir Sayın Bakanım? Bunu öğrenmek istiyorum. Mevzuat mı, yasama mı, irade mi yetersiz? Bunlara siz karar vereceksiniz.
Yine, yirmi yıldır 8 bakanın, tek başlarına yetkili ve güçlü hükûmetler arkalarında olmasına rağmen sorunu çözememesinin nedeni nedir? Bunu da sizden öğrenmek istiyorum ve açık yüreklilikle ifade edeceğinizi de biliyorum çünkü bunu en iyi siz biliyorsunuz. Siz bizi aydınlatırsanız gelecek için önemli bir adımı bizler de atmış olacağız” ifadelerini kullandı.
“Kırklareli halkı plansız ve hatalı yer seçimi yapılan RES'ler istemiyor”
İlimizi de Meclis gündemine taşıyan Gündoğdu; “Bizim bölgemiz Kırklareli olarak baktığımızda muhteşem bir coğrafyası var. Yani âdeta böyle batıya açılan bir cennet köşe fakat Kırklareli halkı plansız ve hatalı yer seçimi yapılan RES'ler istemiyor.Yine bütün dünyada, özellikle Almanya'nın "2038'den itibaren termik santralleri kapatıyoruz." dediği bir süreçte biz Trakya'ya yeni termik santraller yapmak istiyoruz. ÇED başvurularından sonra çeşitli başvurularımızı yaptık, mahkemeler açıldı ve Kırklareli İnece Ovası'ndaki termik santral iptal edildi, aynı zamanda Vize'deki termik santralde iptal edildi fakat hâlâ Trakya'nın başka illerine, başka ilçelerine bunlar yapılmak isteniyor.
Ve şu anda bizim Kırklareli Pınarhisar ilçemizde Limak'a ait bir tane çimento fabrikası var. Daha önce birçok ÇED başvurusunu mahkeme kararlarıyla iptal ettirdik çünkü uygun değildi fakat hâlâ baktığınızda önümüzdeki süreçte ısrarla yine 7 tane kalker ocağının ihalesinin açılması durumu var. Bunu öğrenmek istiyorum; bu doğru mudur, değil midir, Bakanlığınızın böyle bir düşüncesi var mı? "Neden?" diye sorarsanız çünkü Limak'ın etrafında özel şahıslara ve kişilere ait zaten kalker ocakları var. Oradaki şirket gitsin, o kalker ocaklarından satın alsın. Öbür türlü sanki sadece gelip burada kamuya ait alanda ki kalkerleri bedavaya alma düşüncesi gibi bir düşüncesi var. Bunu da size aktarmak istiyorum.Yine yer altı sularımız ciddi anlamda çekiliyor, topraklar verimsizleşiyor. Bunlardan sizin bilginiz olmasını istiyorum” diye konuştu.
“Marmara'yı belki kurtaramayacağız ama
sadece rehabilite edebiliriz fakat Trakya'yı da kurtarabiliriz”
Gündoğdu sözlerini; “Trakya bölgemizde çarpık sanayileşmenin yaşandığı -not almışım- geri dönüşü mümkün olmayan bir Marmara Bölgesi istemiyoruz Sayın Bakanım.Artık Trakya'nın tümüyle tarımsal sit alanı olarak ilan edilmesini de konuşmak zorundayız burada. Marmara'yı belki kurtaramayacağız ama sadece rehabilite edebiliriz fakat Trakya'yı da kurtarabiliriz. Bu da nasıl?
El ele verip aynı sorunların Trakya'da yaşanmasına izin vermeyerek olur. Trakya'da, Trakya halkı, Kırklareli halkı toprağını, merasını Bakanlıktan korumaya çalışıyor Sayın Bakanım. Evvelsi gün, burada, yine Komisyon toplantımızda söylemiştim, bizim Lüleburgaz'ımızda Sakızköy'de maalesef böyle meralar var ve Bakanlığa karşı biz dava açıyoruz. O konuda bilginiz olsun, mutlaka da olacaktır ve bu bir trajedidir diye bakıyorum.
Şimdi, bir de vahşi rant hırsıyla açıp kapatanların yapacağı yatırımların planlaması yapılıyor, bunları sakın yapmayın Sayın Bakanım. Koruyup kollama gibi görevinizde var. Bilindiği gibi arazi bozulmalarının en önemli nedenlerinden biri enerji ve maden politikaları. Bu doğrultuda, Trakya bölgesinde Kırklareli'mizde bereketli toprakları ve su kaynaklarını korumak için yani gıda ve suyumuzu korumak için, kirli sanayi yatırmaları için tam koruma alanı ilan etmeyi düşünüyor musunuz? Bunu sizden öğrenmek istiyorum.Yani yaşadığımız bölgeyi savunan üreticimiz, çiftçimiz, köylümüz topraklarını koruma altına almak istiyor Sayın Bakanım. Sizlere bunlara sormak istiyorum” şeklinde sonlandırdı. (D.Atkoşan)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol