Trakya'daki gizlenen tehlike

Marmara Çevre Platformu’nun Kirklareli’de yaptigi toplantinin yankilari sürüyor. Konusmacilardan Prof. Dr. Faruk Yorulmaz’in Trakya’daki kanser vakalarinin arttigi ve sonuçlarin bilinmedigine yönelik açiklamasi toplantinin en ürkütücü ifadesi oldu. Yorulmaz ayrica bu sonuçlarin gizli tutuldugunu, resmi kanallardan talep edilmesine ragmen bilgi verilmedigini öne sürdü. Prof. Dr. Osman Inci 1/25 binlik plan nezdinde Valilik ve Belediye’nin Igneada için liman talep ettigini dile getirdi. Prof. Dr. Emre Aysu da, bu plani ekoloji ile ekonominin çatismasi olarak nitelendirdi. Avukat Bülent Kaçar ise  planlarin kismi degisiklikle ya da serhli olarak onaylanamayacagini anlatti. 

Ortaya çikan sonuç, 1/25 binlik planlar konusundaki kararin ya ‘evet’ ya da ‘hayir’ olacagi, baska seçenegin olmadigi yönündeydi. MARÇEP Kirklareli’deki toplanti sonrasi haklarinda açiklama yapan Edirne Belediye Baskan Yardimcisina da bir basin açiklamasi ile cevap verdi. Geçtigimiz haftalarda Kirklareli’nde 39. toplantisini düzenleyen Marmara Çevre Platformu yaklasik 6 saat sürmüs ve konusmacilar birbirinden çarpici açiklamalara imza atmisti. Toplantida yeralan konusmalarin bazi ayrintilarini okuyucularimizla tekrar paylasiyoruz.

Istanbul kendi yapacagi plana neden 2,5 milyon TL para verdi?

Toplantinin konusmacilarindan Prof. Dr. Osman Inci, kendi planlarinin 13 Temmuz 2004’te onaylandigini fakat geçen zaman zarfinda 6 yillik bir kayip söz konusu olduguna dikkat çekerek, “Bu 6 yil bizim için bosa gitmis oldu. Ama baskalari için bir kazanim haline geldi. Biz hediye olarak 1/25 binligi bile yapmistik. Fakat sonraki süreçte 2006’nin Kasim ayinda ihaleye çikildi ve sonradan bu ihalede iptal edildi. Ihale rakamlari 600 bin TL’deyken protokol yapildi ve daha yüksek bir maliyetle Istanbul Büyüksehir Belediyesi’ne verildi. IBB Baskani Kadir Topbas ‘Biz Trakya planini yapacagiz’ demesine ragmen neden ihaleye çikildi? Istanbul neden 2,5 milyon TL para verdi?” ifadesinde bulundu.

2 Åzubat’ta Bölge Idare Mahkemesi’ndeyiz

Planin dönüsümsüz sonuçlar getirecegini kaydeden Osman Inci, Istanbul’un amacinin kendisindeki niteliksiz yigilmalari desantralize etmek oldugunu belirtti ve Trakya planinin bu felsefe üzerine kuruldugunu anlatti. Inci, “Esas olan 1/100 binlik plandir. 1/25 bin illere olan uygulamadir. 1/25 binlikleri devreye sokmazsaniz, bakanligin onaylayacagi 1/100 bin de devreye giremez. Çevre kirliligi sinir tanimaz. 28 Agustos 2009’da bizim yaptigimiz plan iptal edildi. 10 ayda 31 degisiklik yapildi. Bunun ciddiyeti olabilir mi?” diye konustu.

Daha sonrasinda ikinci plana da hukuksal itirazlar basladigini dile getiren Osman Inci, hukuk sürecinin devam ettigini hatirlatarak 2 Åzubat tarihinde Edirne Bölge Idare Mahkemesi’ne davetli olduklarini açikladi.

Valilik ve Belediye Igneada için liman talep etti

Konusmasinin devaminda IMP ile yapilan son toplantilarin hep kapali olduguna tekrar dikkat çeken Osman Inci, bunun il yöneticilerine özgü bir tavir degil de, IMP’den gelenlerin isteklerine yönelik bir durum oldugunu belirtti. Inci, Kirklareli’nde plana göre 3 adet TOB (Tarimsal Organize Bölge) ve 8 adette TAB (Tarimsal Alt Bölge) oldugunu ifade etti. Bunun yanisira Kirklareli Valiligi ile belediyesinin istihdam yaratma düsüncesiyle Igneada’ya liman yapilmasini talep ettiklerini açikladi.

Longoz’u Dünya mirasina önerin

Konu Kirklareli’nin cografik zenginliklerinden açilinca Osman Inci, Longoz Ormanlari’nin Dünya 

Dogal ve Kültürel Mirasi listesine alinmasini teklif ederek bu konuda Demirköy Kaymakamligi ve Kirklareli Kültür ve Turizm Müdürlügü’nün girsimde bulunmasini önerdi.

Seçilmislik, her seyi yapmak demek degildir

Tartismanin devaminda diger bir konusmayi Prof. Dr. Emre Aysu yapti. Plan konusunda Belediye ve Il Genel Meclisi’nin vatandasi bilgilendirmesi gerektigini ifade eden Aysu; “Ama bu iliskinin kurulamadigi gözleniyor. Iste bu yüzden buradayiz. Seçilmislik demek ‘herseyi yaparim’ demek degildir. Tepkiyi koymazsak hiç dövünmeyelim. Trakya için hep dogru seyleri söyledik. Istanbul’un olumsuzluklarini Marmara ile paylasmak istiyorlar. Bunun serpintisi de Trakya’ya etki edecek” diye konustu.

Bu plan ekoloji ile ekonominin çatismasidir

1/100 binlik ve 1/25 binlik planlara hala imar plani gözüyle bakildigini ifade eden Emre Aysu, bunun aslen stratejik bir plan olduguna vurgu yaparak, çevre düzeni planini ekoloji ile ekonominin çatismasi olarak niteledi. Aysu konusmasina söyle devam etti:

“Çerkezköy’de 1980’den beri Lüleburgaz’a kadar bir sanayi metastazi olusmustur. Halbuki Edirne ve Kirklareli’nin baska potansiyelleri var. Bu kentler sanayi disindaki unsurlarla da büyük gelismeler kaydedebilir.”

Toplantinin en çarpici sunumlarindan birisi de Prof. Dr. Faruk Yorulmaz’a aitti. “Karamsarliga evet ama umutsuzluga hayir demek zorundayiz” diyerek sözlerine baslayan Yorulmaz, bozulduktan sonra düzeltmenin mümkün olmadigini, olsa da çok uzun zaman ve maliyet aldigini ifade ederek yasanan sanayi kirlenmesine ve çarpikliklara parmak basti. Yorulmaz sunumuna su cümlelerle devam etti:

Su, sagliksiz bulundu

“Su denetiminde Kirklarelinde Eylül, Ekim, Kasim aylarinda sagliksiz bulunmustur. Veriler, Eylül 2010’da 164 numunenin 15’i (% 9.2), Ekim 2010’da 260 numunenin 61’i (% 23.5) ve Kasim 2010’da 209 numunenin 34’ü (% 16.3) seklindedir. Trakya’da Bölgesi’ndeki kanser vaka sonuçlari bilinmiyor. Gizli tutuluyor.”

Yorulmaz bu iddialarinin ardindan sanayinin topluma refah saglayacagi uygun yerlerde, uygun sartlarda kuruldugu takdirde gerekli olacagini söyleyerek, tüm bu süreç gözden geçirilirse verilen oylarin küçümsenmemesi gerektigini de dile getirdi.

Veraset yönetimiyle toprak bölünmesi engellensin

Toplantinin devaminda konusan Yrd. Doç. Dr. Hakan Okursoy, sorunlara çözüm yolu olarak Trakya’da veraset yöntemiyle toprak bölünmesinin önlenmesini gösterdi.

Åzerhli onaylama mümkün degil

Avukat Bülent Kaçar’da, siyasi iktidarin 2002 yilindan bu yana Türkiye’yi planladigini ifade ederek; “Yüzde 46’sini 2002’den beri planlamistir. Planlar artik Çevre ve Orman Bakanligi’nin yetkisinde. 1/25 binlikleri onaylamama ve kabul etmeme sorumlulugu meclislerdedir. Bu durum bence merkezi iktidara karsi firsattir. Edirne’deki gibi onaylama karari olursa ortaya büyük sorumsuzluk çikar. Yönetmelige göre 1/25 binlik, 1/100 binlige uygun olmak zorundadir. ‘Sonra düzeltiriz, degistiririz, istedigimiz yerler degistirilecek’ demek yanilsamadir. Åzerhli onaylama mümkün degildir. Bence Kirklareli’nde mimar, mühendisler ve yasam savunuculari biraraya gelip, varilan noktayi gözden geçirmelidir. Åzu anda kaçak isletmelere af getiren bir 1/100 binlik plan var” dedi.

Ilerleyen dakikalarda soru-cevap kisminda dinleyicilerin sorularinin cevaplanmasina devam edildi.

Zararina inaniyorsaniz planin tümünü reddedin

Buradaki konusmalarda Prof. Emre Aysu; “Ipin ucunu kaçiran belediyeler var. Üst plan yerel katilima açilmamis. Seçilmisler kendi vatandaslarinin hakkini o toplantilarda korumalidir. Listelere baktim. Sanayi önerenler ya Ticaret Odalari ya da belediyeler. 1-25 binlik plan reddedilirse Çevre Bakanligi zor duruma girecektir. Eger gerçekten zarar verecegine inaniyorsaniz bu planin tamamini gerekçeli olarak reddedin. Karar vericilere de sesleniyorum. Elinizde erk var. Grup karari diye bir sey olmaz. Hepinizin temsil ettigi bir kitle var. O kitle su an bulunulan noktayi bir duysa inanin sizin karar vermenizi zora sokar. Siz bu sorumlulugu tasiyorsunuz. 1200 hektar sanayi oraya gelirse hersey bozulur. Bu olaylardan Kirklareli’nde muhakkak rant bekleyenler vardir. Planin felsefesi bu zaten. Patronlarin bize sunduklari sadece bir yansimadir. Planlamanin ana motifi bu. Marka kent mi önemli insanlar mi? Seçilmis adam sorumluluk tasir. O oylarin sorumlulugunu tasimiyorsa atanmisliktan farki kalmaz” açiklamasinda bulundu.

Birileri bakanlikta istedigi eklemeyi yaptiriyor

Osman Inci de birilerinin gidip bakanlik nezdinde istegi seyi plana eklettigini ifade ederek “Bizim için bu planin en büyük çikmazi TAB, TOB ve sanayidir. 371 hektar alanin zaten yüzde 16’si dolu. Bir de bunu 1200 hektara çikartiyorlar Kirklareli’nde. Bunun yanisira Longoz’da bitiriliyor. 1/25 binlik planlarin onaylanmasi isi bitirir” diye konustu.

Degismeye bu kadar müsaitse niye var?

Soru cevap kisminda küçük bir açiklama yapan Il Genel Meclisi Nail Özden de, yapilan bu planin çevre korumaciligi olmadigini belirterek, “Plan, 2004 yilindan Ergene Havzasi Çevre Düzeni Plani’nin yürürlükten kaldirildigi süreye kadar 43 kere delindi. Eger plan bu kadar degismeye müsaitse, kalici yani yoksa bu plan niye var? Isteyen istedigi sekilde degistirecekse niye yaptiriliyor?” dedi.

MARÇEP’ten önemli açiklama

Kirklareli’ndeki toplanti sonrasinda bir basin açiklamasi yayimlayan MARÇEP, geçtigimiz haftalarda basin açiklama yaparak MARÇEP’i dis güçlerin yaninda olmak ve uzman olmayan kisilerin MARÇEP bünyesinde olmakla itham eden Edirne Belediye Baskan Yardimcisi Namik Kemal Döleneken’e cevapben su açiklamayi yapti:

Edirne Belediyesi kendini savunamayinca MARÇEP’i karaliyor

“MARÇEP’in bu sekilde suçlanmasinin nedeni IMP’nin (Istanbul Metropolitan Planlamasinin) dayatmalarini kabul etmemesi ve bu planlari kabul eden Edirne Belediyesi'ni elestirmesidir.

MARÇEP, Marmara Bölgesinde bulunan 48 çevre ve sivil toplum örgütünün bir araya gelerek 2002 yilinda kurdugu ve ‘Çevreci Kimligi’ olan bir sivil platformdur. Tamamen gönüllülük ilkesi ile çalismakta, arkasinda hiçbir resmi ve ticari bir olusum bulunmamaktadir. Çalisma alani çevre koruma hareketi olarak hedeflenmistir. Hiçbir mali yapilanmasi olmadigi gibi, para kaynaklari-bütçesi hiç olmamistir. Dis yardim aliyor gibi bir degerlendirme örgütü tanimamaktan ve bilgisizlikten kaynaklanmaktadir. Kuruldugu günden bu güne kadar düzenli olarak toplantilar ile hedefleri dogrultusunda çalismalarini sürdürmektedir. 39. toplantisini Kirklareli’nde 25 Aralik 2010 günü yapmistir.

IMP tarim topraklarimizi sanayiye açacak

Trakya Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Namik Kemal Üniversitesi’nin bir araya gelerek hazirladiklari Trakya Çevre Düzeni Plani, IMP’nin hazirladigi 1/100.000 ölçekli planlar ile devre disi birakilmak istenmektedir. IMP planlarinin amaci Trakya’nin verimli ve degerli tarim topraklarini kontrolsüz bir sekilde sanayi çalismalarina açmak, Istanbul’un ömrünü tamamlamis sanayi kuruluslarini Trakya’ya ihraç etmek, TOB (Tarimsal Organize Bölge) ve TAB (Tarimsal Alt bölge) ile Trakya’nin topraklarinin amaç disi kullanilmasina açmaktir. Bu amaç dogrultusunda hazirlanan 1/25.000 ölçekli planlarin Edirne Belediyesi tarafindan kabul edilmesi üniversitelerin hazirladigi Trakya Çevre Düzeni Plani’ni devre disi birakma girisimi olarak yorumlanmistir. Üstelik IMP’nin Trakya’yi planlama girisimi hukuk disi bir girisimdir. IMP’nin böyle bir yetkisi yoktur. Bu plan bu topraklarda yasayanlarin düsünceleri ve istekleri dikkate alinmadan Istanbul’un desantralizasyon planidir. Edirne Belediyesi’nin bu girisimini MARÇEP hatali buldugunu ve bu planlarin onaylanmasi ile Trakya’da çevre katliamina seyirci kalinacagini ilan etmektedir. MARÇEP’in bu itirazlarina karsilik Edirne Belediyesi’nin kendini savunacak bir çikis noktasi kalmadigi için MARÇEP’i karalamaya basladigi anlasilmaktadir. Bu gelinen noktada hukuki süreçlerin devreye girecegini ilan ediyoruz.

Edirne Belediyesi’nin ‘planlarda degisiklik yapacagiz’ açiklamasi ciddi degildir

Trakya Kalkinma Ajansi, IMP planlarindan bagimsiz bir girisim olmayip Edirne Belediye Baskani ve yardimcilarinin TKA kurulusunda imzalari bulunmaktadir. TKA kurulusunda imzalari olanlarin, MARÇEP’in Trakya ve Marmara’nin diger bölgelerinde çevre için yaptigi çalismalari karalayarak, AB ve sermaye çevrelerinin, AKP hükümetinin dayatmasi ile birlikte Trakya’yi sanayiye açip 1. sinif tarim alanlarini yok edilmesine götürecektir. Bu süreç çeliskiler ile doludur. Edirne Belediyesi’nin ‘planlarda degisiklik yapacagiz, kontrol edecegiz’ açiklamalari ciddi degildir. Geçmis örnekleri örnegin Ergene Nehri için ciddi girisimlerin yapilmadigi gibi bu planlar ile de bir çözüm görünmemektedir. Kendi hatalarinin üstünü kapatmak amaciyla, MARÇEP’in karalanmasini kabul etmedigimizi, bu duruma yönelik Edirne Belediyesi Baskan Yardimcisi Namik Döleneken’i MARÇEP hakkinda yaptigi açiklamalari agir karalama girisimi olarak degerlendirdigimizi ilan ediyor ve protesto ediyoruz.” 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol