Trakya Platformu 4. Olağan Genel Kurulu yapıldı

Trakya Platformu’nun 4. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Lüleburgaz’da düzenlenen Genel Kurul’da, Trakya Platformu dönem sözcülüğüne, Kırklareli’ni temsilen Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem seçildi. Öte yandan Genel Kurul sonrası sonuç bildirgesi de yayınlandı. Sonuç bildirgesinde Kanal İstanbul Projesi’nin durdurulması istenirken Platformun çevre sorunlarına 2020 yılında da dikkat çekmeye devam edeceği vurgulandı.

Trakya Platformu 4. Olağan Genel Kurulu, 21 Aralık 2019 Cumartesi günü, Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yapıldı. Kırklareli Kent Konseyi'nin bileşeni olduğu platforma; Kent Konseyi Başkanı Ali Çakır, Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu Başkanı Kerem Topluoğlu, Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Bilik, Çevre Meclisi Üyesi Mihrem Ertürk, Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Çalışma Grubu Üyesi Mehmet Emin Efe ile Yahya Can katıldı.
Genel Kurul’da Trakya Platformu dönem sözcülüğüne; Kırklareli’ni temsilen Göksal Çidem, Edirne’yi temsilen Bülent Kaçar, Tekirdağ’ı temsilen Gamze Varol Saracoğlu seçildi. Trakya Platformu Yürütme Kurulu’na ise; Kırklareli’nden Avukat Yahya Can, Poyralı Köyü Muhtarı Bülent Kayacık, Kırklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Bilik, Talip Geriş ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem seçildi.
Trakya Platformu 4. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
Trakya Platformu 4. Olağan Genel Kurulu sonrasında ise sonuç bildirgesi yayınlandı. Sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi: “Trakya bölge planlarında yasaklı tesisler arasında yer alan petrokimya tesisleri, her şeye rağmen Tekirdağ-Yeni Çiftlik arasında gündeme getirilmiştir. Doğalgaza dayalı petrokimya tesisleri plan değişikliği takip edilecek ve planlara aykırı olarak yapılmak istenen bu tür tesislere geçit verilmeyecektir.
Gökçetepe ve Sazlıdere köyleri arasına yapılmak istenen FSRU (Sazlıdere Liman ve Boru Hattı Projesi) gündeme geldiği ilk günden itibaren, Trakya Platformu Bilim Kurulu ve Hukuk Kurulu yaşam savunucuları, birlikte her türlü desteği vererek çalışmalar yapmıştır. Saros Körfezi’ni ve Trakya’yı korumalıyız. Saros Sazlıdere FSRU Limanı ve Boru Hattı Projesi, Saros Körfezi’nin ve Trakya’nın ekolojisini olumsuz etkileyecektir. Doğa koruması ve yaşam savunması için, Trakya’da bilinç, kararlılık ve özveriyle çözümler üretmeye devam edeceğiz.
Edirne Uzunköprü Kavacık Köyü’nde, 715 dönüm arazi üzerinde yapılması planlanan Karma OSB (Organize Sanayi Bölgesi) projesi, çevreye duyarlı bir proje gibi gösterilmektedir. Ancak bu proje su kaynakları yanında, hayvancılık yapılan ve mesire yerinde olan OSB’nin yapılacağı yerin yakınında bir Tümülüs de bulunmaktadır. Bu yüzden Uzunköprü Kavacık Karma Organize Sanayi Bölgesi Planı, köyün tarihi ve ekolojik yapısına zarar verecektir. Bu proje ile ilgili her türlü destek bugüne kadar verilmiştir ve verilecektir. Vize ve Çerkezköy kömürlü termik santral projeleri, ciddi bir şekilde tarım topraklarını ve orman alanlarını tehdit etmektedir. Bu projelerle ilgili hukuki süreç takip edilmektedir.
Tekirdağ Asyaport Limanı kapasite artışı projesi, bu limanın olumsuz çevresel etkilerini daha da arttıracaktır. Ayrıca buraların Kuzey Anadolu Fay Hattı yakınında olması ve yakınlarında tarım ve balıkçılığın yapılıyor olması sakıncalar doğurmaktadır. Bizler yaşam savunucuları olarak bu tür projelere her zaman karşı olacağız.
Edirne Hasanağa, Kırklareli Şeytandere, Kırklareli Teke Köyü Deresi kirletilmesi ile gündeme gelen Trakya’nın, evsel ve kentsel atık suları sorunu çözüm beklemektedir. İl ve ilçelerimizde bulunan arıtma tesislerinin birçok yerleşim yerinde çalışmaması, yer altı ve yer üstü sularımızı tehdit etmektedir. Arıtmalar bir an önce faaliyete geçirilmeli ve evsel atık sular arıtılarak tekrar derelere akıtmak yerine kullanıma sunulmalıdır.
Ergene Derin Deniz Deşarj Projesi’nde sona gelindi. Bu bir model projesi olduğu için nasıl çalışacağı ve sonuçları kestirilememektedir. Marmara Denizi çevresinde ülkemizin nüfusunun yüzde 40’ı yaşamaktadır. Fabrikalardan çıkan atıkların arıtma tesislerinde sözde arıtılıp Marmara’ya salınması bir felaket olacaktır. Deniz suyuna arıtılmış su katılsa dahi bu bir kirlilik olacaktır. Kirli suyun arıtıldığı iddia ediliyorsa, arıtılan suyun Marmara Denizi yerine tekrar tarımda kullanılmak üzere Ergene Nehri’ne aktarılması doğru olacaktır.
Trakya’da doğal gaz aramalarının yanında kaya gazı arama çalışmaları yapılacağı bilgisine ulaşılmıştır. Kaya gazı arama sondajları sırasında 600’ün üzerinde kimyasal kullanılmaktadır. Bu durumda insan sağlığını tehlikeye sokacağı açıktır. Kaya gazı sondajlarına bir an önce son verilmelidir.
Kömürlü santraller ve nükleer santraller, çevre kirliliği yarattığı için gelişmiş ülkeler tarafından terk edilmektedir. Bu tür kirletici santraller yerine yenilenebilir enerji türlerine bir an önce geçilmelidir.
Bulgaristan ile sınırımızı oluşturan Rezve Deresi suyu daha önce İstanbul’un su ihtiyacı için aktarılan Kazan Dere ve Pabuç Dere gibi İstanbul’a aktarılmak isteniyor. Trakya su varlıklarının İstanbul’a aktarılmasına son verilmelidir.
ÇED süreci devam eden Tekirdağ Ceyport Likit Tank Çiftliği ve İskelesi Projesi, Marina ve Asyaport ile birlikte, Tekirdağ sahillerinin bitmesine ve doğalgaz salınımı ile de çevresindeki yerleşim yerlerinde üst solunum yolları rahatsızlıklarına sebep olacaktır. Bu projeden bir an önce vazgeçilmelidir. Kanal İstanbul projesi; yer altı ve yer üstü su kaynaklarının yok olması, tarım topraklarının tuzlanması ve ulaşım sorunları ile Trakya topraklarını çok fazla etkileyecek bir emlak projesidir. Trakya topraklarının geleceği açısından bu projeden vazgeçilmesi gerekmektedir.
Trakya Platformu olarak; çevre sorunları ile ilgili duyarlılık oluşturmak için, 2020 yılında çalıştay ve sempozyum gibi toplantılar yapılmasına karar verilmiştir.
Bizler yaşam savunucuları olarak çevremizde, ülkemizde ve dünyada yaşanan tüm çevre ve kent sorunları ile ilgili çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. (Kırklareli Kent Konseyi)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol