Toprak Bayramı ve Toprak Haftası sebebiyle Lüleburgazlı aktivist, çevre gönüllüsü Hakan Dedeoğlu bir basın açıklamasını kamuoyu ile paylaştı. Dedeoğlu açıklamasında şunları kaydetti;
"Toprağın ne olduğunu bilmeyen yöneticilerin ona sahip çıkması mümkün müdür?
"Toprak nedir" diye sorduğunuzda genellikle tatmin edici cevap alamazsınız. Anlamını bayrak, vatan ya da benzer söylemlerle açıkladıklarını gördükçe şaşırmamak mümkün değil. Toprak, canlıdır ve insanın bağımlı olduğu varlıkların başında gelir. Çocuklarımıza sahip çıkmalı, onların toprak ve suyu çok iyi şekilde öğrenmelerine imkân vermeliyiz.
"Yaşamın kaynağı olan toprağın önemini vurgulamak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla, 1945 yılında yayınlanan 4760 sayılı Toprak Bayramı Kanunu'na göre her yıl 11 Haziran'ı takip eden ilk Pazar günü "Toprak Bayramı" olarak kutlanmaktadır. Toprak hava ve su canlılarının yaşaması için vazgeçilmez bir unsurdur. Ve bu kaynaklar sınırsız değildir. Gelecek nesillerimize işlenebilir toprağımızı bırakmak hepimizin görevidir. Bu topraklar atalarımızdan bize miras değil gelecek nesillere ulaştırılması gereken bir emanettir.
Toprak binlerce hatta milyonlarca yılda oluşmakta ve insan ömrü ile kıyaslandığında muazzam bir süreci işaret etmektedir.
Doğal yollarla uygun şartlarda 1 cm toprağın oluşması için yüzlerce yıl geçmesi gerekir. İşlenebilir ve verimli bir toprağın oluşması için ise en az 4000 yıla ihtiyaç vardır. Çölleşmiş, çoraklaşmış erozyona uğramış, değişik yollarla kirletilmiş, aşırı ve dikkatsiz kullanım nedeniyle yorulmuş, verimliliği düşmüş bir toprağın geri kazanılması çok zordur. Bu nedenle topraklarımıza sahip çıkıp korumak hepimizin görevi olmalıdır.
Ecdadımızın yadigârı olan bu toprakları, ekip biçerek ekonomimize katkı sağlamalı, toprak kaybının önlenmesi için çalışmalıyız. Atalarımızın dediği gibi "bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur". Ama biz bakmazsan çöl olur diyoruz. Artan dünya nüfusunun başta yerleşim, sanayi ve sosyal alana olan talebi tarım alanlarının daralmasına neden olduğunu, buna paralel olarak ortaya çıkan beslenme ihtiyacının artmasının tarım alanlarının iyi kullanılması, üretimin planlanması, tarım alanlarının ıslahı ve korunması gerekmektedir.
Bu nedenle yerleşim yerlerini, sanayi alanlarını ve diğer yatırımlarımızı mümkün olduğunca tarım arazilerinden uzak alanlarda yapmalıyız. İnsanların tükettikleri tarımsal ürünlerin (gıda, giyecek vb.) arz güvenliğinin sağlanabilmesi için doğal kaynakların korunması gerekmektedir.
Bunun için de tarımsal kaynakların korunması, iyileştirmesi ve devamlılığının sağlanması, doğal kaynakların korunmasına yönelik uygun teknolojilerin üretilerek kullanılması gerekir."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol