Il Genel Meclis Üyesi Hüseyin Taskin, Israil'in tohumculuk konusundaki uygulamalari ile tekel konumuna gelmeye basladigini ifade ederek çikartilan yasalarinda bunu destekler nitelikte oldugunu dile getirdi. Israil'den alinan tek ekimlik bir tohumun bir kez kullanildiginda topraga da zarar verdigini söyleyen Taskin, tohumculuk konusunda çözüm yollari aranmasi gerektigini kaydetti.
Il Genel Meclisi Subat Ayi ikinci toplantisi dün yapildi. Kirklareli Valiligi Atatürk Toplanti Salonu'nda Il Genel Meclis Baskani Tuna Soykan Baskanliginda yapilan toplanti yoklamanin ardindan bir önceki toplantinin tutanak özetinin okunarak oylanmasi ile devam etti.
Gündemin 3. maddesini olusturan bugdaydaki kalite düsüklügünden kaynaklanan sikayetler nedeniyle yöreye uygun bugday çesitlerinin saptanmasi ve ekonomik kazanç saglayan etli kirmizi biberde yasanan kayiplarin da belirlenmesine yönelik Tarim Komisyonu Raporu Il Genel Meclis Üyesi Sahin Arslan tarafindan okundu.
Arslan, bugdaydaki kalite kaybina etki eden unsurlar arasinda azotlu gübrenin geldigini belirterek gübrelemenin zamaninda yapilamamasinin sikinti yarattigini ifade etti. Ayrica süne zararlisina karsi zamaninda ilaçlama yapilmasi gerektigini belirtti. Arslan, asiri yagislarinda kalite düsüklügüne neden oldugunu vurguladi. Raporu okumasinin ardindan görüslerini ifade eden Arslan, 2007 yilinda gübre fiyatlarinda yüzde 50 oranin da artis olduguna isaret ederek bunun zamaninda gübreleme yapilmasini engelledigini kaydetti. Bu nedenle çiftçinin maddi kayiplarinin oldugunu belirten Arslan, gübre fiyatlarinda bir istikrar olmasi gerektigini dile getirerek, "Gübre fiyatlarinda bir oyun oynaniyor. O yil çiftçilerin yüzde 80'i bugdayini gübresiz ekmek zorunda kaldi. Yalnizca gübre degil mazotta sorun olusturdu. Mazot 2 bin 300 TL idi ekin zamani 3 bin 300 TL ye çikti. Simdi yavas yavas yeni eski fiyatina düsüyor. KDV oranlari da ayri bir sorun. Ben pirlanta nedir bilmem ama pirlantada KDV orani var mi? Gübrede var. Ayrica gübre kullanimindan bahsediyoruz ama mazottan hiç bahsetmiyoruz" dedi.
Raporu yetersiz buldular
Arslan'in kirmizi etli biberle ilgili raporu da okumasinin ardindan rapora iliskin söz alan Il Genel Meclis Üyesi Hasan Bahri Korkmaz, Tarim Komisyonu'nun hazirladigi raporu "güzel" olarak niteledi. Ancak raporda toprak tahliline iliskin bir bilgi olmamasini elestiren Korkmaz, "Toprak tahlillerine yönelik bir açiklama yapilmamis. Kirklareli'nde kaç tane çiftçi toprak tahlili yaptirdigina yönelik bir açiklama görmedik. Gübre fiyatlari yüksek olabilir maliyetlerin düsürülmesine yönelik neler yapilabilir bunlarinda arastirilarak rapora eklenmesini öneriyorum" dedi.
Meclis üyesi Korkmaz'in raporun eksikligini belirten konusmasinin ardindan söz alan Il Genel Meclis Üyesi Yurdaer Ulus'ta raporu elestirdi. Raporun ilgili konuya cevap vermedigini savunan Ulus, "Bu konunun cevabinin bu olmadigini düsünüyorum. Bu konunun cevabi verilirken zemin kaymasi var. Asil konulari ifade etmemisiz. Hizmet ettigimiz yerlerin karsiligini verirsek daha iyi olur diye düsünüyorum" seklinde konustu.
Çiftçi yeterli bilgiye sahip degil
Toprak tahlilinin önemine dikkat çeken Selahattin Birkaya ise, çiftçinin hangi ürünü nerede ekecegi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadigini savundu. Bu konuda bilgilendirici çalismalar yapilmasi gerektigini ayrica toprak tahlilinin devlet tarafindan yapilmasinin yerinde olacagini söyleyen Birkaya, "Bence tarimin en önemli konularindan birisi toprak tahlili. Çiftçimiz neyi nerede üretecegini bilmiyor. Çiftçimize sorsaniz toprak tahlili yaptirdiniz mi diye, belki o nedir diyecek. Il Tarim Müdürlüklerine is düsüyor. Tarim Müdürlüklerinin köy muhtarlarina kadar teblig yaptirmasi lazim. Bu isin devlet eli ile yapilmasi gerekir. Hangi topraga ne ekilecegini köylü bilmeli. Köylünün bilgilendirilmesi gerekir" diye konustu.
Tohumun patronu Israil
Toplantida konuya farkli bir açidan bakmak istedigini belirterek söz alan Il Genel Meclis Üyesi Hüseyin Taskin ise tohum konusunda bir disa bagimliligin söz konusu oldugunu vurgulayarak bunun önlenmesine yönelik çalismalar yapilmasinin gerekliligine isaret etti.
Taskin, "Tarim ve Köyisleri Bakanligimizda 15 bin kisi çalisiyor. 70 üniversite 30 ziraat mühendisi 7 tane tarim arastirma enstitümüz 10 bin issiz ziraat mühendisimiz var. Buna ragmen tohum konusunda disa bagimliligimiz var. Tohumun patronu ise Israil. Israil de tohumlarin genleri ile oynanarak gül ve limon kokulu domates yetistirildigini bir arastirma ile görebilirsiniz. Istediginiz sekil domates bulabilirsiniz. Genlerle yüzde 100 oynuyorlar. Bu tohumlarin tek ekimlik oldugunu da bilmeyen yok. Yani Israil'den bir kereye mahsus tohum almakla kurtulamiyorsunuz. Üstelik 1 gram tohum fiyati her dönemde 1 gram altina denk oldu. Üstelik Israil'in tohumlarini topraga bir kez ektiniz mi artik isteseniz de eski tohuma geri dönemiyorsunuz. Tohumlar o topragi da etkiliyor. Buna en güzel örnek Nigde ve Nevsehir'de yetisen patateslerdeki kanserojen maddelerdir. Israil sadece tohum satmiyor beraberinde hastaligini da veriyor. Tohumlarla hastalik yerlestiren Israil bu sayede zirai ilaç satimini da garanti altina aliyor" dedi.
Türkiye'de ki uygulamalarin ise yabanci tohumlari garanti almaya yönelik oldugunu ileri süren Taskin, çiftçinin disa bagimli hale getirildigini savundu. Taskin, "Bizde ise yabanci tohumlari garanti altina alan bir patent sistemi isletiliyor. Köylü tarlasinda tohum birakmayacak birakamayacak birakirsa uluslararasi mahkemelerde yargilanacak. Su anda Israil tohumu kullanan ilk ülke isgal altindaki Irak ikincisi de biz olacagiz. Tohumculuk Kanunu ile çiftçi tohum almak zorunda kalacak. Iste mesele budur" seklinde konustu.
Önceki aksam bir televizyon kanalinda izledigi "ekmek ithaline" yönelik bir haberi anlatan Taskin, sözlerine söyle devam etti;
"1990 yilina kadar kendi kendine yeten Türkiye bu yildan sonra ithal etmeye basladi. Aksam televizyonda ekmekte ithal edecegimizi duydum. Ben çok üzüldüm. Tarim ülkesi olan Türkiye eger kendi kendine yetecek ürün üretemiyorsa buna çözüm bulunmasi gerektigini düsünüyorum. Ben tohumculugunda farkli bir grup oldugunu düsünüyorum. Türkiye de bu sekilde devam ederse 2040 yilinda paramiz olsa dahi tohum bulamayacagimizi düsünüyorum."
Ardindan söz alan Meclis Üyesi Hasan Dag, Komisyon raporunun detayli olarak görüsülmesi için konunun yarinki (bugün) toplantiya ertelenmesini talep etti. Dag'in önerisi kabul edildi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol