TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Erol Özkan, Tarim ve Köyisleri Bakanligi tarafindan "Genetigi Degistirilmis Organizmalar"in ticaretinin serbest birakilmasi ile ilgili yapilan yönetmelik degisikligi konusunda; TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi'nin da içerisinde yer aldigi "GDO'ya Hayir Platformu"nca 01 Kasim 2009 tarihinde Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkezinde yapilan basin toplantisinda yapilan açiklamayi kamuoyu ile paylasti. Özkan; "Toplumun degisik kesimlerince halen tartisilir olmakla birlikte, basta insanlar olmak üzere canlilarin sagligi üzerindeki bazi olumsuz etkileri çesitli arastirmalarla ortaya çikmis olan Genetigi Degistirilmis Ürünlerin ticaretinin sessiz sedasiz çikarilan bir yönetmelikle serbest birakilmasi oldukça düsündürücüdür. Domuz gribi, açilim vb. ülke gündemini dolduran önemli konularla ugrasildigi dönemde böyle bir yönetmelik degisikligine gidilmesi de ayrica dikkat çekicidir. Daha yakin zamana kadar bu ürünlerin ticareti ve Türkiye'ye girisinin yani ithalinin serbest birakilmasi diye bir düzenleme yapilmasinin asla söz konusu olmadigini belirten bakanlik, ne oldu da böyle bir degisiklige gittigini anlamak pek kolay degildir. Acaba bazi uluslararasi holdinglerin ticari çikarlari veya daha çok kazanma hirsi insan sagligindan daha mi önemli olmustur ya da insan sagliginin önüne mi geçmistir. Eger böyle ise durum çok daha vahim demektir.
Bu kapsamda yapilan yönetmelik degisikligi Ziraat Mühendisleri Odasi tarafindan iptali için yargiya tasinmistir" diyerek, Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Merkezi'nce hazirlanan açiklamayi sundu;
"Tarim ve Köyisleri Bakanligi tarafindan hazirlanan "Gida ve Yem Amaçli Genetik Yapisi Degistirilmis Organizmalar ve Ürünlerinin Ithalati, Islenmesi, Ihracati, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" 26 Ekim 2009 günlü Resmi Gazete'de yayimlanarak yürürlüge girmistir. Genetigi Degistirilmis Organizmalar (GDO'lar) konusunda 10 yila ulasan bir zaman dilimi boyunca kamuoyunu aydinlatma çabasi içinde olan meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, tüketici kuruluslari, çevreci kuruluslar ve bilim insanlari olarak bizler, ortaya çikan yeni ve vahim durum karsisinda, bir kez daha görüslerimizi kamuoyu ile paylasmayi görev sayiyoruz. Yeni Yönetmelik ile GDO'larin ülkeye girisine mesruluk kazandirilmis iken, Tarim ve Köyisleri Bakanligi'nin sanki bu ürünlerin ticareti yasaklanmis gibi bir yanlis kamuoyu algisi yaratma girisimleri, bizlerin yukarida belirtilen görevini daha da acil bir nitelige tasimistir.
Bu çerçevede;
1 - Türkiye'nin, yillardir talep ettigimiz dogru içerikli bir Ulusal Biyogüvenlik Yasa'si olmadan, GDO'larin ticaretinin bir Yönetmelikle düzenlenmesi hukuk, egemenlik ve halk sagligi açisindan bir skandaldir. Çünkü;
- Yönetmelikler Yasa ve Tüzüklerin uygulanmasini göstermek üzere çikartilirlar. Ortada bir Biyogüvenlik Yasasi yokken, sözü edilen Yönetmeligin GDO'larla ilgili hiçbir düzenleme içermeyen Tarim, Gida ve Yem Yasalari, 4703 sayili Yasa ve 441 sayili KHK'ye dayandirilmaya çalisilmasi, sürecin hukuksuzlugunu olanca açikligi ile ortaya koymaktadir.
- Türkiye'de yasayan tüm yurttaslarin sagligini ve haklarini ilgilendiren bir konunun, TBMM'de, milletin vekilleri tarafindan görüsülmesi ve bir Yasa niteliginde düzenlemeye konu edilmesi gerekirken, Bakanlar Kurulu'nda imzaya açilan tasarinin TBMM'ye indirilmeyerek konunun Yönetmelik ile düzenlenmesi, millet iradesi ve egemenliginin ihlalidir. Böylelikle, konunun vahim içerigi, halkin ve parlamentonun dikkatinden kaçirilmaya çalisilmaktadir.
- GDO'larin ticaretinin birkaç küçük istisnayla serbest birakilmasi, bu alandaki kararlarin devlet memuru agirlikli bir Komite'ye birakilmasi, yine Bakanlik tarafindan seçilecek uzmanlar listesinden görüs alinmasi gibi hükümler, halk sagligi alanindaki tehlikenin açik görünümleridir. Siyasilerin ve sirketlerin baskisina direnebilecek bagimsiz bilim otoriteleri yerine güdümlü organizasyonlar yegleyen Yönetmelik, bundan da öte, bir Bakan talimati ile her an degistirilebilecek konumdadir.
Yukarda sayilan temel yanlisliklar yaninda, bebekler için risk sayilan gidalarin yetiskinler için serbest tüketime konu edilmesi, GDO'suz gida maddesi üreten isletmelerin bu yönde etiket kullanmalarinin yasaklanmasi gibi hükümler ve asil olarak GDO'lu ürünlerin her türlü ticaretinin mesru zemine çekilmesi, Yönetmeligi kabul edilemez konuma tasimaktadir.
2 - Konunun halkin bilgisine sunulmasi yolunda ortaya koydugumuz özverili çabalar, Tarim ve Köyisleri Bakanligi'ni telasa sürüklemis olup, Bakanlik web sayfasinda yapilan açiklamayla kamuoyu yanlis yönlendirilmeye çalisilmaktadir. Bu alanda da gerçekleri kamuoyu ile paylasmayi görev biliriz;
- Bakanlik, bu Yönetmelik ile GDO'lu tohumlarin Türkiye'de kullaniminin yasaklandigini ifade etmektedir. Oysa bu yasaklama, on yila yakin bir süredir, bir Genelgeyle saglanmaktadir. Bakanligin hem bu durumdan hiç söz etmemesi hem de hazirlayip Bakanlar Kurulu'na sundugu Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarisi Taslagi'nda, Hükümet sözcüsü Sn Cemil ÇIÇEK'in de ifade ettigi üzere, GDO'lu tohumlarin ekimini serbest birakmaya çalismasi, kamuoyunu yaniltma girisimlerinin açik göstergeleridir.
- Bakanlik, isbu Yönetmelige aykiri davrananlara, dayanakta gösterilen yasalar çerçevesinde, izin iptali, para cezasi vb. cezalarin verilebilecegini belirtmektedir. Bu cezalarin çogu, ilgili yasalarin GDO'lara özel düzenleme içermemeleri nedeniyle, olayin ciddiyetiyle bagdasir nitelikte degildir. Nitekim, hazirlanip TBMM'ye sevk edilmeyen Kanun Tasarisi taslagi, bu alanda açikça hürriyeti baglayici cezalara hükmetmekte idi.
- Bakanlik, risk degerlendirmesinin, 11 kisilik bagimsiz, bilimsel, teknik komite tarafindan yapilacagini belirtmektedir. Oysa Yönetmelik, uzmanlar listesinden Bakanlik tarafindan seçilecek Komite'nin, TAGEM, TÜGEM, KKGM temsilcileri yaninda üniversite, TÜBITAK ve arastirma enstitüleri temsilcilerinden olusacagini belirtmektedir. Gerek uzmanlar listesinin niteligi, gerekse hem uzmanlar listesinin hem de Komite'nin Bakanlik tarafindan seçilecek olmasi, bu organizasyonun bagimsiz, bilimsel, teknik sifatlarini daha bastan ortadan kaldirmaktadir.
Sonuç olarak, gen bankasi niteligindeki ülkemizin biyolojik çesitliligi, tarim potansiyelimiz, halkimizin satin alma gücü ve tüketim aliskanliklari degerlendirildiginde, GDO'lu ürünlere Türkiye'nin ihtiyacinin olmadigi, üstelik bu ürünlerin kullaniminin halk sagligi yaninda halkimizin dinsel - kültürel inanç ve aliskanliklarina da aykiri oldugu ortadadir.
Bizler, bu alanda yillardir halk yararina çaba gösteren kurum ve kuruluslar olarak, bir kez daha GDO'ya Hayir diyoruz. Halkin ve ülkenin yarar ve çikarlari, sirketlerin kar hirsinin üzerindedir. Ülkemiz yurttaslarinin büyük çogunlugunun istemedigi genetigi degistirilmis ürünlerin, ülkemizi bir genetik yikima sürüklememesi için, her türlü mesru mücadelenin sürdürülecegini ve GDO'lari yasallastirmaya çalisanlarin desifre edilmeye devam edilecegini belirtiriz."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol