Tertipte 8. Dalga

18 Eylül günü birbiriyle iliskili, çok önemli iki olay meydana geldi. Daha dogrusu biri meydana geldi, diger olaydan ise haberdar olduk

Haberdar oldugumuz olay Frankfurt’ta sonuçlanan ve Alman yargi çevrelerinin “tarihimizdeki en büyük yolsuzluk olayi” dedikleri “Deniz Feneri e.V.” davasinin mahkumiyetle sonuçlandigi süreçte, Türkiye’deki Kanal 7’nin 14.6 milyon YTL olan sermayesini 403 bin YTL’ye indirmesidir.

Bu durumda 14.2 milyon YTL sirket sermayesi ortaklara dagitilacak. Uzmanlar, Sermaye Indirimi Karari Agustos ayi içinde alindigi için, muhtemelen avans adi altinda, yasal bakimdan gereken iki aylik süre beklenmeden, paranin dagitiminin yapilabilecegini belirtiyorlar.

Bu durumda sirketteki paylari göz önüne alinarak sermaye indiriminden Zekeriya Karaman’in 5.1 milyon YTL, Mustafa Çelik’in 3.5 milyon YTL, Ismail Karaman ve Ahmet Hüküm’ün de yaklasik 2.8 milyon YTL almasi gerekiyor.

Gazeteci Sebahattin Önkibar’in tanikligi ile, kurulusunu bizzat Recep Tayip Erdogan’in gerçeklestirdigini bildigimiz Kanal 7 televizyonu bu operasyonu neden yapti?

Çünkü Sirket yöneticileri Almanya’daki yargilamada Firdevsi Ermis’le birlikte bazi saniklarin samimi itirafta bulunduklarini, Kanal 7’e vatandasin bagis paralarinin aktarildiginin açiga çiktigini ve yargilamada siranin kendilerine gelecegini ögrendiler. Ve kendilerince tedbir aldilar.

Tipki kapanacagini gören Refah Partisi’nin trilyonluk hazine yardimini sahte belgelerle harcanmis gibi göstererek üzerine konmak istemesi gibi.

Recep Tayip Erdogan’in yakin akrabasi ve dava arkadasi Zekeriya Karaman da Almanya’daki Deniz Feneri araciligi ile vatandaslardan muhtaçlara dagitilmak üzere toplanan ve Kanal 7’e aktarildigi kesinlesen paranin elden gitmemesi için 14 Milyon YTL’yi kendi sahsi hesaplarina geçirmis bulunuyor.

GÜNDEM DEÄzISTIRMEK

Zekeriya Karaman ve arkadaslari bu sekilde söz konusu paranin üzerine konabilirler mi bilemeyiz. Ama ucu Tayyip Erdogan’a ve AKP’ye dayanmis olan Deniz Feneri ve diger yolsuzluk (Saban Disli vb.) olaylarinin yikici sonuçlarinin bu gibi tedbirlerle önlenemeyecegi gün gibi açik.

Bütün toplum simdi Recep Tayyip Erdogan’in yakin arkadaslarinin bir “Organize Suç Örgütü” olusturarak ve halkin dini duygularini istismar ederek Almanya’da yurttaslarimizin milyonlarca Euro’luk parasini nasil iç ettiklerini konusuyor.

Bu gündemin, acilen degistirilmesi gerekiyor(!) Derken 18 Eylül günü yukarda sözünü ettigimiz “ikinci olay” meydana geldi. “Ergenekon tertibinde 8. dalga” gerçeklestirildi. Aralarinda 6 asker ile birlikte magazin dünyasinin yakindan tanidigi bazi isimlerin de oldugu 19 kisi gözaltina alindi.

O günün internet siteleri olayi flas haber olarak duyurdular. Televizyonlar, aksam haberlerinin bas sirasina oturttular. Ve ertesi gün tahmin edilen mansetlerle çikti bazi gazeteler.

Ergenekon Tertibi’nin ne oldugu bütün çiplakligi ile ortaya çikti. Fehmi Koru, Nazli Ilicak ve Engin Ardiç’in deyisiyle Amerika; Asya’nin büyük güçleriyle girdigi hâkimiyet savasinda, Türkiye’nin saf degistirme ihtimaline karsi tedbir almaktadir.

Kisacasi Amerika, Türkiye’yi kendisine daha siki baglamak için muhtemel bir Avrasyaci yönelimi gerçeklestirebilecek kuvvetlere karsi “operasyon” yapmaktadir. 1997 yilinda stratejik konseptini degistirerek Irtica’yi birinci tehdit olarak belirleyen, 2001 ve 2002 yillarinda en üst düzeydeki komutanlarinin agzindan, Avrasya seçenegini dillendiren TSK ile; Türkiye için Avrasya seçenegini kapsamli bir sekilde programlastiran Isçi Partisi; bundan dolayi Amerikan operasyonunun dogal olarak en basinda yer aldilar.

 

Son operasyon ise ABD’nin Türkiye’ye iliskin stratejik çikarlari ile AKP’nin iktidarini korumak ve yikilmayi önlemek için ihtiyaç duydugu tedbirlerin çakistigini bir kez daha gösterdi.

NE AMAÇLANIYOR?

1 Temmuz tutuklamalari hariç daha önceki bütün tutuklamalar gibi ayin 20’si civarina denk getirilen son gözalti dalgasi ile sunlarin amaçlandigi görülmektedir.

1. Deniz Feneri olayi ile belirlenen ve AKP’yi büyük zorluklar içine iten gündem degistirilmek isteniyor.

2. Bir Harb Okulu ögrencisinin ve bes tegmenin gözaltina alinmasi, Türk Silahli Kuvvetlerinin Eylül ayi basinda kurum adina Kandira Cezaevine yaptigi ziyarete, karsi güçlerin bir yaniti olarak degerlendirilebilir.

3. Magazin dünyasinda adi sikça geçen bir takim isimlerin operasyonun hedefi içine alinmasinda ise iki amacin güdüldügü anlasiliyor. Birincisi Isçi Partisi ve TSK gibi iki saygin kurumun adini halk içinde hiç de iyi karsilanmayacak isimlerle birlikte telaffuz ederek, bu kurumlarin itibarini düsürmek.. Ikincisi toplumun her kesimine; “o da aliniyorsa ben de alinabilirim” korkusunu yaymak.

4. Ergenekon tertibini ne olursa olsun sonuna kadar götürerek hedefteki kurum ve Partileri tamamen etkisiz hale getirme planlarinda hiçbir gerileme olmadigini göstermek.

Evdeki hesap bu: Bu hesabin çarsiya uyup uymadigini çok yakinda görecegiz.

mbgultekin@ip.org.tr

 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol