Tema Vakfı Avrupa’da tarımın ana vatanı olan Kırklareli’ni ziyaret etti

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) termik santral kurulması planlanan Kırklareli’yi basın temsilcisi ve uzmanlarıyla birlikte ziyaret etti. Ziyarete Tema Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, TEMA Kırklareli İl Temsilcisi Ali Korur, Kırklareli İl Temsilcisi Yardımcısı Münir Saygın, TEMA Kırklareli Eğitim Sorumlusu Mehmet Özbilen, Karakaş Mahallesi Sorumlusu Ebru Dereli, Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, TEMA Vakfı gönüllüleri ve uzmanlar katıldı.
Tarımsal Sit Alanı olarak ilan edilen Kırklareli Ovası’na yapılması planlanan termik santralin toprağa vereceği zararları yerinde görmek ve konuyla ilgili detayları paylaşmak üzere TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, basın temsilcileri, TEMA Vakfı gönüllüleri ve uzmanlar ile birlikte Kırklareli’yi ziyaret etti. Ziyaret kapsamında ilk olarak dün saat 12.00’de Royal Bilgiç Hotel’de bir bilgilendirme toplantısı yapıldı. TEMA Vakfı Çevre Politikaları çalışanı Özlem Katısöz Yapıcı tarafından TEMA’nın faaliyetleri katılımcılara anlatıldı, termik santrallerin ve kömür madenciliğinin zararları belirtildi. Bu kapsamda, Kırklareli’nin tarımsal olarak ne denli önemli olduğu veriler aracılığıyla katılımcılara aktarıldı. Kırklareli’nin tarımsal açıdan verimli topraklara sahip olduğunun altını çizen Katısöz “Biz TEMA Vakfı olarak tarım alanlarımızda ki termik tehlikesine karşı savaşıyor, politikalar geliştiriyor ve bilgi paylaşımı yapıyoruz. Aynı zamanda iletişim çalışmaları yapıp yerel anlamda kamuoyu toplamaya çalışıyoruz. 25 yılda Konya büyüklüğünde tarım arazimizi kaybettik. Kırklareli’nde ayçiçeği, buğday ve çeltik başta olmak üzere birçok önemli tarım ürünü yetiştiriliyor. Bu verimli topraklar üzerinde Kırklareli Merkez ve Vize’de linyitle çalışacak termik santral projeleri planlanıyor. 8600 yıldır tarım yapılan bu toprakların 30 yıllık kömür için heba olmaması adına TEMA Vakfı bugün Kırklareli’nde. “dedi.
Tarım Avrupa’ya Trakya’dan yayıldı
Ardından TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç söz aldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın önemli çalışmaları sayesinde Bakanlar Kurulu kararları ile toplam 7 milyon hektar (yaklaşık 2 Konya büyüklüğünde bir alan) kaplayan 257 ovanın “Büyük ova koruma alanı” ilan edildiğine değinen Ataç “ Türkiye’nin gıdasının üretilmesinde önemli bir yer tutan Trakya’nın 85 bin dönümlük Kırklareli Ovası’da bu ovalar arasında yer alıyor. Bu bölgedeki verimli topraklara maalesef kömürlü termik santral kurulması planlanıyor. Büyük ova ilan edilen bölgelerde projelendirilen termik santral ve kömür madenciliği projeleri Türkiye’nin gıda ve su güvencesini tehdit ediyor. Bu projeler başta toprak ve su varlıkları olmak üzere tüm doğal varlıklara geri dönülmez zararlar veriyor. Ayrıca termik santrallerin nenen olacağı hava kirliliği ve su tüketimi tarımı, çiftçiyi ve halk sağlığını olumsuz etkiliyor. Öte yandan bir kömürlü santralin ortalama 35 yıllık ömrü bulunuyor. Ancak bu bölgenin 8 bin 200 yıl önce ilk tarımsal yaşamın başladığı ve Avrupa’ya yayıldığı topraklar olduğu biliniyor. Bu topraklar tarımsal açıdan tarihi değerini günümüzde de sürdürüyor. 35 yıllık enerji tüketimi için binlerce yıllık tarımsal değerden vazgeçilmemesi gerekiyor. Ayrıca bu bölgeye planlanan termik santral için gerçekleştirilmek istenen çevresel etki değerlendirme (ÇED) kapsamındaki halkı bilgilendirme toplantısını yerel halk yaptırmadı. Çünkü bu topraklara termik santral yapılmasını istemiyorlar. Tarım ve hayvancılık yaparak hayatlarını sürdürmek istiyorlar. Bu bakımdan Tarım ve Orman Bakanlığı’na tarım alanlarındaki kömür yatırımlarına izin vermemesi için çağrı yapıyoruz.
Enerji verimliliği ve tasarrufa öncelik verilmeli
Uluslararası Enerji Ajansı kısa bir süre önce karbon salan herhangi bir santralin inşa edilebilmesi için artık yer olmadığını, tüm yeni enerji projelerinin düşük karbonlu olması ve mevcut altyapısının emekli edilerek enerji altyapısının temizlenmesi gerektiğini açıkladı. Buna karşın bugün Türkiye’nin önemli tarım alanlarına termik santral kurulması planlanıyor. Türkiye’nin %27 oranında toplam enerji verimliliği ve tasarrufu potansiyeli bulunuyor ve neredeyse tüketilen enerjinin üçte biri israf ediliyor. En ucuz ve temiz enerji, tüketilmeyen enerjidir. Konut ve ofislerde %29 oranında elektrik tasarrufu potansiyeli var. Türkiye’nin sanayideki enerji tüketimi birkaç sektörde yoğunlaşmış durumda. Sanayide tüketilen enerjinin %45’ini, elektriğin %29’unu çimento ve demir-çelik sektörü tüketiyor ve bu sektörlerde yüksek oranda enerji verimliliği ve tasarrufu potansiyeli bulunuyor. Sadece bu 2 sektörde bile %20’den fazla elektriği geri kazanma fırsatı var. Tekstil sektöründe ise bu oran %57 seviyesine erişiyor. Bu nedenle elektrik üretmek için yeni kömürlü termik santraller projelendirmek yerine enerji yatırımlarında tasarruf ve verimlilik çalışmalarının önceliklendirilmesi önem kazanıyor.
Yılda 2.5 milyon ton kömür (linyit ) yakılacak
Kırklareli’nde yapılması planlanan santral yılda 7.000 saat çalışacak ve toplamda 2.5 milyon ton kömür(linyit) yakacak. Santralin hammaddesi olan kömür, yatırımcının bölgedeki ruhsatlı kömür ocaklarından temin edilecek. ÇED başvuru dosyasına göre yılda toplam 500 bin ton kül meydana gelecek. Planlanan termik santralin tamamı tarım alanı üzerinde yer alıyor. Termik sahası, büyük ova sınırında bulunuyor. Kömürün temin edileceği maden sahası tamamen büyük ova ilan edilmiş Kırklareli Ovası ile çakışıyor. Toplam 13. 800 hektarlık kömür madeni ruhsatlı saha bulunuyor.
ÇED Başvuru Dosyası’na göre tesiste yılda 840 bin metreküp su kullanılacak. Suyun yer altı su kuyularından veya bölgedeki mevcut yüzeysel su kaynaklarından temin edilmesi planlanıyor. Bununla birlikte suyun temini hala belirsiz durumdadır. Henüz Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nden su temini konusunda onay alınmadığı biliniyor. Su, bölgede sanayi için önemli bir varlıktır. Bu varlık birde yoğun bir enerji tesisi olan termik santral ile paylaşacak. Trakya Kalkınma Ajansı’nın verilerine göre Trakya’da özellikle bitkisel üretimde ayçiçeği, çeltik, kanola, buğday ve bağ alanları önemli bir yer tutuyor. Trakya, Türkiye buğday üretiminin %12’sini, ayçiçeği üretiminin %61’ini, çeltik üretiminin %54’ünü karşılıyor. Bölgenin Türkiye’de en fazla ’Mutlak korunacak Tarım Arazisi’ne sahip olduğu biliniyor.” ifadelerini kullandı. Ardından TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve beraberindekiler Avrupa’da tarım hayatının temellerinin atıldığı arkeolijik kazı alanı Aşağı Pınar Höyüğü’nü ziyaret ettiler.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol