Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede yasiyoruz, elhamdülillah. Yolda karsilastiginiz kime sorsaniz “Ben Müslüman’im” demeyecek kimse karsiniza gelmez. Bu sosyal yapimiz çok mütecanis (birbirleriyle uyumlu) insanlarin bir arada yasadiklarini göstermektedir. Ancak Islam’i anlama ve hayatimiza uygulama açisindan farkliliklar göstermekteyiz. Tabii bu da dinimiz Islam’i iyi incelemedigimizden kaynaklanmaktadir.
Islam inancinda temel esaslardan birisi “Allah’in rahmet eli (rahmeti) cemaat (ümmet) üzerinedir” seklindedir. Bir baska ayet-i kerimde (Muhammed suresi) “Siz Allah’in dinine yardim ederseniz, Allah ta size yardim eder” buyrulmaktadir. Bu ayette verilmek istenen ilahi mesaj, biz kullarinin Allah’in dini üzerinde olmamizdir. Yoksa mutlak hüküm sahibi Allah’in bizim gibi aciz insanlardan yardim beklemesi degildir. Burada ki bir baska incelik de öncelik sirasina dikkat edilmesidir. Bizim Allah’in dinine yardimci olmanin suurunda olmamiz ve harekete geçmemiz, Allah’in bize yardimini getirmektedir. Her gün namazda kirk kere tekrarladigimiz “Fatiha serifte - Iyyake nagbudu ve iyyake nesteiyn - Ancak sana kulluk eder, yalniz senden yardim dileriz” mealindeki ayette önce kullugun bizden yapilmasi sonra Allah’tan yardimin dilemenin esas oldugudur.
SOSYAL HAYATIMIZDA KI TESIRLERI
Filistin’in Gazze sehrine 2009 yili Ocak ayinda yapilan 23 günlük Israil saldirisinda basta çocuklar ve kadinlar olmak üzere 1300 civarinda insanin sehit edilmesi 5000 kadar insanin yaralanmasi binlerce evin yerle bir edilmesi üzerine ülkemizde hemen herkes bu zulmü protesto etmek üzere ayaga kalkmistir. Mitingler tertiplenmis, yardimlar yapilmis, ekonomik açidan Israil mallarina boykotlar düzenlenmistir. Bunlar hâlâ da devam etmektedir. Süphesiz ayaga kalkan Türkiye’nin bu degerli insanlarinin hepsi ayni siyasi görüsü paylasmiyorlardi. Bunlari bir araya getiren tek sey yapilan zulmün önlenmesi, Filistinlilerin de insanca yasama haklarini elde etmelerinin temin edilmesi idi. Haksizlik ve zulüm karsisinda ayaga kalkan Türkiye’miz, bu hareketiyle ümit ediyoruz ki Cenabi Hak’kin rizasini kazandigi gibi diger taraftan da basta Filistinli kardeslerimiz olmak üzere ülkemizde yasanan bütün olumsuzluklardan da kendini kurtaracaktir. Çünkü milletimiz, kendinden beklenen aksiyonu göstermis ve Allah’in rahmetine erisme liyakatine sahip olmustur, inancini tasiyorum.
Allah da, bir seye “ol” dedi mi o sey hemen oluverir. Hiçbir fizik kanunu veya fiziki kuvvet bu olusu önleyemez. Bazen televizyonlarda karsilastigimiz ama yanlis kullanilan bir kelime olan “Mucize” kelimesinde oldugu gibi. (Mucize, Rabbimizin Peygamberler kanaliyla yine kendi tarafindan konmus bulunan fizik kanunlarini alt üst etmesidir.)
IS NASIL YAPILIR
Bir is yapmaya niyetlenmisken veya bir isi yaparken o isin olmasini arzu ederiz. Bu ister bir is olsun, ister seyahat olsun, ister her hangi is olsun. Olmayacagi bastan belli bir isi yapmak için kimse ne zaman ne emek ve nede para harcar.
Bizim, olmasini istedigimiz isle ilgili bütün sartlari (yeterince sermaye, tecrübeli ve kabiliyetli eleman, uygun mekân, mükemmel program v.b) yerine getirmemiz halinde bile her is bizim istedigimiz gibi olmaz her zaman. Hele islerin ters gittigi çok zaman görülmüstür.
Biz islerimizin iyi gitmesi ve o iste basarili olabilmemiz için Allah’tan yardim isteriz. Ve bu istemenin yani sira Allah’in yardimini alabilmemiz için O’nun yardimini saglayacak önlemleri (sebeplere sarilma, dua etme gibi) de aliriz.
Allah da bir iste bize yardimci olursa artik o is bizim umdugumuzdan daha mükemmel tamamlanir. Buna (Allah’in rast getirdigi inanciyla) islerimiz rast gitti deriz.
Bu ifademizin bir diger söylenisi; “Allah’in kendisine yardimci oldugu bir insanin, tekeden bile süt sagabilecegidir” dir.
YA SEÇILECEK BASKANLAR
1989 seçimlerinde Refah Partisinin bir çok Belediye Baskanligini kazandigi gibi Istanbul Büyük sehir Belediye Baskanligini da kazanmisti. Bu seçimlerde de bir büyük kadro çalismasi yapilmis ve bir büyük kitle oylariyla onlari ve onlarin temsil ettigi manayi benimseyerek oy vermisti.
Hatirlanacak olursa bu esnada Istanbul büyük bir su sikintisi içindeydi. Mahallelere haftada bir su veriliyordu. Bir mahalleden geçerken eger evlerin balkonlarinda kurumak üzere asilmis çamasirlari görürseniz anlardiniz ki o mahallenin bu gün su alma günüdür. Sehrin çöpleri de toplanmamis daglar gibi yigili durmaktaydi.
Derken aradan çok kisa zaman geçti. Istanbul’a saganak seklinde yagmurlar yagmaya basladi. Çevredeki barajlar doldu. Buna paralel olarak ta Istanbul’un su sikintisi sona erdi ve çöpleri de kaldirildi.
Bu durumu görenler “Bakar misiniz Istanbul’un su sorunu çözüldü” dendiginde, Istanbullular yagmuru Allah yagdirmistir “Bu Allah’in isidir” dendigi rivayet edilir.
Dogrudur. Elbette yagmurlar yagmasaydi Istanbul’un su derdine kisa zamanda çözüm bulmak mümkün olmazdi. Ancak bunu yukarida zikrettigim hakikatlerle bir bütün olarak düsünürseniz bu olayin sirrini çözmüs olursunuz.
O halde kim olursak olalim, bizi nereye bas yaparlarsa yapsinlar, neticede bizler is yapamaya, hizmet etmeye mecbursak (ki öyledir) islerimizde basarili olabilmemiz için gerekli bütün önlemleri almamiz yani sira muhakkak Cenab-i Hak’kin yardimini da dilemeliyiz. Bu yardimin inebilmesi, birlikte is yapacak kadronun da Allah’in rizasina uygun isler yapacak insanlar arasindan seçilmesi, bunlari seçenlerin de kalplerinden iyiligin, güzelligin, dogrulugun ve adaletin gelmesini istemesi gerekir.
Bu gün geldigimiz noktada bizim için baska da çözüm bulunmamaktadir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol