Hakan Dedeoglu, daha sonra yazili açiklamasinda sunlari kaydetti; "Ankaralilara hayirli olsun.
Böyle bir yola basvurdugum için halktan özür diliyorum." Bu cümleler Türkiye Cumhuriyeti Devleti Baskentinin, Büyüksehir Belediye baskaninin agzindan çikiyor. Bizlerle resmen alay ediliyor! Gelismelerin merkezinde Kizilirmak var; Sivas Kizildag'dan dogan bereketin simgesi Kizilirmak… Kirletilen, verimsizlestirilen ve dahasi bugünlerde metalastirilarak kurutulan Kizilirmak… Geçmiste 8 gözden çikan Nehir; küresel isinma, çarpik sanayilesme ve suyun yanlis kullanimi sonucu bugün 3 göz ile yasam mücadelesi vermektedir.
Konuyla ilgili yeterince bilgi sahibi olduguna inandigimiz Melih Gökçek'in bu son hareketinin ardinda cehalet disinda baska sebepler aramak durumdayiz. Yangindan mal kaçirircasina verilmis kararlar, "özür dilemek" ile altindan kalkilamayacak kararlardir. Melih Gökçek halktan niçin özür dilemektedir? Tahliller yaptirip sonuçlarini ilgili makamlarla paylasmadan, kamuoyunu bilgilendirmeden apar topar birtakim islere giristigi için mi; yoksa halka sagliksiz, "II. Sinif" su içirmeye basladigi için mi? "Ben doktor arkadasa sordum; ishal vakalarinda artis yokmus" mantigi bir yönetici için ne kadar büyük bir ayiptir.
Kaldi ki Belediye Baskaninin kararlarini dayandirdigi raporlarda da atifta bulunulan DSI'nin Aralik 2005 tarihli ve "Irfanli ve Kesikköprü Baraj Gölleri ve Havzalarinda Kirlilik Arastirmasi" baslikli raporu da bu ayibi ortaya koymaktadir: "Irfanli ve Kesikköprü Baraj Göllerinde yapilmis olan kirlilik arastirmalari kapsaminda baraj göl sularinin bakteriyolojik açidan ikinci kalitede su oldugu, içme suyu olarak kullanilamayacagi belirlenmistir." (s 164)"Kizilirmak suyu II. Sinif su kalitesindedir." (s 191) Sayin Baskan, tüm raporlar ortadayken "Bir belediye baskaninin vatandasa sagliksiz suyu vermesi için hain olmasi lazim" diyerek gerçekten büyük cesaret örnegi sergilemistir.
Ancak bizler unutmuyoruz ki Çernobil felaketinin ertesinde, zamanin Sanayi ve Ticaret Bakani Cahit Aral televizyonlarda höpürdeterek çay içerken "çayda tehlike yok ki imha edelim, yapilan 50 bini askin ölçüm sonuçlari Türkiye'de tüm gidalarin radyasyon bakimindan tamamen güvenceli oldugunu gösterdi, dinine imanina inanan 'radyasyon var' demez" diyordu.
Sonraki yillarda kanser vakalari ortaya çiktiginda ise Cahit Aral'in yerine zaten baskalari geçmisti ve kendisi için yasal açidan herhangi bir sorun kalmamisti. Tipki bundan birkaç yil sonra Kizilirmak suyundaki agir metaller ve kanalizasyon pisliginden kaynakli kalitimsal hastaliklar ortaya çikmaya basladiginda Melih Gökçek'in de görevinde olmayabilecegi gibi…
Dolayisiyla; "Nasil olsa birkaç yil sonra görevde olmayacagim" mantigiyla günü kurtarmak isteyen zihniyeti yönetimden uzaklastirarak yasanan keyfi uygulamalarin önüne "bugün" geçmek ve halk sagligini tehdit eden su sorununa yasal ve ahlaki bir çözüm bulmak sarttir.
Bizler, eksikligi her geçen gün artarak hissedilen "Su Çerçeve Yasasi"nin bir an önce çikartilarak dogal bir varlik olan suyun metalastirilmasi ve bundan rant elde edilmesi emellerinin önüne geçilmesini talep ediyoruz."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol