Tarimda "ziller" çaliyor

Ziraat Mühendisleri Odasi'nin Türkiye tarimi üzerine yaptigi arastirma ve degerlendirmeleri içeren bir basin açiklamasi yapan Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Baskani Gökhan Günaydin, açikladigi verilerde Trakya Bölgesi'nden de Edirne ile Kirklareli'ni ele aldi. Bu bölgede bugdayda yüzde 25 ile 50 oraninda verim kaybi yasanmasini beklediklerini kaydeden Günaydin, Tarim ve Köyisleri Bakanligi'ni çok geç olmadan göreve çagirdi.

Ziraat Mühendisleri Odasi Genel Baskani Gökhan Günaydin'in önceki gün Oda binasinda yaptigi basin toplantisini Kirklareli kamuoyuna sunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasi Kirklareli Il Temsilcisi Dr. Erol Özkan, Türkiye tariminin son aylardaki genel degerlendirmesinin yapildigi basin açiklamasinin Kirklareli ve Trakya bölgesini de yakindan ilgilendirdigine dikkat çekti.

Yapilan basin açiklamasinda, Türkiye'nin tariminda son aylarda yasanan "bugdaydaki verim düsüklügü ve nedenleri", "et ithalatinin yarattigi olumsuzluklar", "gida yasasinda yapilan ve yilsonunda yürürlüge girecek olan bazi degisikliklerin yaratacagi olumsuzluklarin" gerekçeleri ile birlikte irdelenerek ele alindigini, ayrica sorunlarin çözümüne yönelik bilgilerinde sunuldugunu kaydetti. Türkiye'nin uzun yillardir tarimda ciddi sorunlarla karsi karsiya oldugu belirtilen açiklamada, Türkiye Istatistik Kurumu (TÜIK)'in verilere yer verildi.

TÜIK'in geçen hafta yayimladigi verilerinin sorunun büyüklügünü teyit eder nitelikte oldugu belirtilen açiklamada, TÜIK'in "Dönemlere ve Yillara Göre Tarim Katma Degeri Büyüme Hizi" istatistiklerine göre, genel ekonominin ithalata dayali bir tempoyla yüzde 11.7 büyüdügü 2010 yili ilk çeyreginde, tarim sektörü yüzde 3.8 küçüldügü kaydedildi.

Sözü edilen küçülmenin, uzun yillar rekoru niteliginde oldugu, 2000-2001-2009 kriz yillari ve 2007 - 2008 kuraklik yillarinda dahi küçülmenin bu boyutlarda yasanmadigi göz önüne alindiginda durumun ciddiyetinin ortaya çiktigi vurgulandi. Temel tarim sektöründe yasanan verim ve üretim kayiplarinin, küçülmenin ilk çeyrekle sinirli kalmayacagini ve etkilerini yila yayabilecegini gösterdigi ifade edilen açiklamada, "2009-2010 yilinda kaydedilen iklimsel kosullar, asiri yagis ve yüksek nemden kaynaklanan özellikle Pas, Septorya, Kök ve Kökbogazi Çürüklügü gibi hastaliklar ve süne zararlisi, bunlarin yaninda don-dolu-sel dogal afetleri, Türkiye genelinde bugday verimi ve üretiminin yüzde 20 düzeyinde azaltabilecektir. Odamizin ülke genelinde yaptigi arastirmalar sonucunda, bugdayda verim ve üretim kaybinin yüksek oldugu iller asagidaki gibi saptanmistir;

Verim kaybinin yüzde 10'dan az oldugu iller: Antalya, Balikesir, Denizli, Manisa,

Verim kaybinin yüzde 10 - yüzde 25 araliginda oldugu iller: Adana, Çanakkale, Kastamonu, Kayseri, Konya, Mersin, Mugla, Åzirnak, Tokat, Usak,

Verim kaybinin yüzde 25 - yüzde 50 araliginda oldugu iller: Aydin, Bursa, Diyarbakir, Edirne, Gaziantep, Hatay, Izmir, Kirklareli, Åzanliurfa, Van'dir.

Üreticinin pas nedeniyle zamaninda uyarilmamasi ve gerekli mücadelenin yapil(a)mamasi nedeniyle ortaya çikan ekonomik zararin 200 milyon TL düzeyinde oldugu hesap edilmektedir" denildi.

"TMO uygulamalari üreticinin zararini artiriyor"

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) mevcut uygulamalarinin üreticinin aleyhinde uygulamalar oldugu belirtilen açiklamada, üreticileri banka kartina "mahkum" eden uygulamadan da vazgeçilmesi gerektigi kaydedildi.

Açiklamada, "62 kr. maliyeti olan bugdaya 55 kr fiyat açiklayan TMO uygulamalari, üretici zararini daha da artirir niteliktedir. Gerek yeterli sayida alim yerinin açilmamasi ve olusan kuyruklarin dogurdugu sikintilar, gerekse iklimsel kosullar nedeniyle kalite yetersizligi yaninda borçlu üreticinin malini TMO'ya satamamasi, piyasa bugday fiyatinin 46-47 kr. düzeyinde sekillenmesine neden olmaktadir. Öte yandan TMO, bu yil 11 bankanin (Ziraat Bankasi, Halkbank, Akbank, Garanti Bankasi, ING Bank, Yapi Kredi Bankasi, Denizbank, Al Baraka Türk, Fortisbank, TEB ve HSBC) karti ile ürünü teslim edenlere 10 gün erken ödeme yapacagini duyurmustur. Banka karti ile gelinmemesi halinde ise ödemeler 1 ay içerisinde gerçeklestirilecektir. Bu uygulama banka karti olmayanlara bir ceza niteligi tasimaktadir. TMO, üreticileri bankalara mahkum eden ve büyük tepki çeken bu uygulamadan derhal vazgeçmelidir. Uygulanan yanlis politikalar, Türkiye'yi bugdayda da hizla ithalatçi konuma sürüklemektedir. Üretici, zarar ettigi bugday üretiminden vazgeçme egilimindedir. 2002 yilinda 9.3 milyon hektar alanda yapilan bugday ekimi, günümüzde 8 milyon hektara kadar gerilemistir. Buna paralel biçimde Türkiye, 2003-2009 döneminde 12 milyon ton bugday ithal etmis ve karsiliginda 3.5 milyar dolar ithalat bedeli ödemek zorunda kalmistir" ifadeleri kullanildi.

Tarim ve Köyisleri Bakanligi'nin bir kez daha göreve davet edildigine dikkat çekilen açiklamada et sektöründe yasanan sorunlara da deginildi.

"Hayvan ithalati Türkiye aleyhine"

Bir diger ciddi sikintinin kirmizi et sektöründe yasandigi belirtilen açiklamada, Et Balik Kurumu (EBK)'nun yaptigi canli hayvan ithalatinin beraberinde çok ciddi sorunlari da getirecegi savunuldu. Ithalatla çesitli hastaliklarin Türkiye'ye giris yapabilecegi ayrica Türkiye'deki birçok üreticinin de iflas edecegi öngörüldü. Açiklamada su ifadelere yer verildi; "16 bin ton hayvan ithalati için ihale yapilmistir. Ancak, ithalata karsin et fiyatlarinda düsüs saglanamamistir. Fiyatlarin inmesine hizmet etmeyen bu ithalat, ne yazik ki birçok hayvan hastaliginin Türkiye'ye gelmesine ve çok sayida üreticinin iflas etmesine neden olacaktir. Ziraat Mühendisleri Odasi olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki, Türkiye gibi dinamik nüfus yapisina sahip bir ülkenin kirmizi et tüketiminde yurtdisi üretime bagimli kalmasi, iktisadi-sosyolojik-fiziksel-düsünsel kapasite kayiplarini daha da artiracak, beslenmeye dayali saglik sorunlarini yükseltecektir. Geçen haftanin bir önemli olayi da, AB ile yürütülen süreç kapsaminda, Ispanya'nin dönem baskanliginin son gününde, Gida Güvenligi, Bitki ve Hayvan Sagligi dosyasinin açilmasidir. Bilindigi üzere, toplam 35 dosya altinda yürütülen müzakereler kapsaminda, tarim sektörü ile dogrudan baglantili üç dosya bulunmaktadir. Bunlardan Balikçilik Dosyasi'nin Konsey Raporu dahi Türkiye'ye iletilmis degildir. Tarim ve Kirsal Kalkinma Dosyasi ise, aralarinda Kibris'in da bulundugu 6 açilis kriterini karsilayamadigi gerekçesiyle, halen askidadir. 3 Ekim 2005 tarihli Müzakere Çerçeve Belgesi sonrasinda, Gida Güvenligi, Bitki ve Hayvan Sagligi Dosyasi için de 6 açilis kriteri belirlenmis idi. Avrupa Birligi, Trakya'nin sap hastaligindan ari hale getirilmesi, et ve hayvan ithalati yasaginin kaldirilmasi, mevzuatin uyumlastirilmasi, hayvan kimlik sisteminin gelistirilmesi gibi alanlarda belirledigi açilis kriterlerinin yerine getirilmesi baglaminda, dosyayi müzakerelere açmistir. Bilinmelidir ki bu durum, Türkiye'nin gida güvenligi sorunlarinin giderildigi anlamini tasimamaktadir. Tersine, çikarilan "Veterinerlik, Bitki Sagligi, Gida ve Yem Kanunu" ile 30 BG altindaki isletmelerde sorumlu yönetici çalistirma zorunlulugunun ortadan kaldirilmasi, hem 20 bin mühendisin isini kaybetmesine neden olmakta hem de ülkemizde üretilen gidalarin yüzde 80'inin mühendis gözetimi disinda üretilecegi yeni ve tehlikeli bir sürecin daha kapisini açmaktadir. Hayvan ithalatinin açilmasi ise anlasilan AB tarafindan bir olumlu gelisme olarak tanimlanmaktadir. Ancak 10 yil evvel 507 bin ton kirmizi et üreten, geçen yil ise ancak 410 bin tonluk bir üretim gerçeklestirebilen ülkemizde, canli hayvan ve et ithalatinin yikici etkileri, giderek daha boyutlu biçimde kendisini gösterecektir. Ziraat Mühendisleri Odasi olarak, kamuoyunu bilgilendirmeyi ve Tarim ve Köyisleri Bakanligi'ni göreve çagirmayi, sorumlulugumuz ve ödevimiz sayiyoruz."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol