Ülkemizdeki azinlik yurttaslar, birinci olarak Kurtulus Savasi yillarinda ve sonrasinda, ikinci olarak 6-7 Eylül olaylarini takiben ve son olarak da 1963 yilinda Kibris’ta Türklere yönelik olarak gerçeklestirilen fasist saldirilardan sonra ülkemizi terk etmek zorunda kaldilar.
Tayyip Erdogan iste bu olaylara gönderme yaparak, Türk Milletini “Farkli etnik kimlikte olanlara karsi fasizan davranis” göstermekle suçladi.
AB’nin bir zamanlar Türkiye’deki Büyükelçisi olan Karen Fogg, “Türklerin tarihleriyle hesaplasmasi gerekir” diye veciz bir laf etmisti. Tayyip Erdogan, Güneydogudaki topraklari Israil’e verebilmek için ilgili yasa teklifini Meclise getirince, birdenbire Karen Fogg’u hatirladi. Asilmasi gereken engelin ne oldugunu kesfetti.
Engel “Türklerin tarihi” idi.
Tayyip Erdogan, en basta Türkiye’nin 1915- 1923 yillari arasinda verdigi Kurtulus Savasi’na saldirmaktadir.
Çünkü Türkiye’de yasayan Ermeniler ve Rumlar gibi azinliklar, bu savas döneminde esas olarak isgalci düsman güçleri ile isbirligi yaptiklari, cephede savasan Ordu’yu arkadan vurduklari ve savunmasiz kalan sivil halka saldirdiklari için, Kurtulus Savasimizin zafere ulasmasina bagli olarak Türkiye’de kalma olanagini kaybettiler. Bu kaçinilmazdi.
Gene savas sirasinda yasanan gelismelerin sonucu olarak Türkiye’deki Rumlar, Yunanistan’daki Türklerle mübadele edildiler.
Bu gelismeyi “fasizan” olarak nitelemek ise aslinda emperyalist isgalcilerin safinda Kurtulus Savasimiza saldirmaktan baska bir anlama gelmez.
6 -7 EYLÜL OLAYLARI
Ülkemizdeki azinliklar, Kurtulus Savasindan sonra 6 -7 Eylül 1955 provokasyonundan sonra sikintili bir dönem yasadilar.
Ama Tayyip Erdogan, bu olaylar sirasinda yurttaslarimizin yasadigi acilarla ilgili degildir. Çünkü 6 -7 Eylül provokasyonunun, o zamanki Bayar Menderes iktidarinin bilgisi dahilinde gerçeklestigi bugün artik kanitlariyla belgelidir. Tayip Erdoganlar ise Menderesleri savunmaktadirlar. Öte yandan 6 – 7 Eylül provokasyonu, Türkiye’nin NATO’ya girmesinden hemen sonra olusturulan Süper NATO’nun (Gladyo’nun), Türkiye örgütlenmesinin gerçeklestirdigi ilk büyük eylemdir. Bu gerçegi Özel Harp Dairesinin daha sonraki yillarda Baskanligini yapan Sabri Yirmibesoglu; “6 -7 Eylül de Özel Harbin isiydi. Ve muhtesem bir örgütlenmeydi” diyerek itiraf etmistir. Yani azinlik yurttaslari hedef alan ve Türkiye’den gitmelerine yol açan bu provokasyonun arkasinda Amerika ve Amerika’nin Türkiye’deki “derin devleti” bulunmaktadir. Tayip Erdogan ise, bilindigi üzere Amerika’nin Büyük Ortadogu Projesi’nin esbaskanidir. Bu durumda Tayip Erdogan’in yaptigi, “fasizan yaklasim” adi altinda Amerika’nin isbirlikçileri ile birlikte isledigi suçu Türkiye’nin üzerine yikmak olmaktadir. Tayyip Erdogan, konumunu ve görevini bu vesileyle bir kez daha belli etmistir.
YASSIADA YARGILAMALARI
Tayyip Erdogan 6-7 Eylül olaylarinin tertipçisi olan Bayar Menderes iktidarini yargilayan 27 Mayis hareketinin düsmanidir. Oysa 27 Mayis Devrimi’ni gerçeklestirenler 6-7 Eylül olaylarinin sorumlularini yargi önüne çikardilar. Yani bu tertip ve islenen cinayetlerin üstü örtülmedi. Tertipçiler, radyodan yapilan naklen yayinlarla bütün milletin önünde yargilandi. Kendilerini savunmalari için bütün olanaklar tanindi. Yargilama sonunda tertipçilerin suçlari sabit görüldü ve mahkum edildiler.
Ittihat ve Terakki yönetimi de ayni tavri almisti. Tehcir sirasinda Ermenilere saldiranlar, cinayet isleyenler ve yagmacilik yapanlari yargi önüne çikardilar ve suçlu bulunanlari idam ettiler. Yani tarihimizde azinlik yurttaslara karsi suç isleyenler hiçbir zaman korunmadi. Bu açidan basimizi önümüze egmemize neden olacak bir geçmisimiz yok. Tayyip Erdogan ise simdi 6 -7 Eylül tertipçilerini savunuyor ve onlari yargilayip mahkum edenlere ise saldiriyor. Ondan sonra da, bu vahsetin ardindan Türkiye’yi terk eden azinliklarin ardindan timsah gözyaslari döküyor.
1963-64 YILLARINDAKI GÖÇLER
6-7 Eylül olaylarindan sonra Istanbul’da yasayan Rum asilli yurttaslarin bir kismi da, 1963 yili ve sonrasinda Kibris’taki EOKA’ci çetelerin Türklere karsi gerçeklestirdigi katliamlara karsi Türkiye’de büyük bir tepki dalgasi olunca kendilerini huzursuz hissettiler ve bunlardan bir kismi Türkiye’yi terk etti. Bu yillarda azinlik yurttaslara yönelik herhangi bir saldiri olmadi. Ama Tayip Erdogan, bu yurttaslarimizin yerlerinden yurtlarindan olmalarinin asil sorumlusu olan EOKA’ci çeteleri aklayip, Türkleri “fasizan” olmakla suçlamaktadir. Bütün sorunun, Türk milletinin basi dik ve bagimsiz yasama iradesinin kaniti olan tarihlerinin mahkûm edilmesi oldugu anlasiliyor. Yani Karen Fogglarin talimatidir yerine getirilen!..
Tarihlerinden utanan milletler, gelecege güvenle bakamazlar ve kolaylikla saldirganlarin yemi olurlar. mbgultekin@ip.org.tr
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol