24 Kasim Ögretmenler günü vesilesiyle bir mesaj yayinlayan Egitim Sen Kirklareli Åzubesi Mali Sekreteri Suat Çetin ögretmenlerin sadece özel günlerde hatirlanmamasi gerektigini ifade etti.
Çetin yaptigi basin açiklamasinda sunlari söyledi; "Bugüne kadar hiçbir ögretmenler gününde, ögretmenlerin gerçek sorunlari tartisilmamis, yüz binlerce egitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarini çözme yönünde herhangi bir adim atilmamis olmasi düsündürücüdür.
24 Kasim'in, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Millet Mektepleri Basögretmenligini" kabul ettigi gün olmasi açisindan tarihsel bir gerçekligi ve önemi bulunmasina karsin, "24 Kasim Ögretmenler Günü"nün 12 Eylül döneminin bir ürünü, 12 Eylül zihniyetinin nasil bir ögretmen istediginin simgelestigi bir gün oldugu gerçegi unutulmamalidir.
Türkiye'nin sadece ögretmenleri degil, bütün egitim ve bilim emekçileri yilda sadece bir gün hatirlanmayi degil, yillardir yasadiklari ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarina saglikli ve gerçekçi çözümler üretilmesini beklemekte ve talep etmektedirler.
Milli Egitim Bakanligi yillardir egitim ve bilim emekçilerinin, sendikalarin elestiri ve önerilerine kulaklarini tikamakta, bildigini okumaya devam etmektedir. Ögretmen açiklarini kadrolu ögretmen atamalari ile kapatmak yerine, egitimde sözlesmeli, ücretli ögretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimlerinin yayginlasmasi düsündürücüdür. Ücret, sosyal ve özlük haklar açisindan ögretmenler arasinda farklilik yaratan güvencesiz istihdam uygulamalarindan vazgeçilmeli, egitimin bütün kademelerinde sadece kadrolu istihdam benimsenmelidir.
Ülkemizde ögretmenler yoksul- luk sinirinin altinda, memur ve hizmetliler açlik sinirinda maas almayi sürdürmektedir. Hükümetin egitimin ve egitim emekçilerinin taleplerine kulaklarini tikamis olmasi, yasanan yoksullugu mutlak olarak arttirmis, diger ülkelerde çalisan egitim emekçileri ile aramizdaki sosyo-ekonomik uçurum her geçen yil büyümüstür. 35 ülkenin üye oldugu OECD ülkelerinde ögretmenlerin ortalama çalisma saati 1.652 saat iken, bu rakam ülkemizde 1832 saattir. Sadece bu kriter çerçevesinde degerlendirdigimizde bile Türkiye'de görev yapan bir ögretmen OECD üyesi ülkelerdeki ögretmenlerden her yil 180 saat daha fazla çalismasina ragmen, daha düsük ücret almaktadir.
Ek ders ücretlerine iliskin sorunlar yillardir devam etmekte, ek ders yönetmeliginde yapilan her degisiklik yeni magduriyetler yaratmaktadir. Bu konuda yillardir sorun yasanmasinin nedeni bakanligin yönetmeligi tek basina belirlemesidir. Ek ders yönetmeliginin yarattigi magduriyetler giderilmeli, bakanlik ek ders yönetmeligini sendikalarla birlikte ele almalidir.
Egitim Sen, yillardir ücretlerin, sosyal ve özlük haklarin tek tarafli olarak degil, grev hakkini da içeren gerçek bir toplu sözlesme düzeni ile belirlenmesini savunmakta ve talep etmektedir. Bugünkü durumun var olan sorunlarin çözümsüzlügünü sürdürmekten baska bir ise yaramayacagi ortadadir.
Yüz binlerce ögretmeni ve egitim emekçisini yillardir yoksullugun kiskacina alan, yaptigi ise ve meslegine küstüren uygulamalara karsi bilimsel, demokratik, nitelikli bir egitim yaratmak için taleplerimize yanit, sorunlarimiza çözüm üretilmesini bekliyoruz.
Egitim ve bilim emekçilerine insanca yasayabilecekleri, kendilerini yenileyerek daha nitelikli ve saglikli hizmet verebilecekleri çalisma ve yasama kosullari yaratilmalidir. Bunun için sadece ögretmenlerin degil, bütün egitim ve bilim emekçilerinin basta maaslari olmak üzere mesleki, sosyal ve özlük haklari iyilestirilmeli, çalisma kosullari insan onuruna yarasir bir düzeye yükseltilmelidir."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol