Tabipler Odasi'ndan Tam Gün Yasasi'nin yanlis yorumlanmasina tepki

16 Temmuz 2010 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin Saglik Bakanligi'na bagli saglik kuruluslarinda çalisan hekimler, özelde çalisan hekimler ve tip fakültelerinde ögretim üyeleri yönünden 1219 sayili Yasa'nin 12. Maddesi'ne konulan baska saglik kuruluslarinda çalisma yasagini iptal etti. Kararin iptal edilmesinin ardindan Saglik Bakani Recep Akdag’in karar üzerinde ilgisiz açiklamalar yapmasi ile ilgili bir açiklama yapan Kirklareli Tabipler Odasi Baskani Dr. Halil Muhacir, ”Saglik Bakani Dr. Recep Akdag, Anayasa Mahkemesi’nin kararini israrla yanlis yorumlamaktan vazgeçmeli ve sonucu kabullenmelidir” dedi. 20 Temmuz Sali günü saat 17:45’te Fevzi Çakmak Bulvari üzerinde yer alan Kirklareli Tabipler Odasi binasinda gerçeklestirilen basin açiklamasinda Dr. Halil Muhacir sunlari kaydetti, ”Anayasa Mahkemesi, "Tam Gün Yasasi’yla ilgili kararini 16 Temmuz 2010 günü verdi. Anayasa Mahkemesi; Saglik Bakanligi'na bagli saglik kuruluslarinda çalisan hekimler, özelde çalisan hekimler ve tip fakültelerinde ögretim üyeleri yönünden 1219 sayili Yasa'nin 12. Maddesi'ne konulan baska saglik kuruluslarinda çalisma yasagini iptal etti. Kararin gerekçesi yayinlanincaya kadar bu maddenin 30 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüge girmesi halinde giderilmesi güç zararlar doguracagi sçin de maddenin yürürlügünü durdurdu. Öncelikle belirtmek isteriz ki; Anayasa Mahkemesi'nin kararindan sonra, Üniversitede olsun Saglik Bakanligi'nda olsun kamuda çalisan hiçbir hekim muayenehanesini kapatmaya, isyeri hekimligini birakmaya veya ikinci görevinden ayrilmaya zorlanamaz.
Durum böyle iken "Tam Gün Yasasi'yla ilgili bütün iddialari Anayasa Mahkemesi'nin karariyla geçersiz hale gelmis olan Saglik Bakani Dr. Recep Akdag'in, Mahkeme kararini israrla yanlis yorumladigi ve kamuoyunu yanlis bilgilendirdigi görülmektedir.
Gerek Sn. Bakan tarafindan medyada, gerekse Saglik Bakanligi Basin ve Halkla Iliskiler Müsavirligi'nin 16.07.2010 günlü "Tam Gün Kanunu ile Ilgili Basin Açiklamasinda; "Anayasa Mahkemesinin kararina ve kanuna göre ögretim üyeleri disinda kamuda çalisan tüm doktorlarin muayenehane açmasi veya özel saglik kuruluslarinda çalismasi mümkün bulunmamaktadir. Bu uygulama 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren baslayacaktir" ifadesi alti çizilerek vurgulanmistir. Hatta kismi zamanli çalismaya devam eden hekimlerin memurluktan atilacagi yönünde hukuk disi ifadelere yer verilmistir. Saglik Bakanligi tarafindan yapilan açiklamalarda belirtilen, 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren kamuda çalisan hekimlerin 8 saatlik mesai sonrasi isyeri hekimligi yapmasini, özel bir saglik kurulusu veya hastanede ya da özel muayenehanesinde kismi zamanli çalismasini yasaklayan düzenlemenin hangi Kanun metninde yer aldigi ise iddia sahipleri tarafindan açiklanamamaktadir. Saglik Bakani Dr. Recep Akdag'in "Devlet memurlarinin ikinci bir is yapmalari yasaktir. Devlet hastanelerinde çalisan doktorlarin ikinci is yapabilmelerine izin veren bir kanun vardi. Bu kanun sadece doktorlar için bir istisna getiriyordu. Biz Tam Gün Kanunu'na bir madde koyarak bu kanunu kaldirdik. Bu istisna kalkmis oldu. Anayasa Mahkemesi de bu Kanun'u kaldiran maddeyi iptal etmedi. Bu halde doktorlar hem hastanede çalisip hem muayenehane açamazlar." yaklasimi gerçeklerle bagdasmamaktadir ve hukuki olarak hiçbir geçerliligi yoktur.
Gerçekten de; Sn. Bakan'in bahsettigi 2368 sayili "Saglik Personelinin Tazminat ve Çalisma Esaslarina Dair Kanun", Tam Gün Yasasi ile 30 Temmuz 2010 tarihi itibariyle yürürlükten kaldirilmaktadir ve CHP tarafindan açilan davada bu düzenlemenin iptali istenmemis ve bu nedenle de Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilmemistir. Ancak, bu durum kamuda çalisan hekimlerin 8 saatlik mesai sonrasi isyeri hekimligi yapmasinin, özel bir saglik kurulusu ya da hastanede ya da özel muayenehanesinde kismi zamanli çalismasinin yasak oldugu anlamina gelmemektedir. Åzöyle ki; 2368 sayili Yasa'nin 3. maddesinde kamuda çalisan hekimlerin genel olarak kamu disinda çalismalari, hekimlik meslegini icra etmeleri yasaklanmis; 4. maddesinde ise belli kosullar altinda bu yasagin kaldirilacagi ve serbest çalismaya izin verilecegi düzenlenmistir. 5947 sayili Tam Gün Yasasi'nin 19/a bendi ile 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren 2368 sayili Yasa ve bu Yasa'nin 3. maddesinde yer alan kamuda çalisan hekimlerin mesaî sonrasi mesleklerini serbest olarak icra etmelerini yasaklayan hüküm ortadan kalkmaktadir.
657 Sayili Devlet Memurlari Kanunu da kamuda çalisan hekimler için benzer bir yasaklama içermemektedir. Çünkü; 657 Sayili Kanun'da memurlarin kamu görevi disinda her türlü gelir getirici faaliyeti degil, yalnizca Kanun'un 28. maddesinde belirtilen isleri yaparak gelir elde etmeleri yasaklanmistir. Bunlar ise tacir veya esnaf veya ticari mümessil sayilmalarini gerektiren faaliyetlerdir.
657 sayili Yasa'nin 28. maddesine paralel olarak 1219 sayili Yasa'nin 12. maddesinde de hekimlerin hekimlik yaparken ticaretle ugrasamayacaklari, hekimligin tacirlikle bagdasmayacagi belirtilerek yasaklanmistir. Alti çizilerek belirtmek gerekirse; 1965 tarihli Devlet Memurlari Kanunu'ndan çok önce, 1928 yilinda çikarilan 1219 sayili Yasa, hekimlik mesleginin ticari bir faaliyet olmadigini açikça tanimlamistir. Bu sekilde, 1980 tarihli ve 2368 sayili Kanun'dan çok önceden itibaren, 1928 yilindan bu yana, hekimler açikça Yasa ile yasaklanan durumlar disinda kamu görevlerinin disinda mesleklerini kismi zamanli olarak icra ede gelmislerdir.1219 sayili Yasanin 12. maddesindeki yasaklayici ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilmesi ile birlikte bu yöndeki özel yasak da kalkmistir. Bu nedenle kamuda çalisan hekimler, tipki üniversite ögretim üyeleri gibi mesailerinin bitiminde halen yapmakta olduklari kismi zamanli islerde veya muayenehanelerinde saglik hizmeti vermeye devam etme hakkina sahiptir.
“Saglik Bakani Dr. Recep Akdag, Anayasa Mahkemesi'nin kararini israrla yanlis yorumlamaktan vazgeçmeli ve sonucu
 kabullenmelidir”
Aksi yöndeki uygulamalar, Anayasanin 153. maddesinin son fikrasinda yer alan Mahkeme Kararlarinin yasama, yürütme ve yargi organlarini, idare makamlarini, gerçek ve tüzelkisileri baglayacagi kuralina aykiri olacaktir. Öte yandan hekimlerin kismi zamanli olarak çalistiklari isleri, Saglik Bakanligi'nin hukuka aykiri açiklamalari ve olasi girisimleri sonucu birakmak zorunda kalmalari halinde dogacak zararlarin da sorumlulari tarafindan tazmini gündeme gelecektir. Bu nedenle, Saglik Bakani Dr. Recep Akdag, Anayasa Mahkemesi'nin kararini israrla yanlis yorumlamaktan vazgeçmeli ve sonucu kabullenmelidir. Türk Tabipleri Birligi olarak, Sn. Bakan'in kendi beklenti ve isteklerini bir kenara koyarak, Anayasa Mahkemesi'nin kararini göz ardi etmeden konuya ciddiyetle yaklasmasini bekliyoruz.
Öte yandan Saglik Bakani Dr. Recep Akdag'in Türk Tabipleri Birligi'ne yönelik saglik hizmetlerinin parali olmasini savundugu seklindeki gerçekle hiçbir ilgisi olmayan mesnetsiz suçlamalari siddetle kiniyoruz. Türk Tabipleri Birligi; her zaman ve açik sözlülükle herkese esit, ücretsiz ve nitelikli saglik hakkinin ve hekimlerin emeklerinin karsiligini alabildikleri bir Tam Gün uygulamasinin savunucusu olmustur ve bu dogrultuda hazirladigi alternatif "Tam Gün Yasa Tasarisi"ni da hekimlerin ve kamuoyunun yani sira Saglik Bakanligi'nin da bilgisine sunmustur. Türk Tabipleri Birligi'nin karsi çiktigi; Hükümet'in "Reform" olarak yansittigi politikalarla bir yandan saglik hizmetlerinin özellestirilmesi-ticarilestirilmesi, bir yandan da hekim emeginin ucuzlatilmasidir. Saglik Bakani'nin "Türk Tabipleri Birligi tarih önünde hesap verecektir" sözlerini de olsa olsa bir ironi olarak kabul ediyoruz. Türk Tabipleri Birligi'nin; üyeleri, saglik hizmeti alan vatandaslar ve tarih önünde veremeyecegi hiçbir hesap yoktur. Ancak tarih önünde kimin "hesap verecegi" de açiktir.
“Tarih önünde hesap verecek olanlar; vatandaslarin saglik hizmeti alabilmek için yaptiklari cepten harcamalari, uyguladiklari politikalarla dört katina çikaranlardir”
Tarih önünde hesap verecek olanlar; Avrupa Birligi Üçüncü Ulusal Programi'nda saglik sektörünü özellestirme kapsamina alanlardir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; vatandaslara her bir reçete için 15 TL "katilim payi" ödetenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; özel hastanelere müracaat eden sigortalilara yüzde 70, yüzde 100 oranlarinda "ilave ücret" ödetenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; vatandaslarin saglik hizmeti alabilmek için yaptiklari cepten harcamalari, uyguladiklari politikalarla dört katina çikaranlardir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; gerçekten "istisnai" bir kesifle, bazi saglik hizmetlerini "istisnai saglik hizmeti" sinifina sokarak yüzde 300'e kadar "katilim payi" alinmasini düzenleyenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; vatandaslardan, sadece ayaktan tedavilerde degil, hastaneye yatarak tedaviler için de "katilim payi" almayi öngörenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; TBMM'ye sunduklari "Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarisi" ile, mevcut devlet hastanelerini sirket hastanelerine dönüstürerek özellestirmeye hazirlananlardir. Tarih önünde hesap verecek olanlar birinci basamak saglik hizmetlerini özellestirenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar "kamu özel ortakligi" adi altinda 3000- 5000 yatakli hastane kampüsleri ile adeta hasta fabrikalari için kentin en merkezi yerlerindeki arazileri uluslararasi tekeller için rant alanlari haline getirenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar "iki, üç maddelik bir yasa çikarip kendi üyesi oldugu da dahil muhalefet eden meslek örgütlerini kapatmayi akillarindan geçirenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; Saglik Bakanligi'ni "Taseron Bakanligi"na çevirenlerdir. Tarih önünde hesap verecek olanlar; hekimleri, saglik çalisanlarini kötü çalisma ortamlarinda, güvencesiz kosullarda, düsük ücretlerle çalismaya zorlayanlardir. Son olarak; Saglik Bakani Dr. Recep Akdag'in, kamuda çalisip muayenehanesi olan hekimler için israrla kullandigi "tuzu kuru doktorlar" ifadesi ve geçtigimiz gün bir televizyon kanalinda söyledigi "Neden bir üniversite ögretim üyesi, bir anabilim dali baskani, hem anabilim dali baskani olacak hem de 'muayenehanem olacak' der? Bunun sebebi çok açik. O ana bilim dali baskanligini muayenehanesi için bir sekilde kullaniyor da ondan." seklindeki sözleri için ise simdilik sadece; kendisinin de politikaya girmeden önce Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nde ögretim üyesi iken ayni sekilde çalisip çalismadigini sormakla yetindigimizi belirtiyoruz. Tarihe not düserek kamuoyuna saygilarimizla duyururuz.”

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol