TÜYAP'TA ILLER VARDI

12 Åzubat 2010 Cuma günü Istanbul Beylikdüzü'nde, TÜYAP'taydim.

Ülke genelinde illerin ve ilçelerin tanitimi vardi.

Genel tanitimi.

Illerin öne çikan ürünleri sergileniyordu.

Malatya'nin kayisisi…

Elazig'in acili tarhana çerezi…

Kars'in kasari ve bali…

Hatta, Sivas'in Kangal köpegi…

Van'in iki gözü ayri renklerdeki kedisi…

Tekirdag, TÜYAP'taydi.

Edirne de…

Edirne'nin Kesan ilçesi…

Tekirdag'in Åzarköy ilçesi…

Güneydogu'nun dibinden Bitlis, Bingöl…

Karadeniz'in illeri bastan sona oradaydilar…

Derken…

Artvin yok muydu ne!

Iyi de…

Kirklareli de yoktu.

Neden?

Seksen bir ilin belki yetmis besinin, belki yetmis sekizinin bulundugu bir ortamda, bir durumda…

Kirklareli oradadir diye gittim dogrusu.

Gelen iller, kendilerini, illerinin özelliklerini, ürünlerini tanitmak için brosürler hazirlamis, numune ürünler getirmisler.

Ayni zamanda bu ürünlerini satisa sunmuslar.

CD'ler yapmislar. Hemen hemen her ilin CD'si vardi.

Hemen hemen diyorum, olmayan bir iki il vardi. Onlarin da brosürleri hazirdaydi.

Kirklareli'nin hardaliyesini aradi gönlüm.

Kirklareli'nin peynirini aradi.

Hatta cevizini.

Helvasini.

Sucugunu aradi gözlerim Kirklareli'nin.

Insanini aradi.

Hal hatir sormaya…

Kirklareli'den bir haber almaya…

Biraz dedikodu yapmaya birilerini bulmak istedi canim.

Bulamadim

Edirne oradaydi.

Ilçesi Kesan da.

Tekirdag oradaydi.

Ilçesi Åzarköy de.

Çanakkale oradaydi.

Ilçeleri de…

Her birinin insanlara verecek selamlari vardi demek ki.

Her birinin insanlara ikram edecek bir seyleri vardi hem de kendilerine özge.

Kimisi pekmezini öne çikarmisti, kimisi zeytinini, kimisi balini, kimisi sarabini.

Bir tek Kirklareli'nin…

Ne ikram etmeye…

Ne satmaya…

Ne tatmaya, tattirmaya…

Ne de tanitmaya…

"Neden?" diye sormak gerekmiyor mu?

Böyle mi konusmustuk!?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol