TÜRKİYE'NİN İNSANLARININ OLAYLARIN İÇİNDEKİ GERÇEKLERİ ANLAMAYA İHTİYACI VAR

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiyesi Avrupa'da "GENÇ TÜRKİYE" diye söylenir. GENÇ TÜRKİYE, Osmanlı Devleti'nden sonra kurulan, kurtarılan vatan, kurulan devlettir. Milli mücadeleyi başarı ile sonuçlandıran Cephe Komutanları Osmanlı Paşaları olmalarına rağmen Genç Türkiye'yi düşünmüşlerdir, o uğurda savaşmışlardır. Bilmiş olalım ki Genç Türkiye beyinleri genç düşünceleri yeni ve çağdaş olanların eseri olarak doğmuştur. Bu düşünceler ortadadır.
Cumhuriyet'i kuranların sermayesi şu veya bu değildi AKIL'dı, ilim ve bilim yolunda yürümekti. Bugün Türkiye'nin GENÇ BEYİNLER'e, yeni fikir ve düşüncelere ihtiyacı var deniyorsa bu demektir ki yeni kuşaklarının eğitiminde, yetişmelerinde bir noksanlık olmuştur.
1994-1995 yılında The Economist Dergisi Türkiye üzerine bir değerlendirme yapmış "Ülkenin genç beyinlere ihtiyacı olduğunu, bütün umudunu buna bağladığını" yazmıştır. Ancak gazete bu değerlendirmeyi yapmakta geç kalmıştır. Çünkü 1960 Devrimi Türkiye'nin genç beyinlerini iş başına getirmiş, DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI'nda toplanmalarını sağlamıştır. 1960'lı yılların başında Koalisyon Başbakanı olan rahmetli İsmet İnönü vaktinin çoğunu onlarla geçiriyor, çok partili hayatın çıkardığı sorunların çözümünü izliyordu. Çünkü 1950'de iktidar olanlar ülkeyi 5 milyon dolara muhtaç etmişlerdi. Türkiye'ye bu parayı verecek ülke de yoktu. Sayın Süleyman Demirel 1970 yıllarının başında ülkeyi 70 sente muhtaç etmiş, suçu 1961 Anayasası'na yüklemiş, "Ben bu Anayasa ile ülkeyi yönetemem" demiştir. Bunun üzerine Prof. Nihat Erim Hükümeti kurulmuştur. Bu hükümet de siyasi tarihe BEYİN TAKIMI olarak geçmiştir. Rahmetli Prof. Nihat Erim o sıralar Türkiye'de "ŞALCI PROFESÖR" olarak anılıyordu. Bir konuşmasında hürriyetleri gerektiğinde şalla örteriz gibi bir laf söylemişti. Bu bağlamda ülkenin yönetilemediği bir kez daha anlaşılmıştı. Çünkü Nihat Erim gitmiş, Kenan Evren gelmişti. Kenan Evren gelmişti. Kenan Evren giyimi ile Atatürk'ü taklit eden biri olarak tanınmıştır.
Türkiye bu noktaya geldikten sonra anlaşılmıştır ki ülkeyi yönetenler MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü anlamamışlardır. ATATÜRK diye diye Atatürk'ü Selanik-Anıtkabir arasına gömmüşlerdir. Bu noktadan sonra Türkiye Atatürk'ü ve ilkelerini, çağdaş düşüncelerini anlayabilmek için okullara ATATÜRK DERSLERİ konmasına, Atatürk'ü ve Atatürkçülük'ü anlamış öğretmen kadrolarını yetiştirme için okullara ATATÜRK DERSLERİ konmasını düşünmeye başlamıştır. Ancak buna imkan kalmamıştır. Çünkü iktidara bir başka YENİ TÜRKİYE'den söz eden bir siyasi kadro gelmiştir. Bu siyasi kadronun nasıl bir Türkiye düşündüğünü zaman gösterecektir. "Görelim Mevla neyler/Neylerse güzel eyler."