TÜRKÜ SÖYLEMEK



Ilkini 18 haziran'da yasamistik, yasatmistik. Türkü söylemistik, türküler söylemistik Kofçazlilar Dernegi'nde. Coskulu bir ortamdi. Hem de bes saat araliksiz, ayakta.
Kirklareli'de geleneksellestirmeye çabalayacagiz türkü söylemeyi. 22 eylül Cuma gecesi, Kofçazlilar Dernegi'nde ikincisini yapacagimiz türkü gecesini, önümüzdeki sezon yani kis döneminde çesitli kurum ve kurulus etiketleri altinda yinelemek en sagliklisi ve en mantiklisidir.
Bir yerde, bir yörede, bir yerlesim biriminde, toplumu ilgilendiren sahalarda, herkes üzerine düseni yapmak durumunda hatta zorunda degil midir?
Tabi, herkes, yapabilecegi en güzel seyi, en mantikli seyi ve en yeterli, en yetenekli oldugu seyi.
Kofçazlilar dernegi burada bir islevi yerine getiriyor. Haci Bektas Veli'yin, "Bir olun, iri olun, diri olun!" sözü uyarinca, birliktelik sergiliyor Kofçazlilar.
Bu birlikteligin içerigi tabi ki daha bir dolmali. Daha elle tutulur, gözle görülür, gönülle yasanir, yürekte tasinir isler ortaya koymali.
Halk oyunlari ekibi kurulmali örnegin. Yöreye ait geleneksel halk oyunlari bir bir ortaya serilmeli.
Yöreyin agirlikli kültürüne yönelik çalismalar yapilmali.
TRT'yin Bengi izleginde çesitli yörelere ait kültürel güzellikler sergilenmekte. Bunlardan birini izlemistim bir ay kadar önce. Mudurnu yöresi halk oyunlarini, Mudurnulu insanlar oynamislardi. Yöre türkülerini de söylemislerdi. imrenmis, özenmis, gipta etmistim.
Onalti köyü olan bir yöre neden böylesi kültürel etkinliklere yönelmez?
Endiseyle izlemekteyim ki, Kofçaz yöresine ait degerler hizla hem de büyük bir hizla erimekte, asinmakta, yitmekte.
Kofçaz köylerine ait seyirlik oyunlar yok muydu?
Her köyün, her yöreyin bazi gelenek görenekleri, yerel oyunlari, eglenceleri olur ya. Çocuklar yagmur duasina çikardi örnegin. Ev ev dolasip, tokat kapisindan içeri bir seyler bagirir çagirirdik
Sira sira sögütler
Dirildi geldi yigitler
Yigitlerin karni aç
iki dible bir kolaç
Allah diyelim Allah Allah. diye baslar ve sürerdi. Buna "Dibleciler" derdik. "Diblecilik"ti bu etkinligin adi.
Gençler kasim ayinda "Kasim Devesi" gezdirirlerdi. Kasim Devesi denen sey, genç, delikanli insanlarin agaçtan olusturup, büyük bir bir bez altinda olusturduklari yapay bir deve taklidiydi. Basina ve sonuna iki genç girer, deveye benzer bir sey olustururlardi. Bas tarafina bulabildikleri, takabildikleri kadar çan, zil takarlardi. Bir de tekerlemeleri vardi. Ah bilsem de her yanini yazabilsem buraya. Aklimda kaldigi kadariyla söyle bir seydi
Deveci geldi duydunuz mu
Kalbura ekin koydunuz mu
Develer geldi yayladan
Kim bu deveyi oynadan
Hös devem hös. biçiminde söylemlerle sürerdi bu da.
Bunlar hemen bir ikisi.
Kültüründen kopan uluslarin saplandiklari batagi her aklibasinda insan kestirebilir.
Kofçaz yöresi insani belki bir kipirdanisin, bir uyanisin arifesinde. Bu yöre insani iyi isler yapacak. Öncü devinimler gerekli.
simdilik yapilan budur elbet.
Türkülerle basliyoruz bir yerinden ve türküleri dinlemeye, birlikte söylemeye herkesi bekliyoruz.
Daha çok birlikte olalim. Daha çok türkü söyleyelim.
Osmanli dönemindeki "vergi" öyküsünü bileniniz vardir. Hani, toplumdaki suskunluk sürdükçe daha bir bindiriyorlarmis vergiyi, "halkin giki çikmiyor!" diye. Ne zaman ki halk göbek atip oynamaya baslamis, "vergileri kesin!" emri gelmis yüksek makamdan.
Ona benzer bir sey.
Yerine göre türküler söyleyecegiz, yerine göre göbek atacagiz.
Amma, halk oldugumuzu, bilinçli bir toplum oldugumuzu, bizim de kültürel degerlerimiz oldugunu hiçbir zaman aklimizdan çikarmadan.
Hadi, buyurun türküleri birlikte söylemeye.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol