Çocuklugumuzun vazgeçilmez belirgin ve önemli sözlerindendi: "Yerli mali kullan." Hatta, siirsel bir söylenisi vardi. Belki bir siirin içinde geçen bir satir: "Yerli mali Türk'ün mali, herkes onu kullanmali." Çocuktuk. Seviyorduk bu tür söylemleri. Köy çocuguyduk. Çikolata nedir bilmezdik, ceviz yerdik onun yerine. Hatta kokakolayi bile bilmezdik, süt içerdik te… veya gazoz, o da Bahar gazozu muydu ne, yerliydi sanirim… Alt yani hos aromali, asitli, sekerli su degil mi, yaparmis o zamanlar Türkler de! Sonradan bize kokakolayi ögrettiler ve dayattilar.
Cocacola'nin içinde "C"ler çiftti, "o" ile "a"lar da. Bir tek "l" harfi tekti ve "l" harfini bulana otomobil mi veriyorlardi ne… Biz de onu bulabilmek için durma kokakola aliyorduk bakkaldan ve durma elin bagimlilik yapan sanayi suyunu içiyorduk. Bagimlilik yaptigini da bilmiyorduk ya… Ellisinde ögrendik. Çok geç oldu. Meger, o kadarla kalmayacakmis bu yaz-boz oyunu. Bize daha nice harfler, nice tatlar, nice zehirler, nice satilmisliklar buldurmak için tuzak üstüne tuzak kuruluyormus, kurulacakmis ta… Biz anlayamamisiz. Åzimdilerde usul usul anliyoruz ya… Geç mi oldu ne! Geç mi oluyor daha da… Inanmazsaniz, buyurun. Degerli bir insanin, çak degerli bir dostumun gönderisini paylasayim sizinle de görün. Åzöyle kurgulanmis bu bir günlük felâketler zinciri:
Türker Bey, sabah saat 7.00'de *Casio*masa saatinin alarmiyla gözlerini açti.
*Puffy* yorganini kaldirdi. *Hugo Boss* pijamalarini çikarip *Adidas* terliklerini giydi.
*WC*'ye ugradiktan sonra banyoya geçti. *Clear* sampuan ve *Protex* sabunuyla dusunu aldi.
*Colgate* ile dislerini firçaladi. *BRAUN* ile saçlarini kuruttu.
*Bill's* gömlegini ve *Pierre Cardin* takimini giydi.
*Lipton* çayini içti. *Sony* televizyonda medya özetlerini ve *flash* haberleri izledi.
*Citizen* kol saatine bakti. Aile fertlerine *'BYE'* deyip *Hyundai* otomobiline bindi.
*Blaupunkt* radyosunu açarak, *rock* müzigi buldu.
Agzina bir *Polo* seker atti.
Åzehrin göbegindeki *Mega Center* 'daki ofi sine varinca *Toshiba* bilgisayarini çalistirdi.
*Microsoft Excel'e* girdi.
*Ofisboy* 'dan *Nescafe* 'sini istedi.
Saat 10.00'a dogru açligini yatistirmak için *Grissini *yedi.
Öglen *Wimpy's Fast Food* kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, *Coca Cola* ve *hamburgeri *mideye indirdi.
*Camel* sigarasini yakip *Star* gazetesini karistirdi.
Aksamüzeri is çikisi *Image Bar'* a ugrayip *JB'* sini yudumladi, sonra kösedeki *Shopping Center* 'a ugradi.
Esinin siparis ettigi *Ariel* deterjan, *Ace* çamasir suyu, *Palmolive* sampuan, *Gala* tuvalet kagidi, *Sprite *gazoz ve *Johnson* kolonyayi alarak kasaya yanasti.
*Bonus* kartiyla ödemeyi yapti.
Hafta sonu esi Münevver'le *Galleria* 'ya giden Ahmet Bey, *Showroom* 'lari dolasip *Kinetix* ayakkabi, *Lee Cooper blue jean* satin aldi.
Aksam evde bir gazetenin verdigi *TV Guide* 'a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasinda *zapping* yaparak, *First Class* , *Top Secret* , *Paparazzi* gibi programlar izledi.
Ayni anda *Outdoor* dergisini karistirdi.
Uykusu gelen Türker Bey, televizyonu kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
* 'Ne mutlu Türk'üm diyene!'* diye gerindi ve uyudu.
Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacagi da belli degil.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol