Ünlü Yazar Selim İleri birkaç yıldan beri Cumhuriyetin Alt Kültürü'nün oluşmasına önemli katkı sağlamış, Türkiye'de kitap okuma alışkanlığını yaratmış öncü yazarları tanıtma bakımından önemli bir çalışmayı sürdürmektedir. Gerçekten Cumhuriyet ile birlikte ve daha sonraki yıllarda doğmuş olanlar hep bu öncü yazarları okumuşlardır. Bugün 60'lı, 70'li ve 80'li yaşlara gelmiş kitap okurlarından kim Kerime Nadir'i, Esat Mahmut Karakurt'u, Etem İzzet Benice'yi, Muazzez Tahsin'i, Şuküfe Nihal'i, Mükerrem Kamil Su'yu, Safiye Erol'u hatırlamaz? Reşat Nuri Güntekin, Peyami Safa, Halide Edip, Yakup Kadri, Aka Gündüz, Reşat Enis unutulur mu? Bu yazarların çok okunan ve sinemaya aktarılan en az birer romanı vardır.
Cumhuriyet Gazetesi'nin 25 Ağustos 2002 tarihli Pazar Eki olan dergide Ayça Atikoğlu unutulan yazarlardan Edirne'li Safiye Erol'u anlatmıştır. Ayça Atikoğlu'nun verdiği bilgiye göre Safiye Erol 2 Ocak 1902 yılında Edirne'de doğmuştur. Annesi İkbal Hanım Keşanlı bir Bektaşi dervişidir. Romancı Semiha Ayverdi, İkbal Hanım'ın "Arif, Aşık ve Zarif" olduğunu, bu özelliklerini kızına da yansıttığını söylemektedir. Bektaşi kültürünün verdiği liberal dünya anlayışıyla kızının yetişmesini isteyen ve buna özen gösteren İkbal Hanım 1913'de sona eren Balkan Savaşı'ndan sonra Safiye Erol'u öğrenim için Almanya'ya göndermiştir. Safiye Erol lise ve üniversiteyi burada okumuş, doktorasını verdikten sonra yetişmiş bir genç kız olarak Türkiye'ye dönmüştür. Ancak bu Türkiye'deki kendi cinslerine göre farklı olmuştur. Alman toplumunda kadının yerini iyi algılamış, insanlar arasındaki sağlıklı ilişkilerden oldukça etkilenmiştir. Nitekim Türkiye'ye döndükten sonra kadının eşitliği ve özgürlüğü bağlamında savaş vermiştir. "Batı Kültürü"nü, Avrupalı yaşam biçimini yazılarında anlatmış, romanlarına, romanlarındaki kahramanlara yansıtmıştır. Onun romanlarındaki Türk kadını, "Eğitimli, kişilikli ve özgür"dür. Yalnız kalmış olsa bile kendi ayakları üstünde dimdik durmayı bilmektedir. Ve onlar hayatı özgür yaşamasını bilmektedir. Cinselliklerini Batılı Ölçüler içerisinde kullanmaktadırlar. 1930'lu yıllarda bu düşünceler ve davranışlar Cumhuriyetle örtüşmektedir. Tabii Safiye Erol'un çocukluğundan itibaren Trakya'daki "Liberal Kültür"ün de derin izleri olduğunu bu vesileyle söylemek gerekir.
Mesleği mimarlık, işi yazarlık olan Safiye Erol'un Edebiyatçı Şair Behçet Necatigil, "Cumhuriyet Devri Romancısı" olarak nitelendirmektedir. "Kadıköy'ün Romanı, Ülker Fırtınası, Ciğerdelen" adını taşıyan romanları vardır. Bunlar kitap haline gelmeden önce, zamanın geleneğine uygun olarak, gazetelerde tefrika edilmişlerdir. "Ömrünü yazarlık ve tasavvuf" üzerine incelemelerle geçiren felsefe doktoralı Safiye Erol, Hint, Yunan ve İslam felsefeleri ile bir sentez yapmak istemiştir. "Türk ve Müslüman" kimliğini korumaya ve öyle kalmaya özen göstermiştir. "Laik Cumhuriyet Kadını" gibi düşünüp yaşamıştır. On beş yıllık Almanya yaşamı onun Batılı kalmasına, Batılı düşünüp yazmasına yetmiştir. 1964 yılında ölmüştür. Bu yıl Safiye Erol'un doğumunun 100. yıldönümüdür. Eserlerinin toplu basımı için çalışmalar yapılmaktadır. Edebiyat eleştirmenleri onun romanlarından çok makalenin daha zengin bir kültür ve dünya görüşü içerdiğini söylemektedir.
Türkiye'de kadının sosyal hayata girmesi, kültür alanında görülmesi çok geç olmuştur. Atatürk'ün "HUKUK DEVRİMİ" ve "KADIN EŞİTLİĞİ" kadını "ÖTEKİ" olmaktan çıkarmış, erkeğin yanına koymuştur. Safiye Erol'lar böyle yetişmiştir. Sanıyoruz Safiye Erol, Edirne ve Trakya'dan yetişen ilk romancımızdır. Osmanlılar Dönemi'nde ilk tarihçi de Trakya'dan yetişmiştir. Yerel Kültür'ün Genel Kültür içerisinde birer uzantısı olan Safiye Erol gibi seçkinlerin bilinmesi, okunması, unutulmaması gerekir. Örneğin Edirne'de bir yere adının verilmesi kadirşinaslık olur.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol