TRAKYA’DA ÖYKÜSÜ BİTMEYEN SAVAŞ (4)

KIRKLARELİ MEYDAN MUHAREBESİ
"Orduyu Hümayum V. Nolu projeye göre seferberliğinin bilicra tahşidata başlayacaktır. Celp olunacak redifler meyanında yüzde 25 gayrimüslim çağrılacaktır emriyel açıklanan plan uyarınca başlamış ve bitirilememiş seferberlik ordu kumanda heyetinde anlaşmazlıklara yol açmıştı. Nazım Paşa ile Doğu Cephesi Kumandanı Abdullah Paşa arasında savaşa başlama noktasında görüş ayrılığı çıkmıştı. Nazım Paşanın “Savaşa başlayın” emrine Abdullah Paşa şöyle karşılık veriyordu.:
"Yine emrinizi aldım. Aramızda ittihaz kılınmış olan mukarrerat henüz tarafı alilerince infaz ve icra buyurulmamıştır. Müretep redif fırkaları henüz gelmedi. Üç saatten beri savaş hali bir açıklık göstermemiştir. Düşmanın bir kolunun Tunca'nın doğusunda zuhur ederek sınırı geçtiği ve diğer bir kolunun da ihtimal yarın akşama doğru KIRKLARELİ üzerine geleceği bekleniyor. Şu hale göre iki, üç güne kadar büyük bir meydan mharebesinin vukuu muhakkaktır. Noksanlar tamamlanmadan yapılacak bir taarruz hareketi, ordunun ve dolayısiyle memleketin felaketini mucip olacaktır. "Sayın Vasfi Sertdemir,'Bir Felaketin Anatomisi' adlı incelemesinde"
“Abdullah Paşa'nın bu uyarıcı cevabı yer ve bir meydan muharebesinin yakın olduğuna dair verdiği bilgi doğru idi. Nitekim Bulgarlar I. Ve II. Orduları ile Tunca'nın Doğusunda, 2. Ordularıyla Tunca'nın Batısında toplanmışlardı. Bu durumla bize üstün bulunuyorlardı" diyor.
"Bulgar Başkomutanı General Savof, Filibe Demiryolu etkisi altında bulunduran Ali Yaver Paşa Kolordusuna yüklenmiş, eğitim bakımından hazırlanmamış olan bu kolorduyu 19 ve 20 Ekim günleri bozguna uğratarak, Mestanılı'nın güneyine kadar geriye sürmüştü. Daha sonra KIRKLARELİ - HASKÖY HATTI'na kadar ilerleyerek, Doğu ordusuna karşı 22 Ekim'de genel bir saldırıya geçmişti."
"Büyük Bulgaristan" hayali peşinde koşan Bulgar Kralı Ferdinat, ordularına verdiği bir emirde:
"İyice hatırlayınız ki, SÜLOĞLU - PETRA (KAYALI), KIRKLARELİ, PINARHİSAR, LÜLEBURGAZ, ÇATALCA VE EDİRNE,  denize kadar bizim olacaktır" diyordu. Batı cephesinde Ali Rıza Paşa komutasındaki III. Ordu 22 Ekim'de Kosova'da yenilince, General İvanof Komutasındaki 3. Bulgar Ordusu tazyikini Edirne üzerine arttırmaya başladı. Bu giderek yoğunlaştı. Bunun üzerine, Havsa'da bulunan Abdullah Paşa 21 Ekim günü Kırklareli'ne geldi ve burada bulunan 3. Kolordu Komutanı Mahmut Muhtar Paşa ile savaş hazırlıklarını gözden geçirdi. Bulgarlar 20 Ekim'den beri Kırklareli'nin sınır köylerini top ateşine tutuyorlardı. Bu durumda savaşın Kırklareli'nin  2.5 km.kuzeyinde bulunan Taş Tabya'nın etki alanı içinde kalan Devletli - ağaç, Yoğuntaş (Polos), Kofçaz, Kadıköy, Elmacık, Kayalı (Bedre - Petra), Erikler, Eriklice'yi içine alan bir bölgede cereyan etmesi muhakkak gibiydi. Bunun üzerine Mahmut Muhtar Paşa bazı tümenleri Erikler, Kayalı, Dolhan, Koyunbaba, Kızılcamüsellim, İnece, Paşayeri, köylerine yerleştirdi. Karargahını da Kayalı Köyüne nakletti.
KIRKLARELİ BOZGUNU
Kırklareli Meydan Muharebesi başladığında Abuk Ahmet Paşa Komutasındaki 4. Kolordu Babaeski'nin Kuleli, Turgut Paşa Komutasındaki 2. Kolordu Babaeski'nin Karahalil Köylerinde yerleşmişlerdi. Fakat savaş koşulları son derece ağır ve kötü idi. Mevsim son bahar olmasına rağmen Trakya'nın ender rastlanan soğuk kara iklimi başlamıştı. Şiddetli yağmur yolsuz bölgeyi vıcık vıcık çamur deryasına çevirmişti. Asker yorgun ve bitkindi. İaşe yapılamıyordu. Sellerden köprüler yıkılmış, çamurlar asker ve sivil kafileler trafiği tıkamışlardı. İşte bu koşulların etkili olduğu 22 ekim tarihinde Bulgarlar Kırklareli'nin kuzeyinde Ahmetler, devletli ağaç, Karahamza ve Çerkezköy üzerinde Kayalı ve Yoğuntaş köylerine doğru saldırıya geçti. Her iki ordu bu arada şiddetli bir savaşa tutuştu. Savaşı bizzat Mahmut Muhtar Paşa yönetiyordu. Fakat ne yazik ki 23 Ekim'i 28 Ekim'e bağlayan gece Aziz Paşa'nın yanlış emri ile birbirini düşman zanneden iki türk alayının bozgunu, yerli Bulgar ve Rum halkların tahrikleri, kötü koşullardan morali son derece bozulmuş asker ve panik çıkmasına neden oldu. Gece yarısı asker ve sivil “Bulgarlar geliyor”diyerek kaçmaya, şehri boşaltmaya başladı. Oysa görünürde düşman yoktu. Bulgarlar Yoğuntaş, Kayalı ve civar köylerde 24 Ekim'de başlayacak savaşa hazırlık yapıyorlardı. Ama Osmanlı Ordusu bir kez bozulmuştu.
Kırklareli Bozgunu, "kötü hava şartları, açlık, fena giyim ve kötü yönetim"den ileri gelmişti. Asker geri çekildikçe cephe gerisi kuvvetleri de etkiledi ve bu giderek bir ordunun bozgunu haline geldi. Büyük bir paniğe yol açan bu olay Trakya halkınca hala anlaşılmış değildir. Müthiş bir panik halkı da,  askeri de felakete sürüklemiş, büyük maddi zararlara, ıstıraplara yol açmıştı.  Yazının devamı yarın yayınlanacaktır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol