Kimilerine göre kagittan bir örgüt, kimilerine göre bir muammalar zinciri, bazi görüslere göre ise direnilmesi gereken bir olusum TRAKAB. Bu, halk arasinda bilinen kisaltilmis ismi. Asil adi Trakya Kalkinma Birligi. Baskanligi’ni su anda Edirne Valisi Mustafa Büyük’ün yaptigi bu kurulusta, Kirklareli Valisi Cengiz Aydogdu ve Tekirdag Valisi Zübeyir Kemelek encümen üyesi olarak yer aliyor. 72 üyesi bulunan TRAKAB’ta 3 ilin belediye baskani, ilçe ve belde belediye baskanlari ve Il Özel Idareleri de var.
Peki Trakya halki TRAKAB’in anlamini ve içerigini ne derece kavramis durumda? TRAKAB, özelden genele veya genelden özele birçok unsuru içinde barindiran bir yetkiler toplulugu. Ancak bundan daha da önemli bir gerçek var ki, TRAKAB bir kurum olarak resmiyette tek olmasina ragmen, taslaklar bütünü olarak iki ayri düsünce, iki ayri olusum ve iki ayri modül haline gelmis durumda. Kirklareli, Edirne, Tekirdag üçgeninde tüm Trakya’yi yakindan ilgilendiren Trakya Kalkinma Birligi, büyük bir çogunlugun görüsüne göre esas muhatabi olan vatandasla arasinda iyi bir köprü kuramadi. TRAKAB’la bizleri nasil bir kader bekliyor?
Bu soru ile birlikte diger tüm sorularin cevabini konunun en önemli isimlerinden biriyle, sizin için konustuk. Hala, “TRAKAB nedir?” diyen insan sayisi inanin çok fazla. Tüm bunlarin isiginda TRAKAB’in fikir babasi olarak nitelendirilen; Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Osman Inci ile çok özel bir röportaj yaptik. Özetle Osman hoca, bize TRAKAB gerçegini, TRAKAB’in gerçegini anlatti. TRAKAB stratejik ve kentsel bir madalyon. Herkes bugüne kadar madalyonun bilinen tek tarafini gördü. Biz de madalyonun öbür yüzünü sizler adina çevirip, neler var bakmak istedik.
****
“TRAKAB ilk olarak bir su yönetimi (diger bir deyisle Ergene’nin aritilmasi) amaciyla kuruldu”
TRAKAB bir madalyonsa diger yüzünde neler var?
Suyumuzun içinde bir sürü sey var. Niye biz kirlettigimiz suyu veriyoruz nehre gidiyor da, aritip geri kullanmiyoruz? Iste sorun burada. O su tekrardan sanayinin belli kesiminde, kaba yikamalarda kullanilabilir. Biz TRAKAB’in bunu yapmasini istedik. Öncelikli görevi su yönetimi olacakti.
***
Prof. bize TRAKAB’la ilgili ilk temel bilgileri vermekle basliyor konusmasina. Çokta iyi ediyor aslinda. Bilinçlenmis, bilgilenmis, ögrenmis, anlamis oluyor insan. Tüm açiklamalar TRAKAB’in dogusuna vesile olan bir ismin agzindan da olunca, duyulan cümlelerin ehemmiyeti bir o kadar artiyor.
Ilk olarak bir yanlisligi düzeltmek istiyor Osman Inci. “TRAKAB’la Trakya Alt Bölge planini özdes anliyorlar. Ikisi ayni sey degil. TRAKAB, Trakya Alt Bölge Plani’ni yapmakla sorumlu olan bir birlik. Bakanlar Kurulu karariyla kurulmustur. Yapisinda 3 ilin valisi, Özel Idareler ve onun kendi içerisinde isleyisi olan encümeni, meclisi, genel kurulu vardir. TRAKAB’in görevlerinden birisi de TAB’i yaptirmaktir.” diye açiklamalarini sürdüren Inci, Trakya Alt Bölge Plani’nin hükümlerini dile getirerek sunlari anlatti:
“Tüm çalismalarin ortak yapilmasini biz önerdik”
“TAB’in hükümlerinde der ki: ‘1/100 binlik planin, iller bazindaki yapilacak 1/25 binliklerini ve daha küçük ölçekli planlarini, o ilin valileri yaptirir’ diye yaziyor. Valiler de devletin illerdeki temsilcisidir. Bunun için de biz, bir birlik kurulmasini hedefledik. Biliyorsunuz Ergene 3 ilden de geçiyor. Her Vali birtakim seyleri kendiliginden yapacagina, 3 ilin de bunu ortak yapabilmesini amaçladik. Örnegin Kirklareli kendi tarafindan olana baslayip daha sonra da, ‘sinir bitti ben artik karismiyorum’ diyemez ki. Sonuçta o nehir devam ediyor. Toprak, yagis, orman devam ediyor. Bu unsurlar aradaki idari sinirlar gibi bölünemez. Çevre böyle ayricalikli bir kurumdur. Dolayisiyla tüm çalismalar ‘ortak yapilsin’ dedik.”
Bu asamadan sonra kendilerinin sundugu önerilerden sadece ‘3 ilin birlikteligi’ düsüncesinin hayatta kaldigini ve uygulandigini kaydeden Prof. Inci, ilk dogan planin amacini da su cümlelerle açikladi:
“Trakya’daki sularin yönetimini TRAKAB’in yapmasini planladik”
“Bakin biz dedik ki: ‘Merkez yönetim yani devletin valileri, yerel yönetimler, bir de sivil toplum örgütleri, TRAKAB’in 3 ayagini olusturmali.’ Bizim bakis açimiza göre TRAKAB’in bir özelligi de su olacakti. Yönetim plani olusturacaktik. Suyumuzun içinde bir sürü sey var. Niye biz kirlettigimiz suyu veriyoruz nehre gidiyor da, aritip geri kullanmi-yoruz? Iste sorun burada. Oysa birçok ülkede geri kazanim projeleri ile aritmalar yapiliyor, aritmadaki su tekrar kullaniliyor. Yani bir devir daim sistemi çalisiyor. Ama bazi aritmalar ve kirlenmeler var ki oradaki suyu kullanamazsiniz. Onu ayirirsiniz. Sanayinin bazi kirletmeleri var. Örnegin nükleer kirlilik olan yerler vardir. Mesela Trakya Üniversitesi Hastanesi’nin kullanmis oldugu nükleler madde deposu var. Ama ayri yerde. Onun akar gideri de, bekletme süresi de ayridir. O, hastanenin diger atik sularina asla bulasmaz. Sanayide de böyle bir kirlilik varsa o ayridir. Ama onun disinda evsel atik, lagim vb. aritilabilir. O su tekrardan sanayinin belli ke-siminde, kaba yikamalarda kullanilabilir. Biz TRAKAB’in bunu yapmasini istedik. Öncelikli görevi su yönetimi olacakti. Nasil ki GAP’in özel bir kanunu ve yönetimi varsa, Trakya sularinin da bir su yönetimi olmasini ve bu yönetimi TRAKAB’in yapmasini istedik. Yazdik, gönderdik.”
Ev sahibi kendi evinden nasil disari çikarildi?
Prof. Osman Inci bu asamadan sonra ortaya kendilerininki ile hiç ilgisi olmayan baska bir sey çiktigini vurgulayarak; bütün çalisma, arastirma ve analizleri Trakya Üniversitesi’nin yapmis olmasina ragmen, su anda TRAKAB’ta Trakya Üniversitesi’nin olmadigini anlatiyor. Cümlelerin devaminda ise; “Böyle bir sey olabilir mi? Yani müellif olan, eserin sahibi olan kurum yok. Åzimdi söyle bir örnek vereyim size. Bir bina yaptiriyorsunuz. Bunun bir mühendislik, mimarlik, insaat mühendisligi sorumlulugu var. Projeler yapiliyor ve yapi sorumlusu var. Orada görürsünüz. Insaati x sirketi yapar, mimar y kisisidir. Sorumlu z adli kisi. Insaat süresince isin sonuna kadar bir sorumlu vardir. Onun altina imza atilir, bu imza belediyeye ve imara gider, oradan ‘olur’ alir. Yani o kisi o binada herhangi bir elektrik kaçagi varsa, bina öngörülen projeye uygun yapilmadiysa, demir uygun kalinlikta ve güvenlikte degilse, çimentolar olmasi gerektigi oranda degilse, bundan sorumludur. Åzimdi bizim olaya gelelim. Bu plani kim yapti? Trakya Üniversitesi yapti. O zaman T.Ü. bunun içinde olmak zorundaydi. Trakya Üniversitesi TRAKAB’in merkezinde olacakti.” diyerek, fikri ortaya atan Trakya Üniversitesi’nin nasil göz göre göre saf disi birakildigini anlatiyor.
Prof. Inci, daha ilk günlerde kendilerinin dönüsümlü baskanlik sistemi önerdigini ifade ederek, bu öneri dahilinde 3 ilin valisi ve Trakya Üniversitesi ile birlikte 4 birimin baskanlik yapacagini, 4 senede bir TRAKAB Baskanligi’na planin asil sahibi olan Trakya Üniversitesi’nin de gelmesi gerektigini söyledi. Bunun hayata geçmedigini belirten Osman Inci, Bakanlar Kurulu karariyla ortaya böyle bir sonuç çiktigini dile getirdi.
Konusmalarin devaminda, TRAKAB’la ilgili bilgilendirici söylemler kaydetmeye devam ediyoruz. Osman Inci, bütçesini Il Özel Idarelerinin sagladigi TRAKAB’in, aslen bir kamu kurumu oldugu bilgisini de hatirlatmayi unutmuyor. Yillik bütçesi olan bu kurumun, ödeme ve harcama yetkisinin encümene ait oldugunu, devlet tarafindan da denetime tabi oldugunu ifade edi-yor. Her 3 ilin bütçesinden de, buraya para girmek zorunda oldugunu söyleyen Osman Inci, “Ben ne baskan, ne de kurul içerisinde olmadigim için bunlarin disinda fazla detay bilmemekteyim” diyerek, kendi himayesindeki planin kaderinin, nasil baska himayeler vasitasiyla deformasyona ugradigini anlatmayi tercih ediyor.
Çok sik gündeme gelen ve aslinda herkesi ilgilendiren 1/25 binlik ve 1/100 binlik terimlerini bir de Prof. Inci’den dinlemek istedigimizi söylüyor ve oldukça ayrintili bilgilerin sahibi oluyoruz. Kendisi mütevazi bir üslup ve hatirlatmayla bu planlarin ne anlama geldigini ve kapsadigi unsurlari söyle anlatti:
“1/25 bin Trakya’yi, 1/100 bin Marmara’yi kapsamaktadir”
“Tabii ben planci degilim. Ama, bu isten birçok seyi ögrendik. Yani bu da birlikte çalistigimiz arkadaslarimiz sayesinde oldu. Kamuoyu anlasin diye söyle ele alalim. Bir ülke planlamasi vardir, bir bölge planlamasi vardir, bir de alt bölge planlamasi vardir. Bu böyle yukaridan asagiya piramit gibi açiliyor. Marmara Bölge Planlamasi, bölge planlamasidir. ‘Trakya’, ‘alt bölge’ diye geçiyor. Yani daha küçük ölçekli bir bölgenin planlamasi. Marmara deyince bu plan; Balikesir’i de, Çanakkale’yi de, Trakya’daki 3 ilimizi de, Istanbul’u da, Kocaeli’ni de içine almaktadir. Ülke planlamasindan sonra ikinci asama. Üçüncü asama da, Alt Bölge Planlamasi’dir.
Alt Bölge ise Trakya’yi yani Kirklareli, Edirne ve Tekirdag’i kapsamaktadir. Fakat Gelibolu ile Istanbul’un Trakya kesimi, bu planin disindadir. Åzimdi bu 3 ilin planlamasina 1/100 bin deniyor. Yani Alt bölge planlamalari 1/100 binlik olarak yapiliyormus. 1/25 binliklerse bunun, yani 1/100 binligin daha küçük ölçekli olanidir.
Nedir bu? Kirklareli, Edirne ve Tekirdag’i içine alan plan. Çünkü 2005 yilinda çikan Il Özel Idareleri Kanunu derki; ‘1/100 binligi Çevre Bakanligi onaylar. 1/25 binligi ise Il Encümeni onaylar. Bizim buradaki öngörümüz su. Ilgili kanuna göre, Kirklareli ilinin 1/25 binlik planinin onayindan Kirklareli Il Encümeni sorumludur. O onaylamak zorunda. Onaylamazsa yürürlüge girmez. Edirne’deki Edirne, Kirklareli’ndeki Kirklareli. Eger o il, Istanbul gibi Büyüksehir Belediyesi ise, o zaman da Il Encümeni degil, belediye meclisi onayliyor.”
***
TRAKAB ve TAB karistirilmamali
Görüsmenin basinda TRAKAB’i halkin anlayabilecegi bir dilde anlatmasini istedigimiz Prof. Inci’ye, ayrica sürecin nasil isledigini ve TRAKAB’in amacini sorduk. Konusmasinin basinda önemli bir teknik uyarida bulunan Osman Inci, Trakya Kalkinma Birligi (TRAKAB) ve Trakya Alt Bölge Plani (TAB)’nin birbiriyle özdes anlasilmamasi gerektigini vurguluyor. Belli ki uzun süredir devam eden bir yanlis anlasilmayi düzeltmeyi oldukça gerekli görüyor. TRAKAB’in ilk olarak Kirklareli, Edirne ve Tekirdag birlikteliginde bölgeyi kapsamakta olan ve kirlenmis haldeki Ergene’nin ve su kaynaklarinin aritilmasini hedef alan bir su birligi olarak kuruldugunu anlatan Osman Inci, öneriyi kurgulayip bakanliga sunmalarinin sonrasinda, kendilerine dönüs yapilan taslakta bambaska uygulamalara rastladiklarini ve planin sahibi olan Trakya Üniversitesi’nin yok sayildigini anlatti. Inci, kendi planlari uygulanmis olsaydi Trakya Üniversitesi’nin de TRAKAB’a dönüsümlü sistemde baskanlik edecegini belirtmeyi ihmal etmedi.
***
Osman Inci, açiklamalarinda 1/25 bin ve 1/100 binlik planlarin da ne anlama geldigini detayli bir biçimde anlatiyor. Bu planlamalarda sistemin piramit gibi asagiya dogru açildigi örnegini veren Inci, ülke planlamasi, bölge planlamasi ve alt bölge planlamasi seklinde bir siralama yapiyor. Böylece 1/100 binligin Marmara Bölgesi’ni, 1/25 binligin de Marmara’nin alt bölgesi olan Trakya’yi içine almis oldugunu ögreniyor ve anliyoruz.
Hazirlayan: Erkan GÖKÇEN
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol