Torpil denen illet, dünya kurulali beri var.
Çocuktuk, vardi. Kitaplarda, dergilerde, tarihi anlatan öykülerde, bilgilerde okuduk, varmis.
Günümüzde mi olmayacakti, iklim bu kadar uygun, zemin bu kadar elverisliyken.
Atatürk zamaninda yok muydu sanki?
Olmaz mi!
Atatürk bile torpil yaptirmaya kalkismis günün birinde.
Veya bir seyler yapmaya kalkismis…
Öyle bir durum ki, torpile girer bir bakima.
Torpil Nasil Yapilir ?
Bakin simdi, Atatürk zamaninda nasil olmus.
Bir göz atalim:
Yil 1934. O dönemde Milli Egitim Bakanligi Ulus’tadir.
Egitim Bakani, Nigdeli Abidin ÖZMEN'dir.
Bakan, makaminda çalismaktadir.
Kapi çalinir.
“Giriniz!” der bakan.
Atatürk’ün yaverlerinden biri, yaninda iki çocukla makama girer. Elinde bir zarf vardir. Bakana uzatir. Atatürk tarafindan gönderildigini söyler.
Bakan, konuklara yer gösterir.
Atatürk’ten gelen bir mektuptur bu.
Zarfin üzerinde: “Bay Abidin ÖZMEN, Milli Egitim Bakani...” yazmaktadir.
Abidin ÖZMEN zarfi özenle açar ve mektubu dikkatle okur:
“Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocuklari, uygun göreceginiz, bir liseye ‘parasiz yatili olarak’ kaydini yaptirin...”
Bu, Atatürk’ün bir emridir aslinda. Kesinlikle yerine getirilecektir.
Gereken yapilacaktir ta. Yapmamak, bunu isleme koymamak diye bir sey söz konusu olamaz.
Bakan ÖZMEN, Orta Ögretim Genel Müdürünü çagirtir ve su direktifi verir: “Yaver Bey'in yanindaki bu iki çocugun evrakini aliniz ve bu çocuklarin Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak kaydini yaptirip her ikisi için de üçer yillik parali yatili makbuzlarinin veli ve ödeyen hanesine Atatürk’ün ismini yazdirarak bana getiriniz.” der.
Bakanin direktifi aynen uygulanmistir. Abidin OZMEN de kisa bir mektup yazarak Yaver Bey'le Atatürk’e yollar. Mektubun içerigi söyle: “Muhterem Atatürk, Yaver Bey'le göndermis oldugunuz iki çocuk hakkinda emirlerinizi aldim. Ancak, arkasinda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaskani Atatürk gibi biri bulundugu için; bu iki çocugu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarimiz, hem de mantigimiz izin vermedi. Bu nedenle her iki çocugunda emirleriniz geregi Haydarpasa Lisesi'ne parali yatili olarak kayitlarini yaptirdim. Çocuklarin üçer yillik okul taksitlerine ait makbuzlari ekte takdim ediyorum...”
Atatürk, bu mektup üzerine, devrin Basbakani Ismet Inönü’ye telefon ederek: “Bak, senin Milli Egitim Bakanin bana ne yapti,” diyerek olayi anlatmis.
Inönü, Bakan adina özür dilemis.
Atatürk: “Yok!” demis, “özür dileme. Çok memnun oldum. Keske her devlet adami bu medeni cesarete sahip olabilse ve dogruyu gösterebilse.”
Zamanin Egitim Bakani Abidin Özmen’in yegeni, yüksek mimar H. Rahmi Özmen anlatiyor tarihsel önemi ve degeri olan bu olayi.
Torpilin, kayirmaciligin, rüsvetin, haksizligin bin bir türlüsünün döndügü günümüzde…
Kim ne anlar, kim ne hisseder!..
Bu devlet öyle bir mantikla kurulmus.
Bugünlere gelmisiz…
Nasil olacak bu isler?
Atatürk zamaninda bu isler böyleydi.
Ya simdi?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol