TOPRAĞIN FABRİKASI YOKTUR ÇEVRE KİRLİLİĞİ YAPMAZ

Hayatta toprağı seven iki kişi tanıdım. Biri ünlü halk ozanı Aşık Veysel, diğeri A.Ü. Açık Öğretim Fakültesi Öğretim Görevlisi Münür Saygın. Aşık Veysel'i 1972 yılında Ankara Halkevleri Genel Merkezinde tanıdım ve konuştum. Diğeri yakın dostum Münür Saygın. 41 eğitimci masadan kalkıp kırlara açılmak için tarla alıyor. Bir gün konuşurken Münür Saygın "TOPRAĞI SEVİYORUM" dedi. Onun için toprak satın aldığını söyledi.
Toprağı sevmek ne demektir? Bir "UYANIŞ ÇAĞRISI"mıdır, yoksa yurt sevgisini insanda sembolize eden bir vatan mıdır? Ama ne olursa olsun TOPRAK SEVGİSİ bir şeye işarettir. Bu nedenle Münür Saygın "Herkes toprağını satarken ben toprak satın alıyorum, içim rahatlıyor. Rahmete karışan annemi, babamı, ağabeyimi anıyorum ve onları da sevindirdiğimi sanıyorum. Babam memur, dedem çiftçi, amcam bağcı idi. Toprak ölmez diyorlardı.”
Toprak sevgisi tutku haline gelmiş olan Münür Saygın Emlakçılık yapacak, çiftçilik edecek değildir. Aldığı yerleri aldığı kişilere bırakmış, "Ekin, biçin tarlalar boş kalmasın" demiştir. "TOPRAK YAŞLANMAZ" ama ekilmezse, ürün vermeyecek halde bırakılırsa Toprak Gücenir. Çünkü toprak doğurgandır. Her yıl ürün verdikçe yaşlanmanın önüne geçer. Ünlü yazar Şevket Süreyya Aydemir'in dediği gibi "Uyanırsa uyandırılsa bereket saçar." Toprak bir arenadır. İnsan onun üstünde durmadan didişir durur. Toprak her zaman galip gelmez. Çünkü insanın elinde teknoloji vardır.
Münür Saygın ile konuşuruz. Toprak insanlığın bir başka dünyasıdır. Ancak o dünyadan bu dünyaya yol olmadığı için gelen yoktur. Bu yüzden de o dünya kapısı kilitli bir alemdir. Onun için toprak yaşlanmaz.
Hatırlar mı bilmem. Münür Saygın bir konuşmamızda;
“TOPRAK UYANIRSA NE OLUR” DİYE SORDUM. “BEREKET OLUR'' dedi. Toprak üzerine felsefe yapmamak için konuyu değiştirdik. Ona, satın aldığı topraklarda orman yetiştirip yetiştirmeyeceğini sordum. ''Orman yapmayı düşünmüyorum'' diye söyledi. Ama anladım ki Defne üzerinde duruyor. Kültürlü bir çiftçi gibi hareket etmek istiyor, ekonomik düşünüyor. Çiftçilik de insanın ciddi düşünmesini zorunlu kılar. Daha fazla ürün almanın yolu ekip biçim yapmadan önce enine boyuna düşünmek, en isabetli ekimi yapmaktır. Çünkü toprağın yüksek ve kaliteli ürün vereceğini düşünmek, tahmin etmek lazımdır.
Münür Saygın çifçiliği bilen bir aileye mensuptur. Fakat ailenin fertleri okumuştur. Babası memuriyet ile çifçiliği beraber yürütmüştür. Bu bakımdan Münür Saygın'da TOPRAK SEVGİSİ bir aile mirasıdır. Kaldı ki, Münür Saygın ''VEFA'' insanıdır ve aynı zamanda Hesap Adamı'dır. Bu bakımdan çiftçiliğin ağır bir meslek olduğunu bilir. Bütün bu özelliklerin içinde Toprak Sevgisi'nin yeri başkadır. Dünyada kaybolmayan şeyin toprak olduğu, bizi saranın, saklayanın toprak olduğunu herkes bilir. Ancak ülkemizde herkesin toprağı yoktur. Bu yüzden 1945 yılında Topraksızları Topraklandırma yasası çıktı. İlk uygulama Urfa'da yapıldı. Devlete ait araziler topraksız çifçilere verildi. Fakat bu insanların tarlayı sürecek hayvanı, sabanı, saçılacak tohumu yoktu. Dolayısı ile topraklandırma başarılı olmadı. Verilen arazileri Toprak Ağalarına sattılar. Böylece Urfa'da topraklandırmada yine başa dönüldü. Topraksızlar sevinemediler. Cumhuriyetin, Mustafa Kemal Atatürk'ün öngördüğü TOPRAK REFORMU ülkemizde yapılamadı. Toprak Reformu ile ilgili olarak geride TOPRAK BAYRAMI ile ZİRAAT MARŞI kaldı. Bu toprağın hikayesini bilenler çok azdır. Ve tabii şunu da söylemek isterim, toprak sadece ekilip biçilen tarla değildir. O aynı zamanda VATANDIR. Münür Saygın gibi TOPRAK SEVGİSİ olanlar satılan topraklardan güçleri yettiğince toprak alarak, Toprak Sevgileri'ni yaşatmaya çalışıyorlar.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol