TOPLUMSAL ÇÜRÜMENIN NEDENLERI VE ÇÖZÜMLERI

Resmilerin açiklamalarina göre Türkiye'de asayis sorunlari, asayis olaylari artmaktadir. Onlara göre artisin nedeni eskiden halkin bu sorunlari kendi arasinda bir çözüme götürürken bu defa halk olaylari açiklamak, ilgililere bildirmek yoluna gitmistir.
Yani artisa neden geçmiste gizlenen olaylarin simdilerde ilgili makamlara bildirilmesi, sikayet konusu edilmesidir. Bu bilgi, bu görüs ülkemizde artis gösteren sorunlarin nedenini açiklamada yeterli degildir. Hatta bununla hiç alakasi yoktur. Sorun çözülmenin, çürümenin, yozlasmanin ve toplumsal displinin bozulmasidir. Yoksullugun, egitimsizligin, issizligin, gelir dagiliminin bozulmasi, kanun hakimiyetinin zaafa ugramasi, mülki idarede tarafsizligin giderek sorun haline gelmesi, yani kadrolasma toplumda anarsik tutum ve davranislarin artmasina, buna olan tepkinin yasa disi alanda sergilenmesine neden olmustur. Yoksul, egitimsiz ve sorunlu insanlar durumdan kendilerine vazife çikararak ve bu vazifenin geregini yaparak rahatladiklarini sanmaktadirlar. Kin, nefret, intikam duygularindan arindiklarini düsünmektedirler. Toplumun bu durumuna çözüm çaresi sorunlari radikal bir biçimde ele almakta, akilci ve gerçekçi çözümler üretmektedir. Ve öncelikle her faaliyet ve hizmet alanindaki insanlari egitmek, issizleri is alanlarinda ekonomik hale getirmektir. Öncelikle egitimin üretim kabiliyetini, ekonomiye katkisini artirmak gerekir. Bu baglamda egitimin dünyayi, insanlari degistiren güçlü bir faaliyet alani oldugunu dikkate almak zorundayiz. Arastiran, tartisan, elestiren bilgi kaynaklarina ulasmak için bir gayretin içersinde olan, Bilgiyi ise Dönüstüren insanlar, kusaklar yetistirmek mecburiyetimiz vardir. insanlarin konusmalarindan, tartismalarindan, elestirilerinden korkmamaliyiz. Yanlislarimizin dogrulari söyleyenlerle düzelip ortadan kalkacagina inanmaliyiz. Eski devirlerin BiLEN iNSANI yerine herkesin bilmesi, bilgilenmesi gerektigini saglayan bir Egitim Sistemi yaratmak ve onu sürekli kilmak gerektigine inanmaliyiz. Bizim insanlarimizi saifai Bilgi'den Kitabi Bilgi'ye götürecek yolu ne pahasina olursa olsun hayata geçirmek zorundayiz.
Dünyada hiç bir ulus egitilmis olmadan kalkinmis degildir. Bugün dünyada kalkinmis uluslar kendilerini egitmis, egitimi devamli kilmis uluslardir. Çünkü egitim ufku açan, aydinlatan, üretimi artiran faktördür. Kendini, yaptigini her yil tekrar eden, ona yeni bilgiler, deneyimler eklemeyen, gelistirmeyen insan kisir bir döngünün içinde kalmis insandir. Çemberi kiramayan, açilamayan, bilgiye ulasamayan, sorgulamayan, ilgilenmeyen insan zamanimizin insani degildir. Zaman degismis, sartlar degismis, bilgiler degisip gelismistir. Zamana uymayan, insanlarini degisen ve gelisen zaman ve sartlara hazirlamayan egitim, donmus ve durmustur. Toplumsal çürümenin, yozlasmanin temelinde egitimsizligimizi aramak zorundayiz. insanimizi olumsuz etkileyen sartlara bakmaliyiz.
Bugün dünya kitap okumaktadir. Bilgisayar kutusu içinde yeni bilgiler aramaktadir. Dagin ötesini, ufkun ötesini merak eden insanlar yetismektedir. Dilendigini, devletin as kazanlarindan verilerini degil, kendi emegini yiyen insanlarin ülkelerini kalkindirdiklarini, dünyayi degistirdiklerini bilmeliyiz.
Kuskusuz ülkemizde ciddi biçimde bir ASAYis SORUNU vardir. Böyle bir sorunu Osmanli Devleti de yasamistir. Tarihler medrese ögrencilerinin, eskiyalarin, alip kaçanlarin (gaspçilarin) sorunlar yarattiklarini alti çizik yazmaktadirlar. Demokrasinin kurallarini isletmeyen, yasalarin öngördügü otoriteyi kullanmayan, kullanmak isteyenlerin arkasinda olmayan, yanlis yapanin oyunu almak için gözlerini kapayan yönetim, yada yönetici kadrolar bir yanlisin içersindedirler. Yanlis onlarin önünde ve pesindedir. Sorunlar oradan gelmektedir. Denizin dibinden gelen dalga üstteki karpuz kabuklarini mutlaka sallayacaktir. Bunu bilelim. Sorunlarin sonuçlarini degil, nedenlerini bilmeye çalisalim. Ve kisaca insanlara balik verme yerine onlara balik tutmayi ögretelim. Sorun yaratan insan, beyninde, çevresinde sorun ve sorunlar yasayan insandir. ileri ülkelerde bunlar karakollardan önce hastanelere götürülmektedirler. Balik kokmus ise, dere koku yapiyorsa baligin kokma, derenin kirlenme nedeni digerlerinden öncedir. Bunu niye arastirmadan, insanlari iyi okullardan, iyi ögretmenlerin elinden geçirmeden, onlara is ve as temin etmeden sorguluyoruz? Yanlis galiba basa dönmeyi unutmus olmamizdadir. Ne dersiniz?