TOPÇU SUBAYI ISMET BEY VE KIRKLARELI'NIN ÇIFTE GAZINOLARI

Osmanli Devletinin son yillarinda devleti ayakta tutmak amaciyla yapilan yenilikler, alinan önlemler ve ilan edilen mesrutiyet idareleri Kirklareli'nde aninda yanit bulmustur. 1908 Ikinci Mesrutiyetin baslarinda Balkanlar'dan gelen göçmenler Yayla Semti'nin Batikuzeyine yerlestirilirken, Mutasarrif Giritli Cavit Pasa bu semte modern bir park yaptirmis, Padisah Abdülhamit'in adina izafeten mahallenin adini HAMIDIYE koymustur. Çünkü, mesrutiyet Osmanli topraklarina yeni bir hava getirmistir. Enver Pasanin, Talat Pasanin, Cemal Pasanin adlari efsane gibi dolasmaya baslamistir. Osmanli sinirlari içersinde herkes uyanirken, uyanmisken TÜRK'de kimildamaya baslamistir. Selanik'de TÜRKÇÜLÜK HAREKETI uç vermistir. Türk Yurdu Dergisi etrafinda Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem gibi edebiyatçilar bu hareketin öncüsü olmuslardir. Tabii Türkçülük cereyani Kirklareli'nde yeni bir yasam biçiminin öncüsü olmustur. Bu yenilesme Kirklareli'ne Çifte Gazino ve barlarin, askeri mahfelin sinema binalarinin, toplanti salonlarinin yapilmasina Türkçülüge uygun olarak okullarin isimlendirilmelerine yol açmistir. Namazgâh Caddesi'nin boyunda yer alan Gençlik Sinemasi, Gençlik Kulubü binasi, daha yukarda ve solda Askeri Gazino bu yillarda Kirklareli halkinin hizmetine girmistir. Bir zamanlar Topçu Subayi Ismet Inönü'nün Edirne'den at sirtinda Kirklareli'ne askeri birlikleri denetlemeye geldigi ugradigi Çifte Gazinolar'dan bugün sadece bir isim kalmistir. Kirklareli'nde yeni kusaklar belki böyle bir ismi de bilmiyorlardir. Oysa Ismet Inönü anilarinda bundan söz eder.
Kirklareli'nin Kentçi Tarihi yazilmamistir. Sokak, cadde, okul ve meydan adlari neye ve hangi olaya bagli olarak verilmistir bilen yoktur. Denebilirki yasadigimiz yerin cahiliyiz. Surda burda bulunan bazi bilgiler kitaplarda bulunsada okumadigimiz için, olan bitenden haberimiz yoktur.
Bir yerde KENT BILGISI ve Sehir Bilinci önemlidir. Çünkü, insanin tarihi oturdugu yerle baslar. Insanlar uzak tarihe, geçmiste kalan olaylara yakindan baslayarak giderler. Kirklareli'nde oturan birinin Kirklareli'ni ögrenmeden Trakya'yi ögrenmesi yanlis olur. Insanlarimizin elinde Kirklareli'nin geçmisine ait birtakim tarihi fotograflar vardir. Bu fotograflardaki mekanlar, görüntüler bugün yoktur. O muhtesem binalar, o güzelim mimari görüntüler, bahçeli evler gitmistir. Açik söylemek gerekir, Kirklareli tarihini yok eden yerdir. Söyleyin bana, bir belediye baskani çikmis, eski Vali Konagi'ni takas yaparak kurtarmistir. Ben çikmisim, eski Belediye Binasini, belediyenin yikmasini önlemisim.. Baska, baska yok. Sahi Istasyondaki tarihi Gümrük Kontrol binasi var kurtarilan. Yayla ve eteklerinde Kültür ve Tabiat Varliklari Kurulunun tespit ettigi tarihi yapilar, özel ve resmi binalar birer birer yikilip gitmektedir.
Yeri gelmisken size birsey söyleyeyim mi? Bir yer nasil görünüyorsa o yerin ve yerde yasayan insanlarin kültürü odur. Sehirde gördügümüz çarpik yapilasma, suda burada gördügümüz çirkinlikler, pislikler, düzensizlikler, kömürü çuvala, curufunu sokaga atmalar, yerlerdeki at tezekleri durumumuzu anlatmaya yeter seylerdir. Yeri geldikçe söyledigimiz, "Kirklareli'nin geçmisi daha güzeldi" bundandir. Çok seyi yitirdigimiz, Ismet Inönü'nün izlerini sildigimiz, büstünü cezaevi içine saklamis olmak bize ait bir kültürdür. Bu kültürle Avrupa Sinirboyu sehri nasil oluruz bilemem. Bilen varsa ögrenelim. nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol