"TMO çiftçinin ne ak ne de kara gün dostudur"

Bagimsiz Tarim Orman ve Çevre sendikasi Yönetim Kurulu Üyesi Göksal Çidem, sendikanin 2008 yili hububat piyasasina bakisini açikladi.

 TMO'nun artik çiftçinin kara gün dostu olmadigina isaret eden Çidem, açiklamasinda su ifadelere yer verdi: "Toprak Mahsulleri Ofisi 13.07.1938'de yayimlanan 24.06.1938 tarih ve 3491 sayili kanunla bir Iktisadi Devlet Tesekkülü olarak kurulmustur.

Bagimsiz Tarim Orman ve Çevre sendikasi Yönetim Kurulu Üyesi Göksal Çidem, sendikanin 2008 yili hububat piyasasina bakisini açikladi. TMO'nun artik çiftçinin kara gün dostu olmadigina isaret eden Çidem, açiklamasinda su ifadelere yer verdi: "Toprak Mahsulleri Ofisi 13.07.1938'de yayimlanan 24.06.1938 tarih ve 3491 sayili kanunla bir Iktisadi Devlet Tesekkülü olarak kurulmustur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün sagliginda kurulan son kamu kurulusudur. Milletin efendisi ilan ettigi köylümüze son emanetidir.

70 yildir çiftçimize hizmet veren TMO bu yil 70. yasini kutlayacak. Son birkaç yila kadar kara gün dostuydu. Son birkaç yildir ise kara gün deyimi kalkmis bunun yerine 'ofis çiftçinin dostudur' yaziyor. 2008 de dostluga bir seyler oldu. Çiftçimiz geçtigimiz yillarda ÇKS belgesindeki miktar kadar ürününü bir sonraki yilin 30 Nisan tarihine kadar ücretsiz olarak TMO da depolanirken 2008 yilinda ücrete tabi. 

TMO'nun görevi nedir peki? Yurtta hububat fiyatlarinin üreticiler yönünden normalin altina düsmesini ve tüketici halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasini düzenleyici tedbirler almaktir.  Gerekli stoklarin (olaganüstü hal stoklari ) tesisini ve muhafazasini saglamak" seklinde ifade edilmistir.

TMO'nun görevi çiftçinin kara gün dostu olmaktir. Dostluk kavrami yillar geçtikçe de anlamini degistirmeye basladi. Peki, çiftçimiz ak günler mi yasiyor da ondan mi kaldirildi 'kara gün' kelimesi.

TMO'nun kara gün dostu oldugu yillarda dostlugu tasvir eden bir heykel hazirlanmisti. TMO Genel Müdürlügü önünde bulunan bu heykelde de anlatilmak istenen TMO yazan harflere yaslanan çiftçi esi ve çocugu hasat sonu mutlulugunu TMO'da yasamaktaydi.

Gelelim 2008 yilina, mevcut uygulamalar çiftçiyi magdur etmekte, çiftçinin aleyhine, tüccar ve sanayicinin lehine politikalar yürütülmektedir birkaç yil öncesinin önce kara gün dostu olan TMO 2008 yilinda yayinladigi emanet alim uygulamasi ile yayinladigi açiklamada çiftçimizden gecen yil ücret almadigi, emanet ürün depolamasindan bu yil 0,022 YTL depo kira ücreti alacaktir.

Oysa dünyada stratejik konuma gelen hububat ve bakliyatin alimini devlet olarak yapmali ve olaganüstü hal stoklarini temin etmeliyiz. Böylece yasanacak olumsuzluklardan en az etkilenecek tedbirleri almis oluruz.

2008 de hala hububat alim fiyatlari açiklanmadi. Hububat alimina hazirlanan TMO isyerleri taahhütname karsiligi alim yapacak. Taahhütname karsiligi alimda, TMO 'sen bana malini ver, ben fiyat açikladigimda begenmezsen 10 gün içinde geri al' diyor. 'Eger bu sürede geri almazsan emanet alim uygulamasi yaparim' diyor. Hasat baslamis, çiftçi malinin fiyatini bilmiyor.

Çiftçimizin yararina olacak uygulama yillar önce oldugu gibi su sekilde olmalidir:

Çiftçi, bugdayi üretir hasat eder, Toprak Mahsuller Ofisi, tüccar, degirmenci ve sanayici satin alir. Son yillarda para kazanmanin hirsi ile spekülatörlerde satin alip TMO'da emanete birakma yoluna gitmislerdir.

Siyasi iktidarlar, TMO araciligiyla her yil bugday hasat mevsiminden önce alim fiyatini belirler. Kamuoyuna duyurulan bu fiyatla TMO piyasayi dengeleyecek kadar alim yapar. Tüccar veya sanayici, hükümetin TMO araciligiyla açikladigi fiyatin altinda bir fiyati çiftçiye önerdiginde ise çiftçi ürününü TMO'ya götürür, satar. Yani, TMO çiftçinin garantisi, sigortasidir.  Baska bir deyisle devlet fiyati açiklar, açikladigi fiyattan ürünü alir böylece çiftçiyi tüccara ezdirmemis olur. Çiftçinin pazarlik gücü artmis olur. Bu nedenle TMO'nun slogani 'TMO Çiftçinin Kara Gün Dostudur' diye belirlenmistir.

Ama son yillarda belirlenen fiyatlar, maliyetin çok altinda oldugu için çiftçinin degil, aracilarin yüzü gülmektedir. Çünkü TMO pesin ödeme yapmamaktadir. Aldigi ürünün yarisini bir hafta diger yarisini da bir ay sonra ödemektedir.

TMO'nun yeterli ve pesin alim yapmamasi da yine tüccar ve sanayiciye yaramaktadir. Bugdayin tamamini TMO'ya satamayan ve sattigi bugdayin parasini TMO'dan pesin alamayan çiftçiler, bugdayini tüccar ve sanayicinin belirledigi düsük fiyatta satmaya mecbur olmaktadir. Çünkü tüm borçlari harman sonu vadeli yapilmistir. Bu nedenle her yil birçok çiftçinin çiftçiligi biriken borçlar nedeniyle bitmektedir"

Alim fiyatlarindaki yanlisliklara da deginen Çidem, "2007 yili için findik müdahale baslangiç fiyatinda geçen yilin fiyatina göre yüzde 29 artis saglanmistir. 2007 yili maliyet hesabina göre de üreticinin karinin yüzde 47,14 olarak hesaplanmistir. Oysa dünya piyasasinda, ABD'de 1. sinif sert kislik bugdayin tonu yüzde 109 artisla (345 dolar) 414 YTL'ye (1 dolar: 1,20 YTL olarak ele aliniyor), 1. sinif Kanada bugdayi yüzde 89 artisla 444 YTL (370 dolar), Arjantin ekmeklik bugday yüzde 230 artisla 540 YTL (450 dolar), Rusya yumusak ekmeklik yüzde 204 artisla 420 YTL (350 dolar) oldu.

Dünyada bugday fiyatlari üretim alanlarinin daralmasi, küresel isinma ve biodizel çalismalari nedeniyle üretimde gerileme yasanmaktadir.

Dünyada açlik sinirinda 1 milyar insan yasamakta ve bu sayi her gün artmakta. Bugday günümüzde stratejik bir önem tasimaktadir.

Dünyadaki bugday fiyatlari Dolar bazinda %100 den fazla oranlarda artmis ancak bizde gecen yil verilen  fiyat artisi %14.

Ithal bugday için tonuna yaklasik 600 YTL ödeyen Devletimiz acaba  çiftçimizin ürettigi bugdayin tonuna kaç YTL ödeyecek..

Findiga %29 verilirken temel tüketim maddesi olan bugdaya yarisi kadar. Oysa bugday üretiminde ki maliyetler daha yüksek.  Bir tarafta depolarinda stoklari dururken %29 zam verilen findik, diger tarafta elinde stok olmadigi halde ithal edilen temel tüketim maddesi olan bugdaya %14. Tarim politikalarinda yapilan yanlislarla varilan nokta iste budur.

Net olan bir gerçek var ki; TMO son yillarda çiftçinin ne ak ne de kara gün dostu degil.

DGD (dogrudan gelir destegi) sayesinde tarimimiz bitmistir. Bitirilmistir. Dünyadaki DGD uygulamasinda sadece ilk yil tapu bazinda destek verilmis,  bu da kayit altina almak için yapilmistir. Oysa bizde yillarca ödendi. Tarlasini ekmeyen çiftçi daha çok kazanir hale geldi. Çünkü girdiler çok yüksek. Ekse zarar edecek. Büyük zararlar etmektense küçük karlari tercih etmeye zorlandi. Tüm dünyada desteklemeler ürün bazinda yapilmakta. Bizdeki gibi tapu bazinda olunca hiç ekilmeyen tarim arazisi özelligini tasimayan yerlerde haksiz ödemeler yapilmistir. Bu konuda birçok dava yargiya intikal etmistir. Tarim yapmayanlara da siyasi istikbal ugruna DGD ödemeleri yapilmistir.

Üretimin tüketimi karsilayamamasi nedeniyle stoklar her geçen yil azaliyor. 2004-2005 döneminde 141 milyon ton olan dünya bugday stoku, 2005-2006'da 138 milyon, 2006-2007'de 120 milyon tona düserken, 2007-2008 sezonunda 3 yil öncesine göre stoklarin yüzde 20 civarinda azalacagi görülüyor.

Peki, bizde neler yapiliyor? Findik stoklari her gecen gün artarken,  bir önceki yila göre %29,  bugdayda stok yokken dünyadaki stoklarda gerilerken bugdaya %14.  2008 yilinda beklenen findik üretiminin 600 bin ton olmasi bekleniyor. Stok çok. Alan yok. 2008 yili findigi nasil stoklanacak?

Üstelikte 70 yildir bugday alip stoklayip iç piyasayi dengede tutmaya çalisan TMO da yeniden yapilandirma çalismalari yapilmakta. Yeniden yapilandirma yapilacaksa tarimda yapilmali. Dünya her gecen yil açlik sinirina biraz daha yaklasirken TMO nun tarimdan hububattan uzaklasmasinin mantigi yoktur. Birçok tasra isyeri kapatilan, kapatilan isyerlerindeki personel ya emekli olmaya zorlanmaya ya da baska yerlere gönderilmektedir.  TMO çalisanina,  çiftçiye ve tarima yakin olacagi yerde git gide uzaklasmaktadir.

Yillardir kuruma hizmet eden çalisanlarin emekliye zorlanmalari yerine, tecrübelerinden yararlanip kapimiza kadar dayanmis olan hububat açiginin nasil giderilecegini, ekmegimizin bile disa bagimli olmasindan nasil kurtulacagimizin arayislari içerisine girilmesi ve ivedi olarak önlemler alinmasi konusunda görüslerine basvurulmasi gerekirken yanlis uygulamalar nedeniyle hem kurum zarar etmekte hem de çalisanlar magdur edilmektedir.

IMF ve Dünya Bankasi tariminizi desteklemeyin, maliyetleriniz yüksek ben size borç vereyim verdigim borçla da tahili benden alin hem tarimim canlansin hem de finans sektörüm kazansin diyen acimasiz ve aç gözlü Küresel sermaye var.  Küresel sermaye IMF marifetiyle bizden kazandigi paralarin faizi ile üretim girdilerinde kendi çiftçilerini yeterince desteklemektedir.

Kisacasi TMO 70, yasinda. Bizler ofis çiftçinin kara gün dostu olsun diyoruz ya. Ya birileri çikip da 'yas 70 Is bitmis' deyip de Atatürk'ün milletin efendisi ilan ettigi ve sagliginda kurulan son KIT olan TMO, 70 yasinda moda deyimle yeniden yapilanip yok olup giderse. Heykelde görünen çiftçi ve ailesi hasat sonunda neler yasayacak?

Bizler BATOÇ-SEN olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün dedigi gibi hakikatler aci da olsa kamuoyunu gerekçelerle daima temas halinde bulundurmaya ve bilgilendirmeye devam edecegiz" ifadelerini kullandi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol