Marmara Bölgesi’nde yasanan sel felaketi dolayisiyla bir basin açiklamasi yayimlayan Türk Mühendis ve Mimar Odalari, konunun tüm kamuoyuna duyurulmasi maksadiyla açiklamasini TMMOB’nin il subelerine gönderdi.
Bu kapsamda açiklamayi TMMOB Kirklareli IKK 2. Baskani (ZMO Kirklareli Il Temsilcisi) Dr. Erol Özkan yayimladi.
Basin açiklamasinda doga olaylarinin afete dönüsmesinin ilahi bir takdir olmadigi, doga olaylarinin afete dönüsümünün engellenebilir bir olgu oldugu vurgulandi. Açiklamanin devaminda sunlar kaydedildi:
“Marmara o güne selle basladi. Saganak yagmurun ardindan aniden bastiran sel yasami altüst etti.
Yasanan afet nedeniyle kaybettigimiz canlarimizi saygiyla aniyor, ailelerine bassagligi diliyoruz.
TMMOB hep söylüyor. Bir kere daha söyleyelim. Sel gibi, deprem gibi doga olaylari eger istenirse sadece doga olayi olarak kalir. Tehlikelere yol açmaz, afete dönüsmez. Hepimiz çok iyi biliyoruz:
Her felaketten sonra, yasanan olaylarda hiç sorumlulugu yokmus gibi, büyük bir piskinlikle yaralarin sarilacagina söylemek, ülkemizin siyasal iktidarlarinin ayirt edici özelligidir ve bizce doga olaylarini felaket haline getiren yaklasimin asil nedeni tam da budur.
Ülkemiz insani aslinda yara sarmakla sinirli bir yaklasim yerine; önleyen, zarari en aza indirgeyen, insan hayatini korumayi baslica amaç sayan, insanin saglikli yasamasini asli amaç haline getiren, odaginda insan olan bir yaklasima ihtiyaç duymaktadir.
Saganak yagis sonrasinda olusan su taskini, daha önce ülkemizin birçok yerinde oldugu gibi bu sefer de Marmara’da tam bir faciaya dönüsmüs, insanlarimiz canlarini kaybetmis, yüzlerce ev ve isyeri, binlerce hektarlik arazi ve kilometrelerce yol su altinda kalmistir.
Yoksulluk, sagliksiz kentlesme, altyapi eksikligi, barinma, yillardan beri gelen, çözülmedigi için büyüyerek bugünlere tasinan sorunlar arasindadir.
Bugün yasam alanlarimizda, kentlerimizde; altyapidan, sosyal donati alanlarindan, yesil alandan, dere islah çalismalarindan, imar çalismalarindan, kentsel arsa üretiminden söz etmek mümkün degildir.
Yasanan felaketlerin sorumlulari bunlara karsi önlem almayan, alamayan, almak istemeyen merkezi ve yerel yönetimlerdir.
Dikkat edilsin. Merkezi ve yerel yöneticiler yasananlari dogal afet gibi algilatmak ve sorumluluklarini unutturmak gayreti içindedir. Oysa biliyoruz ki, yasanan felaketler plansiz ve çarpik kentlesmeden kaynaklanmaktadir. Kentler, yasam alanlari gibi degil, rant araci olarak görülmektedir.
Ne yazik ki bütün bunlarin dogal sonucu depremler, yagislar vb. doga olaylari, afetlere dönüserek can, mal ve toprak kaybina yol açmaktadir.
Her bir olumsuzlugun nedeni bir bütün olarak ülkemizde insana verilen degerle ilgilidir.
Insan hayati ne zaman öncelikler siralamasinda en bastaki yerini alir ve toplumsal hayatimiz buna uygun düzenlenirse, yasami çekilmez kilan olumsuzluklardan kurtulmak için ilk adim atilmis olacaktir.
Bölgede yasananlar, ülkemizin afetlere karsi acil eylem plani olmadigini bir kez daha gözler önüne sermistir.
Yerel ve merkezi yönetimin çalismalarda koordinasyonsuzlugu bir kez daha açiga çikmistir. Merkezi ve yerel yönetimler insan odakli politikalari vakit geçirmeden uygulamak yükümlülügü ile karsi karsiyadir.
Biz mühendis, mimar ve sehir plancilarinin bilgi, birikim ve deneyim ile söyledikleri, insan hayatinin korunma ve saglikli devam ettirilmesi yolunda degerlendirilmelidir.
TMMOB her zaman söylediklerini bir kez daha söylüyor. Sel baskinlari, depremler, toprak kaymalari, kazalar kader degildir. Doga olaylarinin afete dönüsmesi takdir-i ilahi degildir.
Doga olaylarinin dogal afetlere dönüsümü engellenebilir bir olgudur. Yeter ki bilimin ve teknigin geregi yapilsin. Yeter ki, öznesinde insan olan politikalar uygulansin.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol