TEMIZLIK AVRUPALILIKTAN GELIR

Bir sehrin temizligi hangi kurumun uhdesindedir?
Melekelerim beni yaniltmiyorsa, belediye bünyesindedir diye biliyorum.
Günlerden Çarsamba.
sehrin haftalik pazari.
Tüm köylerden insanlar o gün sehre gelirler.
Haftalik pazarin oldugu gün uzaklardan gelenler de olur.
Birileriyle görüsmeyi özellikle o güne kurarlar.
Kirklareli belediye binasinin hemen karsisinda, kaldirimdayiz arkadasimla.
Tastepeli Sazci Hüseyin'in yasi seksenin bir miktar üstündedir.
Babam seksenbir oldu. Hüseyin amca babamdan birkaç yas fazla.
Elinde baston. Yüzünde yillarin ciddiyeti ve isyani.
Tanidigim için basimi egip selam verdim.
Selamimi almadi. Çünkü o, vicdanini, dikkatini, kararliligini baska bir yere odaklamisti.
Belki benim selamimi anlayamadi bile.
Hayli öfkeli bir tavirla "Siz Avrupali misiniz?" diye sordu.
Sormaktan da öte, sorguladi, çikisti adeta.
Bir an durakaldim.
Hüseyin aga, bu soruyu bu denli bodoslama bir biçimde neden soruyordu?
Ikidi-mikidi edecektim.
Bu ciddiyet karsisinda, her yari aydin gibi, aklimca espri türetecektim.
Oysa su an Hüseyin amcayin espriyle uzaktan yakindan ilgisi yoktu.
Neden bu soruyu sordugunu çözmeye, çözümlemeye çalisirken.
Elindeki bastonun ucunu kaldir bitimine dogru hizla uzatti. Son derece çirkin duran kagit, çer-çöp atiklarina götürerek, "Bunlar ne? Nasil Avrupalisiniz siz?" diye öyle bir çikisti ki.
sasirdim, desem az gelir. Apistim resmen.
Seksenini devirmis bir köylü, caddedeki pislikler yüzünden sehir meydaninda gördügü insanlari siniyor, kiniyor, azarliyordu.
Ben aldim, kabul ettim.
Utandim, kendi payima. "Haklisin Hüseyin aga!" dedim.
Gitti Hesayen aga.
Arkadasimla bana isin dedikodusunu yapmak kaldi.
Ertesi sabah, Persembe günlerden.
Bulgaristan'dan gelen bir belediye baskani ve avanesini agirlamak için sehir içindeyiz. Onlar, tatlicida, bir seyler aliyor, çay içiyorlar.
Ben dünkü ayni noktadayim. Kaldirimda ve dünkü pisliklerin artarak barindiklari mahalde.
E, simdi, alacaksin eline bir poset.
Toplayacaksin toplayabildigin kadar.
Çöp posetini takacaksin koluna.
Caddeyi geçerken bakacaksin sagina soluna.
Düseceksin belediyenin yoluna.
Hüseyin agayin sordugu soruyu onlara soracaksin "Siz Avrupali misiniz?"
Ayni öfkeyi yansitamayacagim kuskusu içindeyim. Onun için, karsimdakiler espri filan yapacaklar "Tabii! Bogaz'dan beriyiz ya!"
Ben de yiyecegim, yutacagim.
Sanki Bogaz'in öbür yanindaki Antep'ten, Kilis'ten daha gelismis bir yöreymisim gibi.
Neresi burasi?
sehir merkezi. Belediye binasinin tam karsisi..
Ne kalmis Yayla'ya, Çagdaskent'e, Kofçaz yoluna, sehrin kiyilarina?..
sehrin her noktasi ayni durumda.
Çöpten geçilmiyor Kirklareli'de.
Niye?
Temizlik Avrupaliliktan mi gelir imandan mi?..
Hangisi?

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol