TEMA Vakfi "GDO'ya Hayir" diyecek

TEMA Vakfi Gönüllüsü Hakan Dedeoglu, yaptigi yazili basin açiklamasinda, TEMA Vakfi'nin Genetigi Degistirilmis Ürünlerin Türkiye'ye girmesine yasal zemin hazirlayan yönetmeligin iptali için dava açmaya ve olusturdugu Bilim Kurulu'nun, hazirlayacagi bilimsel raporla bu konudaki  görüs ve çözüm önerilerini kamuoyu ile paylasmaya hazirlandigini belirtti.

Dedeoglu, Türkiye'nin, Dünya'nin çok az yerinde rastlanir bir ekosistem çesitliligine ve gida ile tarim için önemli genetik çesitlilige sahip oldugunu belirterek, sunlari söyledi.

"Avrupa kitasinin tümünde bulunan bitki türlerinin sayisi yaklasik 12.000 iken, sadece Türkiye' de saptanmis bitki türü sayisi 9.000'dir. Bunun yaklasik % 33'ü yani 3.000 civarindaki kismi Ülkemize özgü endemik türlerdir. Bu rakam Avrupa Kitasi'nin tümünde 2.500'dür.  Bu istisnai derecede yüksek endemiklik düzeyi, Türkiye'ye bu türlerin, özellikle de dünyanin büyük bölümünün bagimli oldugu tahillarin türetildigi yabani türlerin korunmasi, tehlike altina girmemesi veya yok olmamasi konusunda daha da büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Zira günümüzde 15 bitki türü, dünya nüfusunun %90'ini beslemekte olup ve sadece bugday, pirinç ve misir dünya tahil üretiminin 2/3'ünü olusturmaktadir. Türkiye, Yerkürede mevcut olan sekiz önemli Gen Merkezi'nden iki tanesini içine almaktadir Vavilov'un (1951) bitkiler için tanimladigi önemli Gen Merkezleri:  Etiyopya, Akdeniz havzasi, Orta dogu, Orta Asya, Hindistan, Çin + Siyam + Malaya + Java, Güney Meksika + Orta Amerika, Güney Amerika. Anadolu kendi basina ayri bir kita degildir. Ancak, sanki ayri bir kitaymis gibi, büyük bir kitanin sahip olabilecegi tüm biyolojik çesitlilik özelliklerine sahiptir. Dünya'da degisik ülkelerde yetistirilen pek çok bitki ve hayvan türünün orijinal atalari, bu topraklardan dagilmistir. Bir bakima Anadolu ekosistemi, dogal bir gen bankasi niteligindedir. Bu nedenle Türkiye, dünyadaki jeo-politik önemine ek olarak, jeo-biyotik önemi de büyük olan bir ülkedir. Tüm bunlar bilinirken, insan sagligini ve gida güvenligimizi dogrudan tehdit eden GDO'lu ürünlerin ülkemize girmesini serbest birakan "Gida ve Yem Amaçli Genetik Yapisi Degistirilmis Organizmalar ve Ürünlerinin Ithalati, Islenmesi, Ihracati, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeligin" 26 Ekim 2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayimlanarak yürürlüge girmis olmasini anlamak mümkün degildir. Yönetmelikle GDO'lu ürünlerin ülkemize girisi serbest birakilmakta, tüketici satin aldigi ürünlerin içinde GDO'lu ürün bulunup bulunmadigini ögrenmekten mahrum birakilmaktadir. Bu anlayis ve yaklasim kisa bir süre sonra GDO'lu ürünlerin ülkemizde ekilmesine de zemin hazirlayacaktir. Böylece insan sagligini tehdit eden GDO isgali, biyolojik çesitliligimiz üzerinde tehdit olusturdugu gibi çiftçimizin tohum ayirma hakkini elinden alacak, çokuluslu sirketlerden tohum almaya mahkûm kilacaktir. Ülke genelinde yaklasik 370.000 Gönüllüsü ile "GDO'ya Hayir" diyen TEMA Vakfi, GDO'lü ürünlerin ülkemize girisini serbest birakan yönetmeligin iptali için hukuki ve bilimsel platformda mücadeleye hazirlanmaktadir. Yillardir hazirlanmakta olan Ulusal Biyogüvenlik Yasasi'nin biran önce tamamlanmasi çagrisinda bulunan TEMA Vakfi, Aralik 2009'da toplayacagi GDO ile ilgili Bilim Kurulu'nda olusturulacak görüs ve çözüm önerilerini kamuoyu ile ayrica paylasacaktir."

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol